Cumhuriyet davasında karar günü

Cumhuriyet davasında karar günü
Cumhuriyet davasında tüm sanıklar ifadesini verdi. Bugün mahkeme heyetinden 'müjdeli' haberler bekleniyor.

"Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına ve anayasal düzene karşı suç işlemek" iddiasıyla tutuklanan ve tutuksuz yargılanan Cumhuriyet yönetici, yazar, muhabir ve avukatları hakkındaki dava, gözaltılardan 9 ay, iddianamenin hazırlanmasından 3 ay sonra başladı. 12’si tutuklu 18 kişinin yargılandığı davada Cumhuriyet'çiler, iddianamede yer alan suçlamaları yanıtladı. Duruşmanın bugün (28 Temmuz 2017) yapılacak beşinci oturumunda mahkeme, ara kararını açıklayacak.

Duruşmanın dün (27 Temmuz 2017) yapılan dördüncü oturumunda soruşturmayı başlatan savcı Murat İnam'ın "FETÖ" şüphelisi olarak yargılandığını hatırlatan Cumhuriyet avukatlarından Fikret İlkiz, soruşturma savcısının "Masumiyet karinesi vardır. Kimse suçlamalar ispatlanmadan suçlu sayılmaz. Savcı Murat İnam hakkında suçlama var, ama kesinleşmeden suçlu ilan edilemez" ifadesine tepki gösterdi.

İlkiz, "FETÖ' sanığı savcının masumiyet karinesi var da, bizimkilerin yok mu? Herkesin masumiyet karinesini gözetmesi gerekir" dedi.

'Savunma'sını “Burası Cumhuriyet. Bizde taşın sabrı var. Siz ne karar verirseniz verin, gerçeği ortaya çıkarmak için sabırla çalışırız. O gerçeği yine biz yazarız. Gazetecilik suç değildir” diye bitiren avukat Tora Pekin'in ardından söz alan avukat Duygun Yarsuvat da “Bu, düşman ceza hukuku iddianamesidir” dedi. Avukat Ergin Cinmen, “Cumhuriyet davası bugünden görülmekten pişman olunan davalar arasına girmiştir” ifadesini kullandı.

Duruşmada bugüne dek Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Cumhuriyet İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyeleri Bülent Utku, Önder Çelik, Cumhuriyet Vakfı Danışma Kurulu Üyesi Avukat M. Kemal Güngör, Okur Temsilcisi Güray Öz, köşe yazarları Kadri Gürsel, Hakan Kara, Hikmet Çetinkaya, Aydın Engin, Kitap Eki Genel Yayın Yönetmeni Turhan Günay, muhabir Ahmet Şık, çizer Musa Kart, gazetenin eski muhasebe müdürü Bülent Yener ve halefi Günseli Özatalay,  Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç ve Twitter'da Jeansbiri adlı hesabı kullanmakla suçlanan Ahmet Kemal Aydoğdu iddianamede yer alan suçlamalara yanıt verdi. Almanya'da bulunan eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ise duruşmaya katılmadı.

Bahsi geçen 18 kişi hakkında, Türk Ceza Kanunu'ndaki 'anayasal düzene karşı suçlar' ve Terörle Mücadele Kanunu'nun ceza artırımını öngören düzenlemesi kapsamında 7,5 yıldan 43 yıla kadar hapis cezaları isteniyor.

"Sansürün kaldırılışı" ve "Basın Bayramı" olarak kutlanan 24 Temmuz'da İstanbul Adliyesi 27'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılmasına başlanan oturumlar, bugün sona erecek.

İşte dakika dakika yaşananlar

17:47 - Savcılık Akın Atalay, Murat Sabuncu, Önder Çelik, Kadri Gürsel, Hakan Karasinir ve Ahmet Şık ile Kemal Aydoğdu'nun tutukluluk hâlinin devamını; Güray Öz, Turhan Günay, Mustafa Kemal Güngör, Bülent Utku ve  Musa Kart'a ise tahliye istedi.

