Faruk Bildirici'den yeni RTÜK düzenlemesine tepki

Faruk Bildirici'den yeni RTÜK düzenlemesine tepki
RTÜK üyesi Faruk Bildirici, internet yayınlarının RTÜK'ten yayın lisansı alması gerektirdiğine yönelik çıkan yeni yönetmeliği değerlendirdi. Bildirici, "medya özgürlüğü ve toplumun haber alma özgürlüğü otoriteler tarafından sınırlanmamalı" dedi.

İnternet üzerinden yapılan radyo ve TV yayınlarını Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Bilgi Teknolojileri ve iletişim Kurumu (BTK) altına sokarak denetim ve yaptırım kurallarına bağlayan yeni internet yayını düzenlemesi Resmi Gazete’de yayınlandı. Yönetmelik kapsamında internet üzerinden yayın yapan dijital platformların artık yayın yapabilmesi için RTÜK’ten yayın lisansı alması gerekecek. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan medya ombudsmanı ve RTÜK üyesi Faruk Bildirici, isteğe bağlı yayın platformlarında da 6112 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkındaki Kanun’un 8. Maddesindeki genel ahlak hükümleriyle aynı ilkelerin uygulanmasının yanlış olduğunu söyledi.

Bildirici “Yani genel radyo ve televizyon yayınları için uygulanan yayıncılık kuralları, Netflix gibi BluTV gibi isteğe bağlı platformlarda uygulanmamalı. Bu ilke onlar için geçerli olamaz” diye konuştu.

‘HABER ALMA ÖZGÜRLÜĞÜ OTORİTE TARAFINDAN SINIRLANMAMALI’

Bildirici Twitter hesabında da şu açıklamayı yaptı:

“Ben bunca yıllık gazeteci olarak elbette her zaman medya özgürlüğü ve toplumun haber alma hakkının özgürce, otoriteler tarafından sınırlanmadan kullanılmasından yanayım. İnternet ortamından yapılan radyo ve televizyon yayınları konusunda da RTÜK üyesi olarak aynı tavrımı sürdüreceğim.

“Benim göreve başlamamdan önce hazırlanmış olan yönetmelikte gri alanlar var; örneğin özgülenmemiş platformların tanımı açıkça yapılmamış. Bütün bu gri alanların ve açıklık taşımayan konuların özgürlükler lehine değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum ve ben öyle yapacağım.

“Özellikle de çeşitli dijital ortamlardan bağımsız habercilik yapan siteler, gazeteciler, youtuberler ve sair bireysel iletişimlerin bu yasal düzenleme ve yönetmelik kapsamına girmediği kanısındayım.

İsteğe bağlı yayın hizmetleri platformunun diğer televizyon ve radyo hizmetlerinden daha geniş bir özgürlük alanı olduğuna inanıyorum. Bu platformdaki yayınlara demokrasi, insan hakları, nefret söylemi, ayrımcılık, cinsiyetçilik, şiddeti körükleme, savaş çığırtkanlığı gibi temel insani değerler dışında müdahale edilmemesi gerek. Kişilerin bu platformlarla yaptığı sözleşme devletin yüksek ahlak anlayışının dışında olmalı.

Bu yönetmeliğin en büyük sakıncalarından biri isteğe bağlı yayın platformlarına da RTÜK yasasının 8. maddesindeki, yayın ilkelerine uyma yükümlülüğü getirmiş olması.

Oysa özel sözleşmelerle yapılan yayınlar ile kamuya açık yayınlar aynı kapsamda aynı ilkeler ile değerlendirilemez.

Birinde izleyici yayına maruz kalıyor diğerinde izleyici o yayını isterse alıyor. Ayrıca bu yayınlara da koruyucu sembol sistemi uygulanması zorunluluğu getiriliyor.

Yani akıllı işaretlerin bu yayınlarda da göreceğiz. Artık orada da sigara dumanı çiçeklenecek, şarap yerine fermente üzüm suyu denilmek zorunda kalınacak.” 

İlgili Haberler
Etiketler :