Edip Akbayram: Bu zor günlerde ülkenin tek çaresi Atatürk’tür
Bir dizi konserle sevenlerinin karşısına çıkmaya hazırlanan Akbayram, “Son yıllarda Atatürk hasreti büyüdükçe büyüdü. Zor günlerde ülkenin çaresi Atatürk ve onun gösterdiği yoldur” dedi ve ekledi: Aydınlıkları karanlığa dönüştürdüler. Ancak bitecek. İleride ışık var, umut var.
45. sanat yılını kutlayan Edip Akbayram, SÖZCÜ'ye açıklamalarda bulundu verdi. Türküleri ve özgün müzik yorumlarıyla herkesin gönlünde taht kuran Edip Akbayram, 45. sanat yılını temmuz ve ağustos ayında vereceği konserlerle kutlamaya hazırlanıyor. Akbayram'la ‘Güzel Günler Göreceğiz' adını verdiği bu konserlerini, yılın bir bölümünü geçirdiği Avanos'u ve ülkede yaşananları anlattı.
■ Edip Akbayram'ın vereceği üç konseri konuşalım. Konserlerde neler yaşanacağını anlatır mısın?
Baskıdan, zulümden, ölümden şehitten gözüne kan oturmuş bu halkın gelecek güzel günlere umudu olduğu ve bu inancı birlikte paylaşacağımızı düşünüyorum. Şarkılarımızı hep birlikte haykıracağız.
‘SERVETİM İNSAN SEVGİSİ'
■ Sürprizler olacak mı?
En güzel ve özel sürprizim kızım Türkü ile aynı sahneyi paylaşacak olmamdır. Biz kimi zaman baba kız çıkıp şarkı söylüyoruz. İkimiz de mutlu oluyoruz. Dinleyenlerin de hoşuna gidiyor. Benim en büyük destekçilerim kızım Türkü ile 38 yıldır aynı yastığa baş koyduğum eşim Ayten Hanım'dır.
■ Konserlerin sayıları keşke fazla olsa…
Konser sayılarını belki arttırabiliriz. Halk beni hiç yalnız bırakmadı. Bugün her insanın umuda sarılma ihtiyacı var. İşte bu umut bizi bir araya getirecektir.
■ Sevenlerin konserlerini bekliyor…
1972'den beri sahnedeyim. 22 kez Türkiye'yi, 2 kez dünyayı dolaştım. En büyük servetim insanların bana olan sevgisi oldu.
‘GÜZEL GÜNLER GÖRECEĞİZ'
■ Bu üç konserin adı Güzel Günler Göreceğiz… Türkiye, gerçekten de güzel günler görecek mi, buna inanıyor musun?
Bir ülkenin aydını, sanatçısı umudunu asla yitirmez. Elbette inanıyorum, bu karanlık günler bitecek ve bir gün hep birlikte güzel günlere uyanacağız. Çocuklarımız uçurtmalarını mavi aydınlıklarda uçuracak, çiçek bahçelerinde büyüyecekler. O günlerin geleceğine yürekten inanıyorum.
■ Edip Akbayram'ın şarkılarıyla verdiği mesajları kendisinden dinleyelim…
Kişi kendisi değil, eser kendini anlatmalıdır. Şarkılarımda özellikle sevgi, barış, dostluk ve kardeşlik mesajları verdim, vermeye devam ediyorum.
■ Şarkında “Hasretinle yandı gönlüm / Yandı yandı, söndü gönlüm” diyorsun…
Atatürk'le bu şarkımın sözleri çok güzel örtüşüyor. Gerçekten de Atatürk hasreti son dönemde büyüdükçe büyüdü içimizde. Şu zor günlerde bu ülkenin tek çaresidir Atatürk ve onun gösterdiği yoldur.
‘ACILARI PAYLAŞTIM'
■ Son yıllarda ülkece yaşadıklarımızdan sonra Edip Akbayram'ın içinden şarkı söylemek de gelmeyebilir…
Elbette acılar yaşanırken şarkı söylemek içimden gelmeyebiliyor ama ben bu ülkenin Edip Akbayram'ıyım. Şarkılarımla acıları da paylaşıyorum. Benim şarkılarım topluma direnç veriyor.
■ Türkiye nasıl bir dönemden geçiyor?
İlerde ışık var, umut var… Bu ülke insanını acıya aşıladılar, ölümleri, zindanları kader ettiler. Aydınlıkları karanlığa dönüştürdüler. Ancak hepsi bitecek…
GÖKMEN VE MEDİHA'NIN HAPİSTE OLMASI ÇOK BÜYÜK BİR KEDERDİR
■ AKBAYRAM BUGÜNE KADAR NELER GÖRDÜ, NELER…
Darbeler, muhtıralar, neler neler. 12 Mart'ta küçüktüm, 12 Eylül'de büyüdüm… Bugünlere tanık olurken de yaşlandım… Cennet gibi bu ülkede yaşananlara tanıklık etmek üzüyor beni.
■ Yasaklar…
Keşke yasaklar olmasa. Yasaklarla, maddi ve manevi olarak beni çökertmek istediler ama başaramadılar.
■ KHK ile kaybettikleri işlerine geri dönebilmek için açlık grevi yapan Nuriye Gülmen ile Semih Özakça'ya Edip Akbayram da bir günlük açlık grevi yaparak destek oldu.
Haksızlığa uğrayan binlerce insan içinde Nuriye ve Semih hayatlarını ortaya koyarak hak talep ettiler. Onların bu haklı, onurlu, cesur direnişine ufacık bir katkı verdik. Bir ülkede 10 milyon cesur yürek bu direnişe katılsa karanlığı yırtıp atarlar. Ama hiçbirimizde bu yürek yok!
GÖKMEN VE MEDİHA MESAJI
■ Pek çok gazeteciyle birlikte arkadaşlarımız Gökmen Ulu ve Mediha Olgun da hâlâ hapiste. Bu durum toplumun büyük bir bölümüyle birlikte sizi de rahatsız ediyor olmalı…
Rahatsızlık kelimesi çok hafif kalıyor Yüksel, çok hafif. Gökmen ile Mediha'nın hâlâ hapiste olması hepimizin yüreğine çöreklenen büyük bir kederdir, ağırlıktır. Mesleğini yapmak ne zamandan beri suç oldu! Onlar suçlu değil, sadece gazetecidir!