17:46 - Savcı: Vakıf işlemleri için bilirkişi incelemesi yapılsın

17:45 - Mahkeme Başkanı'nın "Tepki gösterilmesi hâlinde duruşma salonu boşaltılır" uyarısı sonrası savcı mütalaasını okumaya başladı.

17:20 - Duruşmaya yarım saat ara verildi; savcı mütalaasını verecek.

16:55 - Twitter'da "Jeansbiri" adlı hesabı kullanan Ahmet Kemal Aydoğdu'nun avukatı savunma yapıyor.

16:31 - Çağlayan'da karar bekleniyor, Cumhuriyet için adalet bekleyişi sürüyor.

16.30 - Avukatlar son beyanlarını sunuyorlar. Sonrasında savcı mütalaa verecek.

16.25 - Avukat Fehmi Demir: Gazeteciler özgürlüklerinden yoksun kaldıktan 9 ay sonra nihayet kendilerini ifade etme ve yanıt verme olanağı bulmuşlardır. Bu sözde yargılamanın sonuna kadar tek bir söz söylenmese dahi, iddianamenin hukuki bir metin olduğunu söyleyecek tek kişi bulamayız. Bu iddianame hukuki metin değildir. Silivri davalarından biliyoruz. Önce medya algı oluşturur, kisiler itibarsızlaştırılır, gece yarisi evler basılır ki kamuoyu icin inandırıcı olsun. Acaba Türk yargısı tüm bu olaylardan sonra, ki bu olaylara katılmış polisler, savcılar, yargılanıyorlar- ders çıkarmış mıdır? Cem Küçük daha dün gazetede, bu davanın yargıcı gibi beyanlarda bulunuyor. Bir kısım arkadaşımızı infaz ediyor. Böyle tanık olabilir mi? Dürüst yargılama olabilir mi?

16.20 - Avukat Fikret İlkiz: Verin hepsini bize. Ne zaman isterseniz gelirler yine. Sabuncu çok izin yaptı, Günay'ın daha fazla cezaevi anısı olmasın, Ahmet Şık da daha fazla cezaevini mesken tutmasın. Verin hepsini.

16:10 - Avukat Fikret İlkiz: BM Çalışma Grubu, en uygun çözümün, bir an önce serbest bırakılmasını ve uluslararası hukuka uygun olarak tazminat ve diğer haklarının verilmesini talep etmektedir. Ve hükümetten sonuca bilişkin bilgi istiyor. Yani ne sonuç çıkarsa çıksın, hükümetin bunu Çalışma Grubu'na iletmesini istiyor.

16:08 - Avukat Fikret İlkiz: Anayasa mahkemesi bir gün karar verirse hükümet görüşünü bu dosyaya sunacağız.

16:05 Avukat Fikret İlkiz: Bu nedenle haber yaparken gazete çalışanlarının çeşitli risklerde aldığını görüyoruz. Cumhuriyet için bağımsızlığın her şeyden önemli olduğu 1924'ten bu yana savunmuştur. Okurları ile ayakta kalır" 2 Şubat 2017'de Çalışma Grubu Hükümete ulaştığı zaman, Hükümet süre stedi. 11 Nisan 2017'de Hükümet görüşünü bildirdi. Hükümetin görüşü AYM'ye verdiği görüşün birebir aynısıdır. Bunun üzerine hükümete uyguladığınız tedbirler "orantılı mıdır, demokrasiye uygun mudur, yasallık ilkesine sahip midir" diye sordular. Hükümet, "Biz gözaltı süresini mecburen 30 gün yaptık. Gözaltı süresini 4-5 günle sınırladık" dedi. Avukatları ile görüşemiyorlar diye sorulduğunda ise “Hayır avukatları ile görüştüler” yanıtını verdi. "Hatta bizde bu anlamda bir sınırlama yoktur, 15 Temmuz’un gerekçesi ile uyumludur önlemlerimiz" dediler.

