Devlet Bahçeli Manisa'da konuştu: Barzani ısrarında devam ederse...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Manisa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan Uzunburun Katı Atık Bertaraf ve Düzenli Depolama Tesisi açılış töreninde konuştu.
Konuşmasının bir bölümünü Kuzey Irak'ta yapılan referanduma ayıran Bahçeli, "Barzani ateşle oynamaktadır. Kendi kazdığı kuyuya düşecek, ısrarında devam ederse kahredici azabı tadacaktır" dedi.
Manisa Büyükşehir Belediyesinin şehrin 40 yıllık çöp sorununu sona erdirdiği Uzunburun Katı Atık Bertaraf ve Düzenli Depolama Tesisi'nin açılışı yapıldı. Manisa'ya gelen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, törende açıklamalarda bulundu. Bahçeli, 4 lira olarak açıklanan üzüm taban fiyatını, “Kuru üzümdeki taban alım fiyatı bugün için en az 5 lira olmalıdır. İlave olarak üzüm alımı için tek bir merkezin kurulması da yanlış bir uygulamadır. Zaten sıkıntıda olan çiftçimizi daha fazla sıkıntıya sokmanın anlamı yoktur” sözleriyle eleştirdi.
Bahçeli’nin açıklamalarının satır başları şöyle:
MHP lideri Bahçeli, Uzunburun Katı Atık imha ve düzenli depolama tesisi açılışında konuştu. Tarım alanında Manisa'yı diğer illerden ayrıcalıklı kılan alanlardan birinin üzün üretimi olduğunu söyleyen Bahçeli, üzüm üreticilerinin üzgün ve kaygılı olduğunu belirterek, “Maliyetler artmakta, emekler boşa gitmektedir. Çiftçi kardeşlerim biliyorum durumunuz zordur. Halinizin farkındayım, sesinizi duyuracak yer arıyorsunuz. Gözlerinize bakınca anlıyorum, mağdursunuz ve bir yandan yardım bekliyorsunuz. Sorun ve beklentilerinizi görecek size omuz verecek bir irade tutunacak bir dal arıyorsunuz. Milliyetçi hareket buradadır. Sizin yükünüzü hafifletmek sesinizi duyurmak, derdinize derman olmak için elimizden geleni yapacağız. Sorunlarınızın takipçisiyiz” diye konuştu.
“ÜZÜM TABAN FİYATI ÇİFTÇİLERİMİZİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATMIŞTIR”
Bu sene kuru üzümün maliyetinin çiftçiler için ortalama 3 lira 75 kuruş seviyesinde olduğunu, hatta bu rakamın bazen 4 lira seviyesini de aştığını belirten Bahçeli, 4 lira olarak açıklanan üzüm taban fiyatına yönelik şu eleştirilerde bulundu:
“Üzüm taban fiyatı 4 lira olarak açıklanmıştır. Bu fiyat ne yazık ki üzün üreticisi çiftçilerimizi hayal kırıklığına uğratmıştır. Çiftçinin alın teri ve helaline göz dikmiş fırsatçılar böylesi bir dönemde kol gezmektedir. Belirlenen fiyat üzerinden üzüm alımının yapılması belki uzun vadede fiyatları artırabilir. Ama bizim çiftçilerimizin bu kadar bekleyecek halleri kuşkusuz ki yoktur. Sabır taşı çatlamıştır. Çiftçilerimiz üzümünü Tariş'in insafına bırakarak ya da alternatif çözümler bularak satmak zorunda kalmaktadır. Hali hazırda borçları oldukça kabarık durumda olan üzüm üreticisi çiftçilerimizin beklentisi daha fazladır ve bunda da son derece haklıdırlar. Zira kuru üzüm için belirlenen fiyatlar yaş üzüm için oluşacak fiyatları da etkilediğinden mağdur duruma düşen çiftçi sayımız artacaktır.”
