CHP'den DSP'ye 'etik' eleştirisi!
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP'den istifa ederek DSP'ye geçenlerle ilgili olarak "DSP ile bizim herhangi bir sorunumuz olmaz. Ama bizden aday olamadıkları için DSP'ye geçip aday olan arkadaşlarımızla ilgili bir etik sorun olduğu ayan beyan ortadadır" diye konuştu.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Öztrak, toplantıya ilişkin yaptığı açıklamada, Zeytin Dalı Harekât bölgesinde bir askerin şehit olduğunu hatırlatarak, şehide Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.
TÜİK tarafından ekonomide çok önemli veriler açıklandığını dile getiren Öztrak, buna göre, 2019 Ocak ayında konut satışlarının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 25, ipotekli konut satışlarının ise yüzde 77 düştüğünü belirtti.
Bu rakamların son 6 yılın en düşük rakamları olduğuna dikkati çeken Faik Öztrak, "Vatandaşın satın alma gücündeki erime, konut satışlarını etkiliyor. İşsizlik rakamları da ekonomide yaşanan krizin derinliği konusunda çok ciddi ipuçları veriyor. Sanayi üretimi geçtiğimiz yılın aralık ayında yüzde 10 daralmış. Üretimde bu boyutta bir daralmayı son olarak 10 yıl önce küresel kriz döneminde görmüştük. Bu daralma sarayın 2018 için büyüme tahmini olan yüzde 3,8 büyüme tahminin gerçekleşmeyeceğini ortaya koyuyor" dedi.
2018'in son üç ayını kapsayan dönemde işsiz sayısının da 4 milyona dayandığını ifade eden Öztrak, bu rakama iş bulmaktan ümidini yitirdiği için vazgeçenler, mevsimlik çalışanlar da eklediğinde sayının 7,5 milyona ulaştığını savundu.
İşsizlikteki bu artışın kuru bir rakam olmadığını ve her rakamın ardında çok ciddi hayat dramları bulunduğunu dile getiren Öztrak, şöyle devam etti:
"Ekonominin başarısı damat beyin söylediği gibi faiz kura bakarak 'dengelendik, dengeleniyoruz' diyerek ölçülmüyor. Başarı ekilen tarlalarla, üreten fabrikalarla, çalışan ve kazanan yurttaşlarla ölçülür. İktidara ve yandaşı medyaya bakarsanız her yer güllük gülistanlık. Tarlalar boş, fabrikalar durmuş, işsizlik, pahalılık vatandaşı kasıp kavuruyor ama bunlar cari açıktaki düşüş üzerinden kendilerine bir başarı hikayesi çıkarmaya çalışıyor. Saray yönetimi ne yaptı? Bugüne kadar ekonominin ithalata bağımlılığını azaltacak bir tedbir aldı mı? Yıllarca ekonomiyi borca batırarak yönettiler, borcu çeviremeyince, dış piyasalar borç vermeyince ekonomi durdu, ithalat da durdu. Bu nedenle de cari işlemler açığı düştü. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Cari açıktaki azalmanın bu millete işsizlik ve duran ekonomi bakımından çok ciddi bir maliyeti oldu. Pahalılık, işsizlik aileleri kasıp kavuruyor. Herkes evinin tapusunu, arabasının ruhsatını bankalara kaptırma korkusu ile yaşıyor. Saray ve medyası kafasını kuma gömmüş hiçbir şey umurlarında değil."
Ülkeye 21 milyar doların üzerinde kaynağı belirsiz bir para girişi yaşandığını iddia eden Öztrak, "2018'de her yüz dolarlık cari açığın 77 dolarını nereden geldiğini bilmediğimiz bir parayla kapatmışız. Şimdi bu kaynağı belli olmayan paranın ne kadar süreceği belli değil. 2018 yılında döviz piyasaları alt üst oldu bunlardan dolayı. Ülkeye ne olduğu belli olmayan bu şekilde para girişi hiçbir zaman yaşanmamıştı. Bu, sarayın ve AKP elinde ülkemizin devasa bir para yıkama makinesi haline geldiğini açıkça ortaya koyuyor. Ne yıkanıyor? Neyin parası? Kara para. Neyin kara parası? Eroin mi, içki mi, kaçak sigara mı? G20'nin hiçbir ülkesinde bu boyutta kaynağı belirsiz para görmeniz mümkün değildir" diye konuştu.
Millet kan ağlıyor
"Millet kan ağlıyor. Sosyete damat çıkmış ocak ayında bütçenin 5 milyar fazla verdiğini millete müjdeliyor" diyen Öztrak, iş bilmezliğin, göz boyamanın bu kadarının da fazla olduğunu savundu.
Öztrak, "Bütçe rakamları okumasını şu anda maliye bakanlığı görevini yürüten damat bilmiyor" görüşünü ileri sürdü.
