Erdoğan: ABD'nin Mazlum kod adlı şahsı teslim etmesi lazım
Erdoğan'ın ifadelerinin satır başları şöyle:
- Öncelikle şunu tespit ederek başlayalım. Bu süreç 1940’lardan sonra, gerek ABD gerek Rusya noktasında Türkiye’nin bölgedeki belirleyici güç olması ilk defa ispatı vücut etti. Barış Pınarı Harekatı başlamadan önce dünyada ABD, Rusya, Batı, İran’a detaylı bilgiler verdik. BM Genel Sekreteri Dışişleri Bakanımız tarafından bilgilendirildi. Almanya, Fransa, İngiltere ile, İslam dünyası ile diyaloglar oluşturuldu.
- ABD ve Rusya'nın bu süreçteki önemi şurada ortaya çıkıyor. Türkiye'nin 911 kilometre sınırı var ve bu sınır nedeniyle sürekli taciz ediliyoruz. Bunları 8.5 yıldır yaşıyoruz. Öteki tarafta sadece Irak'ın sınırı var. Başka hiçbir ülkenin burada sınırı yok. Fakat bir anlaşma mı var, Türkiye buraya davet mi edildi de Türkiye buraya geliyor? Evet bizim burada bir Adana Mutabakatımız var. Çift dikiş gidiyoruz. Hem tacizler, hem bu mutabakat.
- Hangi uluslararası toplantıya gitsek başlıklar arasında terörle mücadele var.
- İşin en acı yanı: NATO'da stratejik ortağımız ABD. Ve ABD'den malesef 30 bini aşkın silah, mühimmat vb ile Irak üzerinden Suriye'ye girildi ve terör örgütüne teslim edildi.
- Bay Kemal, her şeyi kalkıp ona anlatacak halimiz yok. Biz bunları Trump'ın kendisine bizzat anlattık.
- Terör örgütünün başında olanlarla Almanya, Fransa, ABD görüşme yapıyor.
- Terör örgütüyle siz mektuplaşıyorsunuz ve bu mektubu bize ek olarak gönderiyorsunuz.
- Mazlum denilen kod adlı şahıs, kırmızı bültenle aranan bir şahıs. ABD'nin bu adamı bize teslim etmesi lazım. Adalet Bakanım devreye giriyor, isteyecekler.
- Pınarlar orada bol olduğu için, biz bir de bunun başına barışı ekleyelim dedik. Barış Pınarı Harekatı da böylece başlamış oldu.
- Kürtler aşağı, Kürtler yukarı, hep söyledikleri. Kürtler bizim kardeşlerimizdir. Bizim sorunumuz teröristlerle.
- Biz şu anda 150 saati bekliyoruz. Sonra müşterek devriyelerimiz başlayacak.
- Ayn el Arab konusunda ABD oraya girmeyin diyor, Rusya girin diyor. Bizim böyle bir durumumuz da var.
- ABD'nin 'Münbiç'i 90 günde boşaltacağız' demesinin üstünden 1 buçuk yıl geçti.
- ('Putin ile 6 saat bir odada yapılan görüşmeler' ifadesine) Bir oda olur mu? Bir çok odanın içerisinde insanlar gidip geliyor. Sayın Putin’in özel görüşmelerini yaptığı bir teras. Çıktık terasa, çok samimi bir havada görüşmemize devam ettik. Böyle kolay olmuyor bunlar. Heyetler anlaşamıyor, bize geliyor.
- Silahlar bize teslim edilebilir. NATO üyesiyiz ya, yabancıya gitmemiş olur.
- Sayın Trump benimle olan münasebetlerinde samimi. Bugüne kadar mümkün olduğunca dürüst davrandı. Teröristin ona gönderdiği mektubu bana göndermesi. Bu tavrını kınadım. Ayın 13'ünde tabiki bu davete icabet edeceğiz. Bir heyet olarak giderek oradaki görüşmeleri yapacağız. Bu mektubu da yanımızda getirip kendisine göstereceğiz. Sayın Putin'e de söylediğim bir şey var. Ben bir teröristle masaya oturmam. Herhangi bir terör örgütünü aracı olarak asla kabul etmem. Benim bugüne kadar öğrendiğime göre sadece devletler arasında savaş olur. Siz bir terör örgütünün başı ile müzakere etmezsiniz ama devletler arasında oturur müzakereleri yaparsınız. O zaman dedi ben Pence ve Pompeo'yu gönderiyorum dedi. Bu heyet geldi, görüştük. Türkiye Cumhuriyeti devleti asla terör örgütü ile masaya oturacak kadar alçalmamıştır. Orada 120 saat dedik. 120 saat doldu, ondan sonra da Rusya ile yaptığımız anlaşmanın süreci başladı. O da 150 saat ve devam ediyor. 13'ünde ABD seyahatini gerçekleştireceğiz. Bir çok konuda görüşeceğiz.
- Şu anda yaptırımların kaldırıldığını, kalktığını Sayın Trump açıkladı. 13'ünde Amerika'ya gitmemize mani bir hal kalmadı. Onun için gideceğiz. Orada daha önceki samimi tablolarımızı inşallah gerçekleştiririz.
- Sınırlarımızı terör belasından temizliyoruz. Ülkemizdeki mültecilerin gönüllü bir şekilde dönebilecekleri bir güvenli bölge inşa ediyoruz. Güvenli olarak gerçekleştirebilirsek, biz planı yaptık, dersimize çalıştık. BM Genel Kurulunda devlet başkanlarına verdim. Orada, hastaneler, yönetim binaları yapılacak. Bunu bile öyle anlatmışlar ki orada yeni bir devlet mi kuruyorsunuz diye anlatmışlar. Gidin Cerablus'a bakın. Biz Türkiye'yi oraya yığmadık ki. Cerablus'ta Cerablus halkı var. Biz belediyelerimizi görevlendirdik, oradaki altyapıyı yaptık, Cerablus halkına teslim ettik. Biz inşaya geldik, yıkmaya değil. Suriye Suriyelilerindir. Üzerimize hangi görev düşerse onu da sonuna kadar yapacağız.