DİSK'li kadınlar 7 Mart'ta iş bırakacak
DİSK üyesi kadınlar 7 Mart'ta kadına tönelik şiddet ve tacize tepki göstermek için iş bırakacak.
Tüm kadınları grevlerine katılmaları üzerine çağrı yapan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, "Kadına yönelik şiddet son bulsun diye, İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkmak için, işyerlerinde şiddet ve tacize karşı Uluslararası Çalışma Örgütü ILO'nun 190 sayılı sözleşmesinin onaylanması için ve aynı zamanda evdeki görünmeyen emeğimizin görünür kılınması için, kadının üzerine yıkılmış olan bütün bakım yükünün kadının üzerinden alınacağı kamusal sosyal politikalar için hep birlikte greve çıkıyoruz"
DİSK Ankara'nın Sakarya Caddesi'nde "Yaşamı Durdurmak için Kadınlar Grevde" başlığı adı altında bir basın açıklaması yaptı.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Günlerdir iş yerlerinden başladık, alanlarda, meydanlarda sesimizi, soluğumuzu hep birlikte büyütüyoruz. Kadınlar olarak 8 Mart'a doğru giderken yüz yıllardır, bin yıllardır yaşadığımız bütün eşitsizliklerin ve ayrımcılıkların daha fazla arttığı bu süreçte eşitlik için, adalet için, demokrasi için hep birlikte mücadeleyi büyütüyoruz. DİSK olarak geçen yıl 8 Mart'taki bildirimizde, konuşmalarımızda ‘cumhuriyetin ikinci yüzyılını kadınların ve emeği yüzyılı yapacağız’ demiştik.
Bu yıl 8 Mart'ta emek mücadelesinin ve kadın mücadelesinin bütün birikimleri üzerinden daha önce bu topraklarda da, dünyanın birçok yerinde de yapılmış olan kadınların hayatı her gün ama her gün iş yerinde de evde de sokakta da yeniden ürettiğini, kadınların hayatı her gün yeniden üreten bu gücünün ne anlama geldiğini göstermek için ve kadın dayanışmasını büyütmek için bir kadın grevi çağrısı yapma kararı aldık. Diyoruz ki, hayatı durdurmak için hep birlikte kadın dayanışmasını büyütmek için, taleplerimizi daha görünür kılmak için, mücadelemizdeki kararlılığımızı ortaya koymak için hep birlikte greve çıkıyoruz, üç tane temel talep ile. Çalışma hayatında yaşadığımız bütün ayrımcılıklar son bulsun diye, eşit işe eşit ücret için ve kadına yönelik şiddetin kadın cinayetlerinin bu kadar arttığı bir dönemde, daha geçtiğimiz gün 4 kadın kadın cinayetinde hayatını kaybetti.
Kadına yönelik şiddet son bulsun diye, İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkmak için, işyerlerinde şiddet ve tacize karşı Uluslararası Çalışma Örgütü ILO'nun 190 sayılı sözleşmesinin onaylanması için ve aynı zamanda evdeki görünmeyen emeğimizin görünür kılınması için, kadının üzerine yıkılmış olan bütün bakım yükünün kadının üzerinden alınacağız kamusal sosyal politikalar için hep birlikte greve çıkıyoruz."
"YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI, YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ"
Çerkezoğlu, "Tüm kız kardeşlerimizi 7 Mart grevinde ardından 8 Mart'ta yapacağımız bütün eylem ve etkinliklerde yan yana omuz omuza olmaya çağırıyoruz. Yaşasın kadın dayanışması, yaşasın örgütlü mücadelemiz." diyerek tüm kadınları grevlerine desteğe çağırdı.
"EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET İSTİYORUZ"
Kadınların eşit işe eşit ücret istediklerini belirten DİSK İç Anadolu Bölge Temsilcisi Birgül Kaya:
"Biz kadınlar yaşadığımız ülkenin gerçeklerini biliyoruz. Hukuk devletinin ve demokrasinin kırıntılarını ortadan kaldırmaya çalıştığı her eleştirinin, her tepkinin, her itirazın soruşturma konusu haline getirildiği, susturulduğu ve baskı altına alındığı bu ülkeye bu çağrıyı yapıyoruz. Kadınlar olarak demokrasinin olmadığı, anayasanın bile uygulanmadığı bir ortamda yaşadığımız sorunların çözümü bir yana daha da ağırlaşacağını çok iyi biliyoruz. Çalışma hayatında cinsiyet, ırk, ücret ve inanç ayrımcılığına karşı grevdeyiz. Eşit işe eşit ücret istiyoruz.
190 sayılı şiddet ve kaygı sözleşmesi onaylansın. Kadına ve kız çocuklarına yönelik şiddet artarken kadına yönelik şiddetle mücadele adı altında cezasızlık politikaları yaygınlaşıyor. Tüm saldırılar karşısında kadınlar olarak yaşama hakkımıza sahip çıktığımızı bir kez daha haykırıyoruz. Şiddetsiz ve tavizsiz iş yerleri istiyoruz.
Kadınların üzerinden bakım yükünü alacak, kamusal sosyal politikalar hayata geçirilsin. Kadına yönelik ayrımcılıklar, eşitsizlikler toplumun her alanında sürerken 2025 yılının siyasal iktidar tarafından aile yılı ilan edilmesi tüm haklarımızı tehdit ediyor.
Asgari ücret dahi hala tek kişi üzerinden belirlenirken kadın yoksulluğu ve işsizliği katmerlenerek artarken iktidarın bu yılı aile yılı ilan etmesinin altında yatan sebepleri görüyoruz. Kadınların yalnızca aile içi tanımlanması ve sınırlandırılmasını kabul etmiyoruz. Doğum teşviki ve benzer politikalar kadınların bakım yüklerini eşitsizlikleri gidermek amacı taşımadığı gibi kadın istihdamını korumuyor. En az 8 saat üretimde, düşük ücretler karşılığında, en az 4 saat ise evde ücretsiz ve karşılıksız çalışıyoruz. Bu nedenle ücretli emeğimizde olduğu gibi görülmeyen emeğimiz için de mücadele ediyoruz."