CHP'li vekillerden zehir zembelek sözler!
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, KİT Komisyonu Üyeleri İzmir Milletvekili Atilla Sertel ve Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz ile TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Altay, şöyle konuştu:
Erdoğan teşvik ediyor
"İzmir HDP İl Başkanlığı’na yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Hayatını yitiren parti görevlisine Allah’tan rahmet diliyorum. Bu tür saldırılara karşı devletin azami tedbir alması bir zaruret haline gelmiştir.
Maalesef Türkiye’de eskiden ticaretten para kazanılırdı şimdi siyasetten para kazanıyor. Namuslu siyasetçiler için can güvenliği tehdidi il, ilçe binalarına kadar indi. Erdoğan, muhalefete yönelik saldırıları teşvik ve tahrik ediyor. Bu bir suçtur."
Soylu’nun belge verdiği iddia ediliyor
"TBMM Başkanı iki ara bir derede. 27 Mayıs’ta Sayın Şentop, İçişleri Bakanı’na mektup yazdı, ismi istedi. Sonra 20 günlük sessizlikten sonra dün Sayın Soylu ile Sayın Şentop bir görüşme yaptı. Bugün ise geldiğimiz noktada bizim yazımıza verilmiş bir yazı hala yok. Yanıt bekliyoruz. Soylu’nun yazılı bir belge verdiği iddia ediliyor.
TBMM Başkanı’nın bilgi vermesi bir zorunluluktur. İçişleri Bakanı’nın da bu ismi ihbar etmesi bir sorumluluktur. Herkesi görevin getirdiği niteliklere uymaya davet ediyoruz. Burası muz cumhuriyeti değil. Cumhuriyet savcılarını da göreve davet ediyoruz.
Sezgin Baran Korkmaz denilen zat, rüşvet verdiğini söylüyor. Bir cesur savcının resen soruşturma başlatması lazım. 6 bin 500 savcı var, ölü taklidi yapıyor. Türkiye’de adalet derin bir uykuda. Merkez Bankası süreci, Ruhsar Pekcan süreci, 10 bin dolar süreci, 10 milyon euro süreci."
Bir namuslu savcıya Türkiye’nin ihtiyacı var
"Böyle bir tabloda AKP, yeni yargı paketini Meclis’e sunacak. Pakete gerek yok. 6 bin 500 savcıyı özgürleştir yeter. Biz de 12 ayrı kanun teklifini Meclis Başkanlığı’na sunduk. Paket istiyorsanız, bizim verdiğimiz 189 maddelik 12 ayrı kanun teklifinde alayı var.
Haydi gelin seri şekilde çıkaralım. 6 bin 500 savcıdan bir cesur, bir namuslu, bir vatansever savcıya Türkiye’nin acil ihtiyacı var."
Faiz milletin sırtında kamburdur
Biraz sonra Merkez Bankası Para Politikaları Kurulu, faiz politikasını açıklayacak. Faizlerin düşmesini isteriz. Milletin sırtında bir kamburdur. Dünyada en yüksek faiz veren 7. ülke Türkiye. Yuh size yuh. 128 milyar nerede? Paramızın değerini korumak için faize yüklenmek zorunda kalmazdınız. Faik Öztrak, Gaziantep’te bu konuyla ilgili çok önemli açıklamalar yapacak.
Altı tip harami
"Bugün size altı tip harami açıklayacağım. Türkiye’yi kuruttular Azerbaycan’a gittiler şimdi. Doymadınız mı kardeşim? Bu beşli çete en çok ihale alan dünyadaki 10 şirketin içinde. Ne olacak şimdi? Azerbaycan’ı kurutacaklar. Sayın Aliyev’i buradan uyarıyorum. Dikkatli ol, bu tuzağa düşme.
Milli takım yenilgilerinde üzülüyoruz, beşli çete dünyada ilk onda. Ne diyoruz bunlara A tipi haramiler. Bir de B tipi haramiler var. Bu ülkede emeklilerin ortalama maaşı bin 500 lira. Asgari ücret 2 bin 825 lira. Bir öğretmen 5 bin 300 lira maaş alıyor. Uzman doktor 7 bin 100 lira maaş alıyor. Şehit olmaktan değil emekli olmaktan korkan kahraman Türk polisi 6, 7 bin lira alıyor. Adaletin terazisini tutan hâkim 17 bin lira alıyor.