Türkiye'nin bu boyutta bir seçim harcaması politikasının, ülkenin daha sonra çok ciddi zorlukları yaşamasına zemin hazırlayacağını belirten Öztrak, iktidarın ise siyasette hızla otoriterleştiğini iddia etti.
"Market zincirlerine tehdit telefonları açılıyor, baskıyla fiyatlar düşürülmeye çalışılıyor" diyen Öztrak, bankaların lisans iptalleri ile tehdit edildiğini, özel mülkiyet ve miras hukukunun da yok sayıldığını öne sürdü.
İktidarın sadece siyasette değil, ekonomide de giderek despotlaştığını ileri süren Öztrak, "Bunun sonu, yatırım havuzunun daha da kuruması olur. İşsizlik ve fakirliğin daha da artması olur. Bunun sonu meyve, sebze kuyruklarının ardından ampul, yağ, margarin, deterjan kuyruklarının gelmesi olur. 2001 yılında Türkiye tarihinin en ağır krizlerini yaşadı ama hiçbir zaman meyve, sebze tezgahları önünde kuyruk olmadı" diye konuştu.
Tarladaki fiyatın tezgahlardan daha hızlı arttığını belirten Öztrak, ocak ayında tarlada patlıcanda yüzde 65, dolmalık biberde yüzde 48, domateste ise yüzde 48 artış olduğunu bildirdi.
Fiyatların daha pazara gelmeden uçtuğunu dile getiren Öztrak, "Çiftçinin girdi maliyetlerini düşürmeden sofradaki yangını söndüremezsiniz. Mazotun, gübrenin, tohumun, fidenin, ilacın fiyatı almış başını giderken raflardaki ürünün fiyatı düşmez. Emirle düşürseniz bile bu kalıcı olmaz" açıklamasını yaptı.
Böyle giderse üreticinin batacağını savunan Öztrak, şöyle konuştu: "Sarayın kibir abidesi de damadı da atadıkları tarım bakanı da meseleyi anlayabilmiş durumda değil. Bu arada Dışişleri Bakanı Sayın Çavuşoğlu'nu tebrik ediyorum. Bu tanzimli satış konusunda iktidar kanadından aklı başında tek açıklama ondan geldi. Dışişleri Bakanı çiftçinin girdi maliyetini düşürmek için ilaçta ve gübrede de gerekirse tanzime gidebileceklerini söylemiş. Bir yerden tanzime başlanacaksa en doğru yer burasıdır.
TMO yeniden çiftçinin dostu yapılmalıdır. Çukobirlik, Fiskobirlik, Tariş gibi kooperatif ve birlikler yeniden ayağa kaldırılmalıdır. En önemlisi de çiftçiye tarım kanununda öngörülen destekler tamı tamına ödenmelidir. Bu arada saraydaki kibir abidesine bir tavsiyemiz var, 31 Mart'ta tadacağı ağır seçim yenilgisinden sonra yapmak zorunda kalacağı kabine değişikliğinde tarım bakanı ile dışişleri bakanlarının yerlerini değiştirsin. Tarım Bakanı ülkemizin dışişlerini Sayın Çavuşoğlu'ndan daha kötü yönetemez ancak Dışişleri Bakanının ülkemiz tarımını mevcut Tarım Bakanından daha iyi yönetebileceği anlaşılıyor. Bu potansiyelle ben tarım bakanı olacak dışişleri bakanının Fransa'dan da şövalye ödülü olmaya namzet olduğunu düşünüyorum."
Öztrak, Hazine ve Maliye Bakanının "Siz dolarları elinizde tutmaya devam edin, bakın ne olacak?" sözlerine ise açıklık getirmesi gerektiğini söyledi"
Türkiye 31 Mart'a doğru hızla giderken, "kibir ittifakı"nı ciddi bir korku sardığını savunan Öztrak, ittifakın genişletildiğini söyledi.
"Halkı kin ve düşmanlığa sevk eden bir kampanya yürütülüyor maalesef kibir ittifakı tarafından yürütülüyor" diyen Öztrak, "Cumhurbaşkanı sıfatını taşıyan AKP Genel Başkanı kendi ittifakı dışında kalan ve Mecliste bugün görev yapan tüm siyasi partileri çete olarak ilan edebiliyor. Kimse kusura bakmasın herhalde kendisinin ağzından çıkanları kulakları duymuyor. Memlekette çiftçiden kabzımala, marketçiden üreticiye hain ve terörist ilan etmedikleri kimse kalmadı. Sarayın kibir abidesi ve bekçisi üç belediye kaybetmemek için önlerine gelen herkese terörist yaftası yapıştırıyorlar. Kendi bekaları için milletin birliğini bozmaktan hiçbir çekince duymuyorlar. Ama biz sarayın sancısını çok iyi anlıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
İktidarın ekonomik krizi örtmek için bu seçim kampanyasını Suriye'de ve Irak'ta yapılacak askeri harekatlarla kurtarma üzerine kurguladığını ileri süren Öztrak, ancak yaşanan gelişmelerle bekledikleri sonucu alamadıklarını söyledi.