16:02 - Avukat Fikret İlkiz: Vakıf Senedi, "Onları AİHS'e göre hareket etmeyi emreder." diyor. Karardan okuyorum: "Cumhuriyet 1924'ten bu yana tüm engellere rağmen kendisini basın özgürlüğünü savunmaya adamıştır. Gazete beyanını AİHS'ten almakta, insan hakları ve demokratik Türkiye için mücadele etmektedir.

16.00 - Avukat Fikret İlkiz: Bu rapordaki soru şu: Hürriyetten yoksul kılma hangi durumlarda ihlaldir? Çalışma grubunun özellikle tutuklamayla ilgili 5 ayrı kategorisi var. Bunu değerlendirirken de "Cumhuriyet Vakfı'nın senedi AİHS'e dayanır.

15.52 - Hakan Kara: Eylül 2016'da Cumhuriyet olarak basın alanında Alternatif Nobel Ödülü aldık, Kasım 2016'da tutuklandık. Cumhuriyet, araştırmacı gazetecilik konusu ve çevreye verdiği önem dolayısıyla aldı bu ödülü.  Türkiye aldı. Alternatif Nobel Ödülü; çevre, savaş, kadın hakları, fakirlik, açlık, hastalıklar konusunda çaba gösteren insanları ödüllendiriyor. Ödülü veren Doğru Yaşam Vakfı, insanların doğaya uygun yaşam sürmeyi teşvik eden, çok saygın bir grup. Türkiye'de ilk defa Cumhuriyet'e verildi. Ödül verildikten bir ay sonra tutuklandık. Alternatif Nobel Ödülü bize gerçekten yakıştı. Böyle ödüller çok verilmiyor. Aldık müzemize koyduk. İşte Birleşmiş Milletlere başvuruyu bize bu ödülü veren Grup yaptı.

15.50 - Avukat Fikret İlkiz: Hakan Kara'ya söz verilsin. Alternatif nobel hakkında bir açıklama yapacak.

15.45 - Avukat Fikret İlkiz: Size BM raporu çevirisi sunuyorum. O raporda sözü geçenler bu salonda tutuklu olan arkadaşlarımız. 81 ülkenin tanıdığı bu konseyi tanıyoruz ve ne isterse yerine getirmeliyiz.Toplantıda 181 ülke bakana bu davayı sorabilir. Raporda bu tutuklama keyfidir denilirse o zaman bu başvuru doğrudan doğruya BM yüksek komiserliğine gider. Bu "şikayet" mekanizmasına, hakkı ihlal edilenler, insan hakları grupları ya da ihlal hakkında bilgisi bulunan kişi ve gruplar da başvurabilir. "Bu tutuklama keyfidir" denirse bu başvuru doğrudan BM İnsan Hakları Konseyi'ne yapılır. Konsey başvuruyu kabul ederse çalışma grubu oluşur. Bu çalışma sonucunda hangi ülke hükümeti olursa olsun yanıt vermek zorundadır.

15:42 - Avukat Alp Selek: Müvekkilim Turhan Günay burada tutukludur. Hakkında bir suçlama olmadan, üyeliği olmadığı halde "vakıf üyesi" denerek tutuklanmıştır.

15.36 - Avukat Alp Selek: 60 yıla yakın avukatlık yaptım. Olağanüstü tüm durumlarda vekillik görevimi yerine getirdim ama ilk kez böyle iddianame gördüm. Böyle yoktan suç yaratan iddianame hayatımda görmedim. Böyle sualler sorulmasını hala anlamıyorum. Bu tür sualler bu davanın bir amacının olduğunu gösterir. 'ByLock'la telefon görüşmesi yapma var. Ben buna hiç önem vermiyorum. Size her telefon geldiğinde "Bana şöyle telefon geldi, ByLock'cu olup olmadığını bilmiyorum" diye savcılığa bildirmeniz gerekir. ByLock suçlamaları ile 5-10 milyon insan sanık konumuna getirilebilir. Vakıf iddiaları için İstanbul ağır asliye ticaret mahkemesi kurulsun orada açılsın bu davalar. Müvekkillerimin hepsinin beraat etmesini istiyorum.

