İlker Başbuğ: Bugün olsa yine Kozmik Oda’yı açardım

İlker Başbuğ: Bugün olsa yine Kozmik Oda’yı açardım
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 2009 yılında dönemin başbakan yardımcısı Bülent Arınç'a suikast iddiasıyla açılan Kozmik Oda hakkında konuştu

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 2009 yılında dönemin başbakan yardımcısı Bülent Arınç'a suikast iddiasıyla açılan Kozmik Oda hakkında konuştu. Başbuğ, Kozmik Oda'yı açmaması durumunda Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitlioğlu ve Uğur Mumcu suikastlarının Türk Silahlı Kuvvetleri'ne 'yıkılacağını' söylerken "Gerekeni yaptığımızı düşünüyorum. Bugün olsa yine Kozmik Oda’yı açardım" diye konuştu.

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, bugün yeni kitabı ‘Ergenekon’dan Çıkış’la okurun karşısında. Emekli Orgeneral Başbuğ kumpas sürecini ayrıntılarıyla anlatırken hâlâ sıcaklığını koruyan “Kozmik Oda’yı açmamalıydı” eleştirisine de çarpıcı bir yanıt veriyor: “Kozmik Oda’da Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitlioğlu ve Uğur Mumcu suikastlarıyla ilgili bilgi arandı. Biz Kozmik Oda’yı açmasaydık bu cinayetlerin arkasında TSK var denecekti.” Peki TSK’ya sızmalar nasıl oldu, FETÖ hangi mezhebi hedef almıştı, MİT’ten istihbarat ne zaman kesildi, hedef aslında kimdi, cezaevinde neler hissetti, çıkınca kendisini ilk kim aradı? Başbuğ, yarın da devam edecek olan röportajda hepsini anlattı...

Yeni kitabı ‘Ergenekon’dan Çıkış’la okurunun karşısına çıkan Başbuğ, Hürriyet gazetesinden İpek Özbey'e konuştu. Başbuğ'un açıklamalarından bir kısım şöyle:

En kritik ve tartışmalı döneminizi ‘Kozmik Oda’ sürecinde yaşadınız. Arama izniniz yıllardır tartışılıyor. Pişman mısınız?

Hayır, gerekeni yaptığımızı düşünüyorum. Bugün olsa yine Kozmik Oda’yı açardım. Kozmik Oda olayı basında gereğinden fazla büyütüldü. TSK’ya gerçekten samimi duygularla güvenen, seven insanlarımızın psikolojik olarak yüreklerini dağlayan bir olay oldu, üzüntü yarattı. Tenkit edenler olabilir, samimi tenkitlere saygımız var. Ama olayı saptırarak yanlış noktalara götürenlere karşı da pek saygı duyduğumu söyleyemem. Bizim prensibimiz şu oldu: Biz o gün doğru yaptığımızı düşündük, bugün hâlâ öyle düşünüyorum.

İlker Başbuğ katıldığı Halk TV canlı yayınında da "Kozmik Oda" ile ilgili çok çarpıcı açıklamalar yapmıştı.

Ya karşı dursaydınız?

Birincisi “Silahlı Kuvvetler Bülent Arınç’a suikast planlaması yaptı. Burayı açmasaydık ortadaki delilleri kararttılar” diyeceklerdi. Ama bizim için önemli olan ve yüreğimizi dağlayan bir olay var. Burada Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitlioğlu ve Uğur Mumcu suikastlarıyla ilgili bilgi arandı. Biz Kozmik Oda’yı açmasaydık bu cinayetlerin arkasında TSK var denecekti. Genelkurmay’ın tepesindeki bir kişinin gereken işlemi yapmadan bu iddiaları havada bırakması doğru değildi.

Şunu mu diyorsunuz: Kozmik Oda’yı açmasaydık, Uğur Mumcu cinayeti üstümüze kalacaktı!

Gayet tabii. İki gün sonra diyeceklerdi ki “Biz suçüstü yakalamıştık, imha ettiler, izin vermediler vs”. Uğur Mumcu’nun öldürülmesiyle Özel Kuvvetler arasında ilişki kurulması tüylerinizi ürpertmez mi? Biz bu iddiaların çürütülmesinin gerekli olduğu kanaatine vardık. İddialar çok vahimdi. Ciddiye almadan aratmamak olabilir miydi, olabilirdi. Ama iddiaların daha güçlenerek, bugün değil ama yarın Silahlı Kuvvetler’in karşısına getirilmeyeceğinin garantisi var mı? Bu iddianın ortadan kaldırılması bizim için hayatiydi. Kozmik Oda’daki arama 19 Aralık 2009’da başladı, 20 Ocak 2010’da bitti. Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda bakılan her şey, Genelkurmay Destek Kıtaları Komutanlığı’nın kasasına çift mühürle kitlendi. Bu süreçte Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’ndan bir tek kâğıt parçası, belge, bilgi dışarıya çıkmadı. Ne zaman çıktı, 16 Mart 2013... Hassasiyet gösterenler bu konu üzerinde dursunlar. 16 Mart 2013’te bu bilgiler verildi, dönemin Genelkurmay Savcısı da Muharrem Köse’ydi. Tamamen yasadışı. Bu bilgiler nereye gitti, ne oldu? Bunun üzerinde durulmalı. Biz kozmik odayı açarak aslında FETÖ’nün oyununu bozduk.

NİHAİ HEDEFLERİ HEP BAŞBAKAN’DI

8 Şubat 2010 tarihine gidelim istiyorum. Orada da önemli bir olay yaşandı. Erzincan 3. Ordu Karargâhı’nda neler oldu?

O gün Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal mahkemeden arama kararı alıyor ve 3. Ordu Karargâhı’na geliyor. Bir astsubayın çalıştığı istihbarat ofisinde -ki orada gizli bilgiler var- arama yapacak. Mahkeme kararı var. Ama biz ‘Hayır’ diyoruz.

3. Ordu Komutanı Saldıray Berk... ‘Hayır’ kararını siz veriyorsunuz değil mi?

Tabii ki. Savcının tuttuğu tutanakta şu yazılı: “Arama ve el koyma işlemine izin vermeyen kişi “Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’dur.” Şunu da söylemeliyim ki, mahkeme kararı Kozmik Oda’nınkinden daha sağlamdı, buna rağmen izin vermedik. Çünkü olay maksatlı, düzmece...

Nasıl bir maksattan söz ediyorsunuz?

FETÖ’nün mücadelesinde hep çıtayı yükselterek hareket ettiğini görüyoruz. O andaki hedef muvazzaf bir orgenerali almaktı. Savcı oraya girdiğinde Alevi köylerini ziyaret etmekle de suçlanan 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk’e gidecek, hedefi o. Başaramadılar. Ama tabii pes de etmediler, 5-6 ay sonra Orgeneral Bilgin Balanlı’yı tutukladılar. Balanlı’nın tutuklandığı gün kendi kendime “Sıra bana geldi” dedim. Ama kimseye bunu söylemedim. Burada kaldı mı, hayır. 2012’de MİT Müsteşarı’na gittiler, orada hedef MİT Müsteşarı değil, Başbakan’dı. Engel olundu, örgüt hemen yeni bir hedef koydu...

17-25 Aralık...

Doğru, nihai hedef hep Başbakan...

Ergenekon ve Balyoz olmasaydı, 15 Temmuz yapılabilir miydi?

Olmayabilirdi. Yüzde yüz demek zor ama olmayabilirdi. Özellikle Balyoz çok önemli. Personel kaybımız çoktu. Balyoz komplosu olmasaydı 15 Temmuz yaşanmayabilirdi.

Etiketler :