Eski Kızılay Başkanın kızı Fatma Zehra Kınık mahkemede karşı tarafı suçlamış
İstanbul’un Beykoz ilçesine bağlı Kavacık Mahallesi Fatih Sultan Mehmet Caddesi’nde 9 Temmuz’da meydana gelen kazada, eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık'ın kızı Fatma Zehra Kınık Demir, Baki Sokak’tan Fatih Sultan Mehmet Caddesi’ne çıkarken motosiklete çarpması sonucu 17 yaşındaki Batın Barlasçeki'nin hayatını kaybetmesine ve iki kişinin de yaralanmasına neden oldu.
Kazanın ilk duruşması 30 Ekim’de İstanbul Anadolu Adliyesi 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülürken, basına ve izleyicilere kapalı gerçekleştirilen duruşmada, Fatma Zehra Kınık Demir'in savunmasını yazılı olarak mahkemeye sunduğu öğrenildi.
Birgün'den İsmail Arı'nın haberine göre, adli kontrolü kaldırılan Demir’in yazılı savunması ortaya çıkarken verdiği ifadede karşı tarafı suçladı ve beraatini istedi.
‘BENİM BİR KUSURUM YOK’
Fatma Zehra Kınık Demir'in yazılı savunması şöyle:
“İddianamedeki suçlamayı kabul etmiyorum. Bu olayda benim herhangi bir kusurum veya ihmalim yoktur… Ben seyir halindeyken bir anda ön sol farıma bir motosiklet hızla gelerek bana çarptı. Aracımı hemen durdurup ne olduğunu anlamaya çalıştım. Sonrasında yaşadığım şok nedeniyle ağlamaya başladım. Orada motosikletin arkasındaki kişinin yerde yaralı bir şeklide yattığını gördüm. ‘Lütfen ambulans çağırın, birisi ambulans çağırsın’ diye oradakilerden yardım istedim. Birileri yaralının nefes aldığını söyledi. Yaralılar ambulansla kaldırılana kadar yanlarından hiç ayrılmadım. Ben kaza mahalline geldiğimde, motosikletin sürüklenip kaldırımdaki iki vatandaşa çarptığını öğrendim.
Benim bu kazanın oluşmasında hiçbir şekilde kusurum yoktur. Ben tamamen trafik kurallarına uygun bir şekilde yola çıktım ve hızım trafik kurallarına uygundu. Sağımı ve solumu kontrol ettikten sonra, minibüs sürücüsünün de yol verip geçmeme müsaade etmesi üzerine yola katıldım. Tüm gerekliliklere uygun şekilde hareket ettim. Ancak maalesef motosiklet gerçekten çok hızlı seyrediyordu. Olayın meydana geldiği cadde çok işlek bir cadde olup devamlı araçlar geçmektedir. Hemen yola katıldığım yerin solunda otobüs durağı vardır. Yol üzerinde de 30 kilometre hız ile gidilmesi gerektiği ve yaya yolu olduğunu gösteren tabelalar mevcuttur. Trafik kurallarına aykırı ve kask ve koruyucu ekipmansız motosiklet kullanmaları nedeniyle üzücü bu olay meydana gelmiştir. Bu olayda kesinlikle benim bir kusurum yoktur.
‘HAFTADA 5 GÜN İMZA ATTIM’
Olay sonrasında da merhumun ve yaralıların yanında olmaya devam ettik. Motosiklet sürücüsü Yavuz Selim Öztürk ve ailesi ile Beykoz Adliyesi’nde karşılaştık. Onlara da yaşanan olay nedeniyle büyük bir üzüntü duyduğumuzu ye geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Gözaltından çıktığımın hemen ertesi günü de ailemle birlikte merhum Batin Barlasçeki'nin ailesinin evini ziyaret edip taziye dileklerimizi ilettik. Hepimiz çok üzgündük. Ben merhumun annesi Hasret hanımın yanına oturdum, sarıldık, dua okuduk, her zaman yanlarında olacağımızı söyledik. Bu süre zarfında kaza nedeniyle yaralanan iki yaralıya da ulaşmaya çalıştık. İsmini sonradan öğrendiğimiz Muammer Kızıl'ın yarası ayaktan tedavi edilerek aynı gün taburcu edildiği için hastanede kendisine ulaşamadık. Diğer yaralı olan İbrahim Ethem Üstünışık'ın ise Ümraniye Devlet Hastanesi’nde bulunduğunu öğrendik, ziyaretine gidip geçmiş olsun dileklerimizi kendisine sunduk. Kendisi de bunun bir kaza olduğunu, şikâyetçi olmayacağını belirterek ziyaretimizden dolayı teşekkür etti.
Bu üzücü kaza sonrasında, maalesef hem şahsım hem ailem çok çirkin iftiralara maruz kaldık. Hakkımızda gerçek dışı haberler yapıldı. Yurt dışına kaçtığım söylendi. Ancak ben kaza olduktan bu yana Kavacık Polis Merkezi Amirliği’nde haftada 5 gün imza atmaya devam ettim.
‘İLK DEFA KAZA YAPTIM’
19 yaşımdan beri ehliyet sahibiyim ye 7 yıldır araba kullanıyorum. 9 Temmuz'da ilk defa bir trafik kazası yaşadım. Gerçekten büyük bir şok ve hüzün yaşadım. Batın Barlasçeki'nin vefatı beni de derinden üzdü. Tüm bu yaşadıklarım benim için büyük bir psikolojik yıkımdı. Tüm bunların yanı sıra ilk duruşma gününü beklerken, sosyal medya üzerinden çok çirkin iftiralara ve ölüm tehditlerine maruz kaldım. Gazeteci olduğunu söyleyen çok sayıda kişi beni ve ailemi arayarak ya da mesajla ısrarla bize ulaşmaya çalıştı. Ailemin telefonlarına bilinmeyen numaralar benim hakkımda tehditkâr mesajlar attılar.
‘BERAATIMI İSTİYORUM’
Bu kazanın yaşanması gerçekten çok acı. Merhumun ailesine tekrardan baş sağlığı diliyorum, acılarını paylaşıyorum, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Kusurlu olduğum yönündeki trafik kaza tespit tutanağını kesinlikle kabul etmiyorum. Hakkımda beraat karan verilmesini sayın mahkemenizden saygılarımla arz ve talep ederim.”
Kaynak:Birgün