15:35 - Duruşma yeniden başladı.  Mahkeme Başkanı, saat 21.00'a kadar ara karar verebilmek için savunmaların kısa tutulmasını istedi. Söz sırası avukat Alp Selek'te.

14:10 - Duruşmaya bir saat yemek arası verildi.

14:05 - Avukat Bahri Belen: Hâkimlere, savcılara kızamıyorum. Çünkü tahliye veren hâkimler, tahliye isteyen savcılar ihraç ediliyorlar ve haklarında davalar açılıyor. İşiniz zor, hâkimlik ve savcılık tarihine bir not düşülmeli; ülkemizde hukuk güvenliği ve adalet için umut olacak bir karar talep ediyorum.

14:00 - Avukat Bahri Belen: Can Dündar bunlardan korktuğu için değil devlet onun canını koruyamayacağını söylediği için yurt dışına gitti. Devlet yasak koymadı Can Dündar 'ın gitmesine.

13:46 - Avukat Bahri Belen: Herkes Cemaat ve hizmet hareketinin iktidarın parçası olduğunu biliyordu ama 15 Temmuz'a kadar silahlı bir örgüt olduğunu bilmiyorduk. Sonra “Kandırıldık, rabbimiz bizi affetsin” dediler. Bunlar da işbirliği yapmış, kendileri itiraf etti ama onlar hakkında bir soruşturma ve kovuşturma mümkün olmadı. İddianamede “Örgüt adına faaliyet” diyor. Bu mantığa göre ben de şunu sorarım, “İstihbarat teşkilatının bilmediği örgütü ben mi bileceğim de onun adına faaliyette bulunacağım?”

13:45 - Avukat Bahri Belen: Mustafa Kemal Güngör'ün avukatı olarak görülüyorum ama tüm sanıkların müdafiyim. Cumhuriyet vakfı gazete çıkarmak amacıyla kurulmuştur. Herkes Cemaat ve hizmet hareketinin iktidarın parçası olduğunu biliyordu ama 15 Temmuz'a kadar silahlı bir örgüt olduğunu bilmiyorduk. Sonra “Kandırıldık, rabbimiz bizi affetsin” dediler. Bunlar da işbirliği yapmış, kendileri itiraf etti ama onlar hakkında bir soruşturma ve kovuşturma mümkün olmadı. İddianamede “Örgüt adına faaliyet” diyor. Bu mantığa göre ben de şunu sorarım, “İstihbarat teşkilatının bilmediği örgütü ben mi bileceğim de onun adına faaliyette bulunacağım?”

13:17 - Güray Öz'ün avukatı Adil Demirci: Soruşturma nasıl özensiz yapıldıysa bu iddianame de dil bakımından özensiz. Çok fazla yazım hatası var. Bir okur mektubunun dilekçesinin yönetimin değişmiş olduğuna dair delil olmasının ne kadar yersiz olduğunu bir kez daha söylemek istiyorum. Bu iddianame ve eldeki delillerin hukuki dayanaktan yoksun olduğunun örnekleridir. Öz'ün tahliyesini talep ediyorum.

13:16 - Mahkeme Başkanı, Güray Öz vekili Avukat Adil Demirci'ye "Müvekkilinizin bir rahatsızlığı var mı?" diye sordu. Demirci soruya "Bu gerekçeye dayanamayacağız" yanıtını verdi.

13.15 - Avukat Can Atalay, Ahmet Şık'ın özgürlüğünü talep ederek savunmasını bitirdi.

12.54 - Avukat Can Atalay: Ahmet Şık gözaltına alındığı gün Sabah'ta Nazif Karaman'ın haberinde 'Ahmet Şık'a şu soru sorulacak' diye yazıyor ve savcı o soruyu soruyor. Ahmet Şık da "Siz mi soruyorsunuz, Nazif Karaman mı soruyor?" diye soruyor bunun üzerine.

