Fizik dünyasında iz bırakan Türk bilim insanı: Feza Gürsey
Feza Gürsey, 7 Nisan 1921'de İstanbul'da doğmuş ve 13 Nisan 1992'de hayatını kaybetmiştir. Fizik alanındaki derinlemesine çalışmalarıyla tanınan Gürsey, bilim dünyasında saygın bir yer edinmiştir.
EĞİTİM HAYATI VE AKADEMİK KARİYERİ
Babası Dr. Reşit Safvet Atabinen ve annesi Remziye Gürsey, Türkiye'nin aydın kesiminden gelen insanlar olup, ona erken yaşta bilim sevgisini aşıladı. İstanbul'da Galatasaray Lisesi'nde başladığı eğitimini, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik-Fizik bölümünde tamamlamıştır. Lisansüstü eğitimini İngiltere'de Imperial College'da yapmış ve "Kuaterniyonların Alan Denklemlerine Uygulamaları" başlıklı teziyle doktorasını tamamlamıştır. 1951 yılında İstanbul Üniversitesi'nde fizik asistanı olarak göreve başlamış, ardından Brookhaven Ulusal Laboratuvarı, Princeton ve Columbia Üniversitelerinde araştırmalar yapmıştır. 1961 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) teorik fizik anabilim dalını kurmuş ve burada öğretim üyeliği yapmıştır. 1974 yılında Yale Üniversitesi'nde profesörlük görevine başlamış ve 1990 yılına kadar burada çalışmıştır.
Feza Gürsey'in bilimsel katkıları arasında, temel parçacıkların sınıflandırılması, süpersimetri teorileri ve grup teorisi gibi konular bulunmaktadır. Bu alanlardaki çalışmaları, fizik dünyasında önemli yankılar uyandırmıştır. O ve arkadaşı Chia-Hsiung Tze tarafından geliştirilen Gürsey Modeli, nötron ve proton gibi temel partiküllerin davranışının anlaşılmasına yardımcı olmuştur.

ALDIĞI ÖDÜLLER
Kariyeri boyunca birçok prestijli ödüle layık görülen Gürsey'in aldığı başlıca ödüller şunlardır:
- TÜBİTAK Bilim Ödülü (1969)
- J.R. Oppenheimer Ödülü (1977)
- Einstein Madalyası (1979)
- College de France Madalyası (1981)
- İstanbul Üniversitesi Onur Doktorası (1981)
- A.C. Morrison Ödülü (1981)
- İtalya Commentadore Nişanı (1984)
- Wigner Madalyası (1986)
- Türk-Amerikan Bilimcileri ve Mühendisleri Derneği Seçkin Bilimci Ödülü (1989)
- Galatasaray Eğitim Vakfı Madalyası (1991)
Nobel Fizik Ödülü'ne de iki kez aday gösterilen Feza Gürsey, bilime olan katkılarının yanı sıra, sanata da ilgi duymuştur. Gençlik yıllarında şiirler yazan gürse, resim sanatıyla da ilgilenmiştir. Edebiyatla iç içe bir yaşam sürmüş ve bilimin sanattan ayrı bir olgu olmadığını savunmuştur.
Feza Gürsey, 1990 yılında kanser teşhisi konulduktan sonra emekliye ayrılmış ve 13 Nisan 1992'de Yale Hastanesi'nde hayatını kaybetmiştir. Türkiye'ye bilimsel katkıları ve uluslararası alandaki başarılarıyla adını altın harflerle yazdırmıştır.