Hrant Dink Vakfı'na ölüm tehdidi: Bu sefer Rakel Dink ve avukatı ölecek

Gazeteci İsmail Saymaz, Hrant Dink Vakfı'na gelen Rakel Dink ve avukatına yönelik ölüm tehditlerini canlı yayında okudu.

Gazeteci İsmail Saymaz, Halk TV'de yayımlanan Taksim Meydanı programında Hrant Dink Vakfı'na gelen tehdit mesajlarını okudu. Mesajlarda Hrant Dink'in eşi Rakel Dink ve avukatına yönelik ölüm tehditleri yer alıyor.

Saymaz, mesajların 27 Mayıs günü saat 20.49'da başladığını belirtti. Saymaz, söz konusu tehdit mesajlarını canlı yayında okudu.

O mesajlar şöyle:

Bilgi almak istiyorum, kuruluş amacınız nedir, neye hizmet ediyorsunuz? Ben size şunu sormak istiyorum Karabağ Ermeni işgâliyle, bununla ilgili neden çalışma yapmıyorsunuz? İşinize mi gelmiyor? Hem Türk toprağını işgâl edeceksiniz hem de burada kardeşlik masalları anlatacaksınız. Bir gece ansızın geleceğiz, orayı başınıza yıkacağız. Ya terk edersiniz ya da ölürsünüz. Bu kadarını söyleyeyim. Bu sefer Rakel Dink ve avukatı ölecek.

Hrant Dink cinayeti

Agos gazetesinin Türkiye Ermenisi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de silahlı saldırgan Ogün Samast tarafından gazete binasının önünde tabancayla öldürüldü.

Hrant Dink suikastı davası 2 Temmuz 2007 tarihinde Beşiktaş'taki eski Devlet Güvenlik Mahkemesi binasında başladı. Duruşmaya sanıklar, Hrant Dink'in birinci derece yakınları ve avukatlar hariç kimse alınmadı. Mahkeme binasının önünde toplanan kalabalık, suçluların cezalandırılması için eylem gerçekleştirdi. Yasin Hayal'in avukatı Fuat Turgut, mahkeme salonuna girerken, kalabalığın elindeki pankartlardaki slogana atfen "Hepiniz Ermeni’siniz." diye bağırınca gerginlik yaşandı. Duruşma sırasında Hayal ve Tuncel'in birbirini suçladıkları, Samast'ın ise susma hakkını kullandığı açıklandı. Sanık avukatları, olaya bir örgüt veya çetenin karıştığını yalanladılar.

Meclis, Hrant Dink Cinayetini Araştırma Komisyonu, Trabzon ve İstanbul emniyet birimlerinin “ihmali” olduğu belirtildi.

Meydana gelen olayda ihmali bulunduğu gerekçesiyle emniyet görevlileri hakkında idari yönden; bir personele uzun süreli durdurma, beş personele aylık kesimi, üç personele kınama ve bir personele uyarma cezası verilmiştir. Adli yönden; sekiz personel hakkında "soruşturma izni verilmemesine", 31 personel hakkında "ek kovuşturmaya yer olmadığına", iki personel hakkında "beraatına" yetkili mahkemece karar verilmiş, bir personel hakkında ise başlatılan savcılık soruşturması halen devam etmektedir. Jandarma görevlilerinden; dördü hakkında dört ay hapis, biri hakkında altı ay hapis, ikisi hakkında beraat kararı verilmiştir.

Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, o dönem yaptığı konuşmada "Bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim" demiş ve bu sözler olayların sloganlarından biri hâline gelmişti.

Türkiye'de tepkiler

Cenazede açılan "Hepimiz Hrant Dink'iz, Hepimiz Ermeniyiz" pankartları, daha sonra milliyetçi kesimlerden gelen eleştirilere konu oldu. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, pankartlara tepki olarak "Bu ne demek? Hepimiz Türküz, hepimiz Mehmet'iz" dedi. Hrant Dink cinayetine gösterilen duyarlılık ve tepki, şehit cenazeleriyle kıyaslanarak eleştirildi. "Cenaze töreninde Türk bayrağı açılmaması" gibi hususlar bazı milliyetçi basın organlarında yerildi.

Bu eleştirileri takiben 3 Şubat 2007 tarihinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, bir parti toplantısında bugünkü ittifak ortağı Devlet Bahçeli'yi de hedef alarak, "Hani milliyetçilikle geçinenler var ya, bunlar milliyetçi filan değil, bunlar ırkçı, ayrımcı, kafatasçı, bunlar milliyetçi değil" sözleriyle eleştirdi.

Etiketler :