12.53 - Avukat Can Atalay: Savcı bize sorgu bittikten sonra söyle bir haber var cevap vermek ister misiniz dedi Ahmet Şık:Siz mi soruyorsunuz Nazif Karaman mı?

12.50 - Avukat Can Atalay: Tipik bir Ahmet Şık sorgusu oldu ve tutukluluğa sevkten farklı bir gerekçe gösterildi .

12.47 - Avukat Can Atalay: İfade Terörle Mücücadele Şubesi'nde Savcı tarafından alındı.Yasak sorgu yöntemidir.Tutanakta imzası olmayan sivil biri ifadeyi takip etti. Twitler meselesi en acı ve eğlenceli olanı.Aynı konuda Anadolu Adliyesi'nde 7 Kasım'da ifade verdik çıktık. Şikayetçi Antep'ten gazeteci.

12.44-Avukat Can Atalay: Savcı önce 301 den başlamaya heves etti

Avukat Tora Pekin: Önce 301 den başlayamazsınız izin aldınız mı?

Savcı: Kağıt işleri uzun sürüyor.

12.40-Avukat Can Atalay: Ahmet Şık, tutuklanana kadar el konulan bir eşya yok. Neden bunları anlatıyorum. Ahmet Şık'ın bu davaya dahil edilmesinin nedeni bir tweet.

12.36 - Ahmet Şık müdafi Avukat Can Atalay: Dosyaya ilk bakışta herhangi bir yargıcın Ahmet Şık ile ilgili tahliye kararı vermesi gerekirdi...

12:35 - Avukat Tora Pekin: Musa Kart'ın çizdiği karikatürlerin karşıtı şeylerle nasıl suçlanabildiğini biz kelimelerle anlatmaya çalışıyoruz.

12.34- Verilen aranın ardından avukat Tora Pekin söz aldı.

12.25 - Duruşmaya ara verildi.

12.15 - Avukat Uğur Yetimoğlu: Okur kitlesi ve dünya görüşünü değiştirmekten bahsediliyor ama bununla ne kast edildiği belli değil. Savcıların, Cumhuriyet'in kurucu değerlerini koruma gayreti göstermeleri gözlerimizi yaşartıyor.

12:00 - Avukat Burak Oder: Hikmet Çetinkaya iddianameye göre 'Bylock'cu bir polis memuru ile görüşmüş. Numarayı aradık karakol çıktı. Çetinkaya, davada yardım ettiği iddia edilen örgütlerden aldığı tehditler nedeniyle koruma altındadır, o nedenle polisi aramıştır. Hikmet Çetinkaya'yı arayan numaralardan biri 0850 li numara. Bu bile iddianameye girmiş.

11.57 - Hikmet Çetinkaya'nın avukatlarından Burak Oder: 'Bylock'lu telefondan aranmış olmanın delil olduğunu anlatmayacağım, nasıl bir algı yaratılmak istendiğini anlatacağım. Delil diye karşımıza konulanlar, kendi vukuu dışında bir vakıayı anlatma kabiliyetine sahip değiller. Müvekkilime SMS atılmış. Eğer sms ile örgüt yaratılacaksa bayramlarda bir sürü SMS atılıyor.

11.55 - Hikmet Çetinkaya'nın avukatlarından Kaan Karcıoğlu: Savcılık ciddi bir soruşturma yapmış olsaydı takipsizlik kararı verilecek ve adliye iş yükünden de kurtulmuş olacaktı. Müvekkilimiz 15 Temmuz'dan önce yazdığı yazılarda tehlike konusunda uyarıcı olmuştur.

11.50 - Bülent Utku vekili Avukat Ayhan Erdoğan: Tahliye talebi konusunda dün söylediklerimiz yeterlidir. Başkaca bir şey demiyoruz.

11.45 - Kadri Gürsel'in avukatlarından Vecihi Tokuç: Kadri Gürsel'in sınıf arkadaşıyım. Vereceğiniz karar kamu vicdanını rahatlatsın. Yargılanan gazeteci yok sözü kamu vicdanını rahatsız ediyor. Bu salonda gazeteciler, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılanıyor.