Öztrak, şunları kaydetti:
"Saray ve bekçisinin elleri böğürlerinde kaldı. Şimdi 2015 Kasım seçimlerine giderken uyguladıkları taktikleri uygulamaya çalışıyorlar. Burada o kadar ileri gidiyorlar ki Mecliste bulunan muhalefet partilerini terör taşeronluğu yapmakla, çete oluşturmakla itham ediyorlar. 10 parmaklarında 10 kara her yere bulaştırıyorlar. Terör örgütleriyle her türlü al takke ver külah işine giren, gençliklerinde uluslararası terörün akıl hocalarının dizi dibine oturarak resim çektirenlerin, Oslo'da terör örgütleriyle gizli saklı pazarlık masası kuranların, yıllarca ülkeyi beraber yönettiği, koalisyon ortaklığı yaptığı örgütün başına 'ne istediniz de vermedim' diye zırıl zırıl ağlayanların, şimdi herkesi terörle iş birliği yapmakla, çete kurmakla suçlamasına bu millet artık kanmaz. Bu sadece 'kişi başkalarını kendi bilirmiş' sözünü millet nezdinde haklı çıkarır."
Öztrak, bir beka sorunu varsa bunun tartışılacağı yerin TBMM olduğunu belirtirken, iktidarın bu söylemlerle ekonomik krizi unutturmaya çalıştığını tekrarladı.
Faik Öztrak, Ankara ve çeşitli kentlerde partileriyle ilgili duvarlara yazılan "ipe sapa gelmez birtakım yazılar" ile ilgili de suç duyurusunda bulunduklarını bildirdi.
Açıklama sonrası soruları yanıtlayan Faik Öztrak, 12 PM üyesinin olağanüstü PM toplantısı çağrısının sorulması üzerine, "Bu talebi bu hafta içinde en kısa sürede yerine getirmek için gerekli hazırlıkları yapıyoruz. MYK'de konuştuk" ifadesini kullandı.
CHP'nin Siverek adayı Mehmet Fatih Bucak'ın adaylığının çekilip çekilmediği yönündeki soru üzerine ise Öztrak, belediye başkan adaylarının atanması veya değiştirilmesinin parti içi mesele olduğunu belirterek, listelerin yarın açıklanacağını, orada kimlerin olup olmadığının görüleceğini kaydetti.
Öztrak, bir soru üzerine CHP'nin Meclis Başkanlığı adayının belli olmadığını bildirdi.
"CHP'den istifa ederek DSP'ye geçişleri nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu da yanıtlayan Öztrak, "DSP ile bizim herhangi bir sorunumuz olmaz. Ama bizden aday olamadıkları için DSP'ye geçip aday olan arkadaşlarımızla ilgili bir etik sorun olduğu ayan beyan ortadadır." diye konuştu.
DSP Genel Başkanı Önder Aksakal'ın CHP'den kendilerine hiçbir ittifak teklifi gelmediği ve CHP Genel Başkan Yardımcılarının "bizden ayrılanları aday yapmayın" ricasıyla kendilerini ziyaret ettiği şeklindeki sözleri sorulan Öztrak, şunları söyledi:
"Benim bildiğim kadarıyla DSP'yle ilgili bir iş birliği yapma çağrısının ilgili genel başkan yardımcılarımız tarafından götürüldüğünü biliyorum, duydum. Eğer ortada bir iş birliği talebi yoksa her iki Genel Başkan Yardımcımızın da 'bizden ayrılanları aday yapmayın' talebini götürmelerinin hiçbir anlamı yoktur. İki Genel Başkan Yardımcımız eğer DSP'ye gittilerse bu konuşma daha başlarken, başta bir iş birliği talebi olduğunu düşünüyorum. Demek ki meramlarını tam olarak anlatamamışlar diye düşünülebilir ama zannetmiyorum, arkadaşlarımızın her ikisinin de meramlarını anlatabilme kabiliyetleri en üst seviyededir."
Yeni askerlik sistemi ile ilgili bir soru üzerine ise Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 10 ay önce "Gündemimizde bedelli askerlik yok, şehitlerimize saygısızlık etmiş oluruz" dediğini ancak bugün bedelli askerliğin her türlü alternatifinin konuşulduğunu söyledi.
Faik Öztrak, bir başka soruyu yanıtlarken de partisinin Meclis Başkanvekillerinin, Meclis Başkanı Binali Yıldırım'ın vereceği yemeğe katılacağını, milletvekillerinin ise katılıp katılmamakta serbest olduğunu bildirdi.
Öte yandan; CHP MYK'de partinin belediye meclis üyelikleri listeleri ve aday listeleri ele alındı.
Listelerin yarın YSK'ye verilmesi öncesinde parti genel merkezine ziyaretçi alınmıyor.