Bunların ortalama maaşı 74 bin, yüksek alanlar var bir de onlar 176 bin lira alıyor.74 bin lira nere 6 bin lira nere? Haram olsun, zehir olsun, zıkkım olsun. Bir de C tipi harami var. Bunlar mafyadan düzenli olarak para alanlar, düzenli komisyon alanlar var, düzenli tatil yapanlar var, düzenli seçim kampanyalarına bağışlar var. Seçim kampanyalarında bağış var ama yeraltı örgütünden alınır mı?
Bitmiyor, D tipi haramiler var beklesin. E tipi haramiler var. Bunlar bir gecede milyarder olan haramiler. Kur artırıp adamlarını bir gecede milyarder yapan bir yönetim var. Ne diyoruz? E tipi haramiler. Bitmedi F tipi haramiler var. F tipinden de beslenmeyi becerdiler bunlar. Bunlara ne istedilerse verdiler sonra ‘gel bakayım buraya, ilişkini biliyoruz, sen şu okulu, plazayı, şirketi devret, seni cezaevine değil sokağa salalım.’
Şimdi D tipini niye ayırdık? 8 arkadaşımız aylardır bir mücadele veriyorlar ama Ziraat Bankası’nın 750 milyon dolarının hesabını komisyonda soruyorlar. Sorabiliyorlar mı açıklayacak arkadaşlarım. Hamdolsun gidiyor paralar. Para benim değil ama senin de değil. Para milletin, para devletin. Meclis, bunun hesabını sormak için var hamdolsun denetleyemiyoruz."
Engin Altay, sözü Deniz Yavuzyılmaz ile Atilla Sertel’e bıraktı.
“Sayıştay baskı altında”
Deniz Yavuzyılmaz, “Sayıştay büyük bir baskı altında. Raporları sansürleniyor. TBMM adına denetim yapan KİT Komisyonu da Sayıştay’ı aşarak bizzat yerinde denetim yapmak zorunda kalıyor. Ziraat Bankası, artık çiftçinin değil tüpçünün bankası olmuştur. Hem Demirören Grubu’na devasa krediyi tahsis etmekte kalmamış, Simit Sarayı’na yüzde 51 ortak olma peşine düşmüştür. Ziraat Bankası, şu anda bugün itibariyle AK Parti’nin boşalttığı hazinenin bir kara deliğidir. Bu kara deliği kapatmak tüm bürokratların görevidir. Ziraat Bankası tüpçünün değil, halkın bankasıdır” dedi.
“Ziraat bankası’nı denetleyemiyoruz”
Atilla Sertel, “Bugün Ziraat Bankası’nı denetliyoruz ama ne yazık ki denetleyemiyoruz. Bizim sorduğumuz, Sayıştay’ın sorduğu sorulara yanıt vermiyorlar. Ziraat Bankası’na baktığımızda üçüncü sırada çiftçilerin olduğunu görüyoruz. Çiftçiye kredi vermeyen bir bankayla karşı karşıyayız. 50 bin lira kredi vermek için 5 bin lira masraf çıkarıyor. Ama aynı banka hiç karşılıksız 750 milyon doları Demirören Grubu’na veriyor.
Bir örnek vermek istiyorum. Sayıştay soruyor, ‘2018 yılında yönetim kurulunuz içinde eski bakanlar var, 18 ay huzur alıyorlar her ay, sizin almanız gereken toplam rakam 2 milyon fakat 5 milyon aldınız, bize verin’ diyorlar, vermiyorlar. ‘Bunları nereye harcadınız’ diye sorduğumuzda ‘ticari sır’ diyorlar. Gün gelecek, devran dönecek, bunlar halka hesap verecek” diye konuştu.
Yeniden sözü alan Engin Altay, şöyle devam etti:
"İki milyon esnaf, 10 milyon para verdik diye övünüyor Erdoğan. Sadece beşli çeteye 21 milyar geçiş garanti parası için verdi. A, B, C, D, E, F tipi haramileri saydım. Hiç kusura bakmasınlar.
Bu topraklarda 1100 yılında Moğollar, 1200 yılında Timur, 1300’de Haçlılar istila yaptı, bu toprakları yağmaladı. Vallahi de billahi de bu haramiler kadar bu topraklarda yağma ve talan yapılmadı. Bu haramiler Moğollar’a, Timur’a Haçlılar’a rahmet okutur. Biz bu toprakların soyulmasına göz yummayacağız. Devleti ganimet gören kafadan Türkiye’nin kurtulması için elimizden geleni yapacağız. Devlet ganimet değildir."