11:35 - Avukat Köksal Bayraktar: Basın bu suçları işlemeye elverişli değildir. Çetin Özek "İşlenmek istenen suça elverişli cebir şiddet gerekir" der. Ellerinde silah yok. Müvekkilim IPI üyesidir. IPI'ya 120 ülke üyedir. 1500 gazeteci temsil ediliyor ve bu insanları temsil eden kişilerin arasına Kadri Gürsel seçildi. Av. Köksal Bayraktar sözlerini tahliye talebi ile bitirdi.

11:30 - Duruşma salonuna "sarı basın kartı" olmadığı gerekçesiyle alınmayan Cumhuriyet yazarı Tayfun Atay, duruma "Salona girebilmenin tek yolu yargılanıyor olmak" diye tepki gösterdi.

11:20 - Avukat Köksal Bayraktar: 'Nerede bizim silahlarımız, top, tüfeğimiz?' İddianamedeki suçlamalar bunu düşündürüyor. Basın bayramı 114 yıldan bu yana kutlanıyor. Bu dava, bu bayramın kutlanması için sebep olsun.

11.15 - Avukat Köksal Bayraktar: Basın hürdür, sansür edilemez. Basın da düşünce özgürlüğüne sahiptir. Anayasa'da var. Yeni basın kanunu sansür edilemez'i kaldırdı. Ama ben bugün mahkemenin de basın hürdür dediğini biliyorum. İnsanın düşüncesi sınırlanamaz. Düşünce özgürlüğü var ise basın özgürlüğü vardır, ikisi birbirinden ayrılamaz. Basın Kanunu'nda yayın danışmanı yok dediniz. Yeni Basın Karunu 11. madde eser sahibi sorumludur diyor. Ama iktidar mutlaka birilerini cezalandırmak istediği için sorumlu müdür yanına yayın müdürü vb. de eklemiş. Kadri Gürsel'in gazetedeki statüsü Basın Kanunu çerçevesinde belirlenmiştir ve serbest bir statüdür, sorumluluğu yoktur.

11.10 - Avukat  İlkan Koyuncu: Biz buraya Norveç'ten gelmedik. Adalet fışkırsın diye beklemiyoruz. Ancak hukuksuzluktan da ölüyoruz. 9 aydır tutukluyuz.

11. 05 - Avukat İlkan Koyuncu: Kadri Gürsel 2016 Mayıs'inda Cumhuriyet'te yazı yazmaya başladı. Sadece 12 Temmuz'da bir yazı yazdı. Ne 'FETÖ', ne darbe geçiyordu. Müvekilimi arayanlardan biri Nazlı Ilıcak. Programına müvekkilimi konuk almış. Ilıcak'ın telefonu Turkuaz medyaya ve Sedat Albayrak adına kayıtlı. Onların ifadesi neden alınmamış? Kadri Gürsel'e dair bylock suçlamalarına dair: Müvekkilim sadece aranmış, SMS atılmış.

11.00 - Avukat İlkan Koyuncu: İddianamede somut suçlama yok. Önce kendimizi suçlayıp sonra savunacağız. Müvekkil vakıfta hiçbir zaman görev almamıştır.Yenigün haber ajansında bir görevi yoktur. Basın kanunu kapsamında suç duyurusu da yok.

10:57 Kadri Gürsel'in avukatı İlkan Koyuncu konuşuyor:İddianamede 2013 sonrasında bir takım usülsüzlükler olduğu iddia ediliyor. Müvekkilim 2013 öncesinde Milliyet gazetesinde çalışıyordu. Vakıf yönetiminde de hiç yer almamıştır.

10:55 -

Avukat Ali Rıza Dizdar: Usul hukuku, ceza hukukunun vazgeçilmezidir; derhal beraat kararı verilmeli.

Mahkeme Başkanı: Birtakım deliller hakkında araştırma yapmak gerekiyor; derhal beraat koşulları yok.

10:53 - Duruşma başladı.

10:30 - Mahkeme salonuna girişler başladı.