“ÜZÜM ALIMI İÇİN TEK BİR MERKEZİN KURULMASI YANLIŞ BİR UYGULAMADIR”
Geçici ve yetersiz çözümlerle uğraşmak yerine imkanlar zorlanarak çiftçilerin beklentisini karşılayacak bir fiyat oranının acilen ortaya koyulması gerektiğini söyleyen Bahçeli, “İşte bu yüzden bize göre kuru üzümdeki taban alım fiyatı bugün için en az 5 lira olmalıdır. İlave olarak üzüm alımı için tek bir merkezin kurulması da yanlış bir uygulamadır. Zaten sıkıntıda olan çiftçimizi daha fazla sıkıntıya sokmanın anlamı yoktur. Allah'a hamdolsun devletimizin imkanları geniştir. Bu çerçevede daha fazla yerde üzüm alım merkezleri kurulması temenni ve tavsiyemizdir. Böylelikle çiftçilerimiz ilave nakliye masraflarından kurtulabilecek hiç olmazsa yeni borçların altında ezilmemiş olacaklardır. Çiftçi kardeşlerim üzülmeyin, burada sizler huzurunda neyi söylemişsek her yerde aynını tekrar edeceğiz” şeklinde konuştu.
Bahçeli, 25 Eylül'de Irak'ta gerçekleşen bağımsızlık referandumunu, “Peşmerge yönetimi tarafından yapılan sözde referandum” olarak nitelendirerek, “Hukuksuz olan sözde 25 Eylül komplosunun, Irak Anayasasına göre tartışmalı olarak değerlendirilen bölgeleri de kapsamış olması asıl niyetin ne olduğunu açığa vurmuştur. Bölgede yaşanan kaosu fırsata çevirerek kadim Türk yurtlarına çöreklenmek isteyen Barzani ateşle oynamaktadır. Bu işin sonu kendisi için hayırlı olmayacak, kendi kazdığı kuyuya düşecek, ısrarında devam ederse kahredici azabı tadacaktır” diye konuştu.
“GİRDİKLERİ YOLUN YANLIŞLIĞINI GÖRECEKLER”
Irak’ta bulunan tüm topluluklara ve halklara karşı saygılarının olduğunu ifade eden Bahçeli, “Tavrımızın esası Irak’ı iç çatışmaya götürecek, bekamızı tehlikeye atacak, bölgesel fay hatlarının kırılmasına yol açacak gelişmelere kapı aralayan sorumsuz piyonlaradır. Türkiye, başta Kerkük olmak üzere tarihi Türkmen kentlerine zorla el konulması girişimlerine ve Irak'ın Kuzeyinde Kürdistan'a kapı aralanmasına müsaade etmeyecektir. Telafer, Musul, Kerkük gibi kadim Türk illerini mesnetsiz girişimlerle ele geçireceğini zannedenler, girdikleri yolun yanlışlığını er ya da geç ama mutlaka göreceklerdir” dedi.
“ESAS AMAÇ DÖRT PARÇALI KÜRDİSTAN'I KURMAK”
Referandum bahanesiyle, hukuksuz girişimleri kullanarak bölücülüğü körüklemenin bölge için zor şartlar doğuracağını ifade eden Bahçeli, “Bunca olan bitenlerin esas amacı dört parçalı Kürdistan’ı kurmaktır. Barzani’nin korsan referandumunun ana gerekçesi budur. Irak’ın kuzeyine paralel olarak Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü PKK/PYD’nin palazlandırılıp, silahlandırılması da bu yüzdendir” dedi.
“HEDEFTEKİ ANA ÜLKE TÜRKİYE”
“Bölgede hesabı bulunan devletlerden gelen çelişkili açıklamalara aldanacak değiliz” diyen Bahçeli şunları kaydetti:
“Görünürde hemen hepsi korsan referandumu tanımadıklarını, uygun bulmadıklarını ifade ediyorlar. Ama arka planda Barzani’nin sırtını sıvazlayıp, PKK/PYD’nin önünü açıp, diğer terör örgütlerinin imkanlarını artırmanın hesabını yapıyorlar. Etnik ve mezhep temelli ayrışma ve çatışmaların şiddetlenmesi istenmektedir. Terör örgütleriyle aleni işbirliği yapılmakta, sözde terörle mücadele adına bir başka terör örgütü meşru gösterilmeye çalışılmaktadır. Tüm bunlara karşı uyanık olmak mecburiyetindeyiz. Asla unutulmamalıdır ki hedefteki ana ülke Türkiye’dir. Şimdi Kerkük’teki zulme ses çıkarmazsak, yarın kendi topraklarımızda olacaklara mecbur bırakılırız.”