İmamoğlu, AKP döneminde yapılan 36 milyon dolarlık arsa yolsuzluğunu açıkladı

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, AKP döneminde Başakşehir'de KİPTAŞ'ın aldığı bir arsa ile ilgili olarak 36 milyon dolarlık yolsuzluk yapıldığını açıkladı.

İmamoğlu, "Pazartesi günü KİPTAŞ Yönetim Kurulu karar alıyor. Diyor ki; ‘Ben, Başakşehir'deki şu arsayı satın alacağım’.  Bir gün sonra bu arsayı, ne hikmetse bir uyanık vatandaş alıyor 11 milyon dolara. Cuma günü de KİPTAŞ'a 47 milyon dolara satıyor. Aradaki fark 36 milyon dolar. Kim bu uyanık? Kim bu yönetim kurulu kararını alanlar. Hepsinin kayıtları var. Soruşturma başlattık. Suç duyurusunda bulunduk. Ama İçişleri Bakanlığı geldi, dedi ki, ‘Sen buraları soruşturamazsın. Ver 50 dosyayı. Ben soruşturacağım.' Dosyalar İçişleri Bakanlığı müfettişlerinde. Bakalım ne olacak? Merakla bekliyorum” dedi.

KİPTAŞ'ın Anadolu Yakası'ndaki yeni sosyal konut projesi “Tuzla Meydan Evleri”nin temeli İBB Başkanı İmamoğlu'nun katıldığı bir törenle atıldı. Mimar Sinan Mahallesi’ndeki şantiye alanındaki törende konuşan İmamoğlu, İBB'nin AKP'nin yönetimindeki 36 milyon dolarlık bir arsa yolsuzluğunu açıkladı. Hukuksuz, anlamsız kararların ne kamuoyu vicdanında ne de hukukta karşılık bulacağını dile getiren Ekrem İmamoğlu, şunları söyledi:

'Dosyalar İçişleri Bakanlığı müfettişlerinde'

"Yani bir örnek vermem gerekirse; bugün günlerden pazartesi. Pazartesi günü, KİPTAŞ Yönetim Kurulu kararı alıyor. Diyor ki; ‘Ben, Başakşehir'deki şu arsayı satın alacağım’  Bir gün sonra bu arsayı, ne hikmetse bir uyanık vatandaş alıyor 11 milyon dolara. Cuma günü de KİPTAŞ'a 47 milyon dolara satıyor. 36 milyon dolar arada fark. Pazartesi günü, ‘Burayı ben alacağım’ diye yönetim kurulu kararı var. Arada biri geliyor, -çok akıllı, gökten iniyor- satın alıyor burayı. Belgeleriyle, evraklarıyla cuma günü de KİPTAŞ gidiyor, bu uyanıktan burayı satın alıyor. Kim bu uyanık? Onların da kayıtları var. Kim bu yönetim kurulu kararını alanlar? Onların da kayıtları var. Bunu alıyoruz KİPTAŞ olarak. Bir önceki yönetim. Proje yapıyoruz, 300-400 konut. KİPTAŞ'ın önünde maketi yapılıyor. Şu anda girişte. ‘Kaldırmayın’ dedim, ‘Bu sürekli burada duracak.’ Böyle kocaman bir maket, 400 küsur konut. Biz yönetimi aldıktan birkaç ay sonra, ‘Yeşil alan yaptık’ diye karar alınıyor İBB Meclisi’nde, Umarım siz de ona el kaldırmamışsınızdır. Şimdi buna derler ki, ‘Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.’ Bu olmaz, yapmayın. Bunun önüne geçmemiz lazım. Bunu burada çok kıdemli, çok değerli, Tuzla halkı tarafından sevilen bir belediye başkanısınız. Bu tür davranışların önüne geçmemiz lazım. Bunun, 'Bugün size, yarın bana'sı olmaz. Yapılan her yanlış, vatandaşa yapılan yanlıştır. Kamu zararı ne kadar? 400-500 milyon. Bir işte. Soruşturma süreci başlattık. Suç duyurusunda bulunduk. Ama İçişleri Bakanlığı geldi, dedi ki, ‘Sen buraları soruşturamazsın. Ver 50 dosyayı. Ben soruşturacağım. Dosyalar İçişleri Bakanlığı müfettişlerinde bakalım ne olacak? Merakla bekliyorum.”

'Duran metro hatlarının maliyeti 11 milyar lira'

Konuşmasında Tuzla’ya dönük çalışmalarının devam edeceğine vurgu yapan İmamoğlu, bu hizmetlerden birinin de yeni metro hattı olacağını kaydetti. “Finans buldukça, gerçekçi açıklamalarla süreci tanımlıyoruz. Aksi takdirde yanılgı büyük olabiliyor” diyen İmamoğlu, şöyle konuştu:

“Bazen ta 2015'te, 16'da başlayan bir projenin bugün hala devam ediyor olmasının, ne yazık ki ne bir kamu bütçesine faydası var ne de vatandaşa bir faydası var. Basit bir örnekle; 12 metro hattının 10’u, şu anda aktif bir biçimde İstanbul'da inşa halinde. Ve bu 10 hattın, gecikmeden kaynaklı ve bu son dönemde yaşadığımız ekonomik krizden dolayı İstanbul halkına maliyeti, sadece döviz kurlarından dolayı ve özellikle sürecin getirdiği yüklerden dolayı, 11 milyar liranın üstünde. Dolayısıyla biz, bu anlamda yaptığımız ve yapacağımız her işi doğru, zamanlı, projesinden finansmana bütünleştirip, ondan sonra süreci tanımlayarak, vatandaşımıza duyuru yapıp, gerçekten vatandaşımızın hangi zamanda o hizmete sahip olacağını, yanılmamak üzere tanımlayarak süreci yönetmek arzusundayız. Tuzla’nın bu önemine dönük birçok projenin de içerisindeyiz.”

