Erdoğan: İdlib'den 50 bin insan daha topraklarımıza doğru geliyor

Erdoğan: İdlib'den 50 bin insan daha topraklarımıza doğru geliyor
Erdoğan, Kuala Lumpur'da katıldığı Kuala Lumpur Zirvesi'nde konuştu. İdlib'den Türkiye'ye 50 bin kişinin daha geldiğini belirten Erdoğan, hâlihazırda Türkiye'de 4 milyon Suriyeli'nin bulunduğunun da altını çizdi.

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kuala Lumpur Konferans Merkezi'ndeki Kuala Lumpur Zirvesi kapsamında düzenlenen 'Kalkınmanın Önceliği ve Sınamalar' temalı yuvarlak masa toplantısında 'Milli Egemenliğin Kazanılmasında Kalkınmanın Rolü' başlıklı oturuma katıldı. Erdoğan, konuşmasının ardından katılımcılardan gelen soruları yanıtladı.

Libya'daki duruma ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, Libya'da General Halife Hafter'e emperyalist güçler tarafından destek verildiğini ancak meşru olduğu halde Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es-Serrac'a destek gelmediğini aktardı. Erdoğan, Türkiye'nin Serrac'ın yanında yer aldığını ve kendisine elinden gelen desteği verdiğini söyledi.

Öte yandan Erdoğan, yoksulluğa çare olarak geçtiğimiz hafta yaptığı öneriyi yineleyerek, "Zekat verilse fakir fukara kalmaz" ifadelerini kullandı. Erdoğan'ın yoksulluğa bulduğu bu 'çarenin' insanları bulundukları yoksulluğa daha da mahkûm edeceği konuşuluyor.

"Emperyalist güçler terör örgütlerine destek veriyor"

Benzer bir durumun Suriye'de de bulunduğunu savunan Erdoğan, "Suriye'de de malum terör örgütleri, YPG/PYD gibi terör örgütleri var ve bunlar Suriye'nin kuzeyinde bir terör koridoru oluşturmak istediler. Bu örgütün arkasında yine dünyadaki emperyalist güçler var ve bu emperyalist güçlerin terör örgütlerine verdiği destek, bugün açılışta da ifade ettiğim gibi bakın 32-33 bin tır silah, mühimmat, araç gereç bunlara gönderildi. Bunun dışında kargo uçaklarla gelenler var ve bu terör örgütlerine bunlar bilabedel, parasız olarak bu silah, mühimmat, araç gereç gönderiliyor" diye konuştu.

Bunlara karşı mücadele verilirken, Suriye'den Türkiye'ye 4 milyona yakın mülteci geldiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu mülteci kardeşlerimize kendi topraklarında barınabilecekleri yerleri yapalım diyoruz. Tüm İslam dünyasına olduğu gibi dünyaya da çağrı yapıyoruz. Fakat dünya bu mülteci kardeşlerimiz için buralarda bir güvenli bölge oluşturulmasına yanaşmadı. Amerika güvenli bölge konusunu gündeme getirdi, ben kendilerine güvenli bölge konusunu gündeme getirdim. Önceki liderlerine aynı şekilde gündeme getirdik. Güvenli bölge, lafta konuşuyorlar ama burada bir güvenli bölge inşa edelim denilince buraya herhangi bir destek vermiyorlar ama silah denince silah geliyor. Silahlar kime geliyor? Terör örgütlerine geliyor. Terörizmle mücadeleye gelince diyorlar ki 'terörizmle mücadele etmemiz lazım.' Nasıl terörizmle mücadele edeceğiz? Lafla terörle mücadele olmaz, icraatla olur. Onun için de konuşma fayda vermiyor. Şu anda liderlere, devlet başkanlarına, başbakanların hepsine yaptığımız planlama çalışmalarının, proje çalışmalarının kitaplarını verdik, gelin beraber yapalım. Gelmediler. "

"Sadece zekatlarından verseler fakir fukara kalmaz"

"İslam dünyası çok mu fakir? Müslümanlar çok mu fakir? Niçin böyle bir şeyde ellerini uzatmıyorlar, niçin bunlar destek vermiyorlar?" diye soran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Sadece kalkıp da zekatlarından verseler buralarda fakir fukara kalmaz, garip gureba kalmaz. Bakınız şu anda İdlib'den yine 50 bin insan topraklarımıza doğru geliyor. Şu anda zaten 4 milyon insan var, şimdi 50 bin kişi daha geliyor. Belki bu sayı daha da artacak. 'Türkiye olarak siz bunun altından nasıl kalkıyorsunuz?' 40 milyar doların üzerinde biz harcama yaptık. Bize ne Birleşmiş Milletler Mülteciler Komiserliğinden ciddi bir destek var ne de Avrupa Birliği verdiği sözü tutuyor. Hiçbiri bu sözlerini yerine getirmiyorlar ama bakıyorsunuz ki öbür tarafta Arap Ligi bir toplantı yapıyor, 'Türkiye ile ilişkilerinizi kesin' diyor. Biz kimi aldık? 3 milyon 700 bin Suriyeli Arap kardeşimizi biz nereye aldık? Türkiye'ye aldık. Niye aldık? Varil bombalarından kaçıyorlardı, almayacak mıydık, aldık. O bakımdan liderler olarak adaletle hükmetmemiz lazım. Siyasiler olarak adaletle bu işte davranmamız lazım ki biz güç bulalım. Yoksa lafla olmuyor. 'Hepiniz toptan sımsıkı Allah'ın ipine sarılın, tefrikaya düşmeyin.' Bunu, ayeti kerimeyi okurken güzel ama icraata gelince bir şey olmayınca o zaman Allah bize nusretini göndermez."