CHP'li Ali Mahir Başarır'dan Süleyman Soylu'ya zor soru

CHP'li Ali Mahir Başarır'dan Süleyman Soylu'ya zor soru
CHP’li Ali Mahir Başarır: “Siz de yargı karşısına çıkıp aklanmayı düşünüyor musunuz? Yoksa aldatıldım demekle mi yetineceksiniz?"

CHP Mersin Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Üyesi Ali Mahir Başarır, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Cumartesi Anneleri için söylediği sözleri meclis gündemine taşıdı.

CHP’li Başarır, yazılı soru önergesinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 2011 yılında yapmış olduğu  FETÖ terör örgütünün elebaşısı Fetullah Gülen ve firari savcı Zekeriya Öz  hakkında övgü dolu sözlerini hatırlatarak , “700 haftadır kayıp yakınlarının bulunması için bir araya gelen Cumartesi Annelerinden herhangi birinin, sizin 2011 yılında övgü dolu sözlerle bahsettiğiniz elebaşısı Fetullah Gülen olan FETÖ terör örgütü ile bir bağlantısı tespit edilmiş midir?” sorusunu yöneltti.

Başarır’ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yazılı olarak yanıtlamasını istediği  önergesi şöyle;

2011 yılında yapmış olduğunuz bir konuşmada FETÖ terör örgütünün elebaşısı Fetullah Gülen hakkında aşağıdaki övgü dolu sözleri dile getirdiniz:

“…Bütün dünyanın üzerinde ittifak ettiği, dünyanın her noktasında okullarıyla eğitime yaptığı seferberliği hem diyaloğa hem dinler arası bir şekilde uzlaşmayı sağlayacak nefreti ortadan kaldırmaya çalışacak mümtaz bir şahsiyete saldırı vardır. Bu saldırının sebebi Fethullah Gülen değildir aslında Türkiye’de mazlum insanlar ilk defa iktidara gelmektedirler.

Hakkında bütün dünyanın övgüler düzdüğü, aslında bütün memleketimizin minnettar olması lazım gelen bir anlayışa çirkin bir saldırıya muhatap olmamak lazım. Fakat insanın içi hazmetmiyor. Ömründen tek bir dikili ağacı olmayan insanlar, Allah rızası için bu ülkenin her noktasına Diyarbakır’dan Edirne’ye kadar dünyanın her noktasında Afrika’dan Asya’ya kadar Balkanlara kadar Amerika’ya kadar her noktada bu milletin temel değerlerini dünyayla birleştirmeye çalışan bir anlayışa şiddetle saldırıyorlar. Benim bunu bakınız açık söylüyorum, Müslümanlık adına, Anadolu insanı adına, Türklük adına milliyetçilik adına, bu ülkenin geleceği adına kabul etmem mümkün değildir…”

“…Türkiye’de 4 yıldan beri hiç kimsenin cesaret edemediği, daha önce cesaret edilip bunu canıyla ödeyen insanlardan sonra bu iş için adım atan bir kişi çıktı ve arkadaşlarıyla beraber çıktı, evet siyasi irade de bunun arkasında oldu, bunun da hakkını teslim etmek lazım ama Türkiye’de olmayan olması hiç birimiz tarafından hayal edilmeyen hepimizin siyasi ve ülkenin geleceğiyle ilgili beynimizi formatlayabileceğimiz, bizi yeni bir alana doğru çekti. Bu ülkenin de haksızlık yapan insanlarının haksızlığının yanına kar kalmayacağını, bir tek adam bir işportacının oğlu, ortaya koydu. Bu ağırlarına gitmiş olabilir. Ankara’da müsteşar yardımcılığı yaparken Ankara’da orada bürokraside bulunurken elbette her hükümete kuyruk sallarken bu adamın aldığı riski, Zekeriya özün aldığı riski veya onu arkadaşlarının aldığı riski bunlar almadılar…”

Kayıp yakınlarının bulunmasından başka hiçbir istekleri olmayan Cumartesi Anneleri için ise şu sözleri dile getirdiniz:

"…Doğrudan doğruya terör örgütünün sözcülüğünü yapıyorlar, savunuyorlar, hiçbir şey yapamıyorsa eylemlerine sessiz ve tepkisiz kalıyorlar. Örgütlere bir 'poker yüzü' temin etmeye ve aslında bir meşruiyet alanı açmaya çalışıyorlar…”

Bu bağlamda:

  1. 700 haftadır kayıp yakınlarının bulunması için bir araya gelen Cumartesi Annelerinden herhangi birinin, sizin 2011 yılında övgü dolu sözlerle bahsettiğiniz elebaşısı Fetullah Gülen olan FETÖ terör örgütü ile bir bağlantısı tespit edilmiş midir?
  2. İçlerinde FETÖ ile hiçbir ilişkisi olmadığı halde görevlerinden alınan, tutuklanan insanlar varken, 2011 yılında FETÖ terör örgütünün başı Fetullah Gülen ve firari savcı Zekeriya Öz hakkında övgü dolu sözlerle bahsettiğiniz için siz de yargı karşısına çıkıp aklanmayı düşünüyor musunuz? Yoksa siz de aldatıldım demekle mi yetineceksiniz?
  3. Sizin Fetullah Gülen ve Zekeriya Öz için övgüyle yorumlar yaptığınız 2011 yılı içerisinde, terör örgütünün doğrudan sözcülüğünü yaptığını dile getirdiğiniz Cumartesi Annelerini dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın makamında ağırlamasına ilişkin bir açıklama yapmayı düşünüyor musunuz?