'Marmara'yı kurtarabiliriz'

İstanbul’un birikmiş sorunları olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “İstanbul'un yoğun yapılaşması, yoğun bir nüfusla beraber gelen birtakım sorunlarının çözümü bitmez. Birikmiş olan sorunların da farkındayız. Elbette ki, 25 yıllık İBB yönetimi sürecinde çok iyi yapılan şeylerin yanı sıra, ihmal edilmiş süreçler de var. Şu bir gerçek: Bu işler, yaklaşık 2 yıllık bir yönetimin, bir anda düzelteceği bir sihirli değnek marifetini de sahip değil. Ama sorumlu bir yönetimiz. Bu sorumluluğumuzu da en üst seviyede, başta ilçe belediyeleri ile paylaşarak yönetmenin zaruret olduğunu, böyle olmazsa başarının olmayacağını bilen birisiyim” dedi.

Sözü, Marmara Denizi’nde yaşanan “deniz salyası” sorununa getiren İmamoğlu, “Yıllardır birikmiş birtakım sorunların çözümü noktasında, ülkemizin en üst yönetimlerinden; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan Tarım Bakanlığı'na, kıyısı olan -İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere bütün belediyelerin, ortak akılla Marmara Denizi ile ilgili sıkı bir eylem planı çalışma zorunluluğumuz vardır. Bu konuda, var olan bilimsel çalışmalarımız, var olan içeriksel çalışmalarımızı ilgili kurumlarla paylaşacağımız gibi, bu hususta iç bünyemizde oluşturduğumuz çalışma grubunu etkin bir biçimde büyüterek, Türkiye'mizin ilgili bütün kurumlarıyla eklenmesi hususunda, sorumlu bir biçimde bu süreci ele alacağımı da buradan duymak istiyorum” diye konuştu.

'Bu kente ihanet etmemeliyiz'

Geçtiğimiz 29 Mayıs’ta İstanbul’un Fethi’nin 568. yıl dönümünün kutlandığını belirten İmamoğlu, “Yaşadığımız bu şehrin, dünyanın en kıymetli kenti olduğunu, her daim dünyanın birinci sınıf, birinci derece, çoğu zaman birinci sıra ekonomi merkezlerinden, siyasi merkezlerinden biri olduğunu; dolayısıyla bu kentte yaşamanın, 16 milyon insanın birinci derece sorumluluğu olduğunu unutmamalıyız.  Bu kente ne ihanet etmeliyiz ne de ihanet edenlere fırsat vermemeliyiz. O bakımdan hep, ‘Allah'ım, bu şehre bir yanlış yapmak fırsatı verme; bir yanlış yapma ihtimali varsa bunun bertaraf olması için bana yardımcı ol ya Rabbi’ diye dua ederim. Allah, bu kenti ihanetten korusun” dedi.

'Vatandaşlarımızla görüşeceğim'

KİPTAŞ Genel Müdürü Kurt’un, projenin detaylarını anlatırken kullandığı, “Bazı farklı gündemlerle, başarımızın önüne geçilmesi…” sözlerine açıklık getiren İBB Başkanı İmamoğlu, şöyle konuştu:

“Belki Şadi Başkan’ım yanlış anlamış olabilir. Ali Kurt’un ifade ettiği, en son Eyüpsultan'da yaşadığımız olay. Tümden bir bize ait mülkiyet olan ve yine bu şekilde, yeşili dışa dönük olarak kurgulanan bir kentsel dönüşüm projesi. Yıllardır sorunun çözümü için orada vatandaşlarımızın bizden iyi haber beklediği ve yüzde 100’ünün onay vermesi konusundaki ısrarımı başardılar. ‘Bir kişi bile eksik olsa, başlamayacaksınız’ dedim. Yüzde 100’ün onayını alarak başlatılan projede, sanki orada bir park yok edilecekmiş gibi algı oluşturuldu. Tam aksine biz, daha doğru bir projelendirme ile oraya kalıcı güzel bir parkı hediye edeceğiz. Bu açıklamalara rağmen, bir kısım vatandaşımızın, belki yanlış anlayarak, belki yanlış yönlendirilerek ortaya koydukları bir protesto oldu. Oysa daha önceki KİPTAŞ yönetimi orayı satılığa çıkardı. ‘Uğraşamıyorum, satılığa çıkarıyorum, alan yapsın’ dediği bir yerde, tereyağından kıl çeker gibi, her vatandaşı mutlu edecek bir süreci başlattık. Hatta benim o temel attığım gün, bir arbede diye tarif edilen, 7-8 vatandaşın olduğu bir yerde, 50'ye yakın polis gördüm ben orada. O 7-8 vatandaş, 50 güvenlik görevlisini nasıl aştı da benim araba zannedip, güvenlik görevlisi olan aracımın kapısını açtı ve kadıncağız sürüklendi. Çok da üzüldüm. İlgili arkadaşlarımı evlerine gönderdik, görüştüler. Ben de inşaatı denetime gittiğimde, oradaki vatandaşlarla buluşacağım. Bu nahoş olayın gündeme getirilmesi, oradaki güzel çalışmanın önüne geçti. Ali Bey’i rahatsız eden bu. Bunu bilmeniz lazım Şadi Bey.”