Çete davasının kritik ismi özel jetiyle döndü; tutuklandıktan bir gün sonra ise tahliye edildi!

Kamuoyunda ‘Sarallar’ olarak bilinen suç örgütüne yönelik geçen yıl operasyon düzenlendi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele ekipleri çok sayıda adrese baskın düzenledi. Soruşturma kapsamında, Mücevher İhracatçılar Birliği Başkanı Burak Yakın, sosyetenin kebapçısı olarak bilinen Fiko Ocakbaşı’nın sahibi Fikret Aydoğdu, Ali Ziver Çavuş, Ümit Serkan Saral, Sebahattin Azizağaoğlu’nun da aralarında olduğu bir dizi isim tutuklanmıştı.

MHP İLÇE YÖNETİCİSİ DE ŞİKÂYETÇİ
Bir kısmı firari konumda olan 62 kişiye yönelik iddianame ise geçen şubat ayında hazırlandı. 248 sayfalık iddianamede şüpheliler darp, tehdit, yağma ve dolandırıcılıkla suçlanıyor. Davanın şikâyetçi konumunda ise, borsacı Abdullah Taşkın, eşi Reyhan Göksun Taşkın ile MHP Büyükçekmece İlçe yöneticisi Erkan Güdücü ile eşi Zeynep Güdücü yer alıyor.

‘73 DAİREYE ÇETE EL KOYDU’
Şikâyetçiler, çetenin korkutucu gücü kullanılarak yağmalandıkları iddiasında. Güdücü çifti, çete eli ile 73 daire ve dükkanlarının yağmalandığı iddiasında. Abdullah Taşkın ise, kendilerinden zorla alınan varlıkların bugünkü değerinin 500 milyon TL seviyesinde olduğunu öne sürmüştü.

ÖZEL JETİ İLE TÜRKİYE’YE DÖNDÜ
62 sanık hakkında hazırlanan iddianameyi kabul eden mahkeme önümüzdeki 10 Haziran’a ise ilk duruşma için gün verdi. Süreç devam ederken 9 Nisan günü ilginç bir gelişme yaşandı. Sarallar grubu ile ortak hareket ettiği bilinen ve dosyanın firari konumundaki isimleri arasında yer alan Ali Uğur Uzun özel jeti ile Türkiye’ye döndü. Uzun, İstanbul Havalimanı’nda gözaltına alındı.

‘ARANDIĞIMI BİLMİYORDUM’
Ali Uğur Uzun, dava dosyasına bakan İstanbul 39. Ağır Ceza Mahkemesinde sorgulandı. Uzun yaptığı savunmada “Bana isnat edilen eylemlerde ben yoktum. 2024’ün son aylarında yurt dışına çıktım. Yurt dışında, dosyayla ilgim olduğunu öğrendim. Sonra geldim teslim oldum. Arandığımı bilmiyordum. İddiaya konu eylemlerle alakam olsaydı gelmezdim” dedi. Uzun’un avukatları ise, Abdullah Taşkın ve eşinin, müvekkilleri ile ilgili şikâyetlerini geri çektiklerini ifade etti.

TAHLİYESİNE KARAR VERİLDİ
Yapılan savunmalar sonrası mahkeme Uzun hakkında tutuklama kararı verdi. 9 Nisan günü verilen karardan sonra, İstanbul Adliyesinde baş döndüren bir trafiğin yaşandığı anlaşıldı. Uzun’un avukatları tutuklama kararına itiraz etti. Mahkeme itirazı reddetti. Uzun’un avukatlarından sonra bu kez, duruşma savcısı tutuklama kararına itiraz etti. Mahkeme bir kez daha ret kararı verdi. Ret kararlarından sonra bu kez itirazı İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi değerlendirdi. Mahkeme, Uzun hakkında tahliye kararı verdi; tutuklu bulunduğu cezaevine tahliye yazısı yazıldı.

ALİ UĞUR UZUN NE İLE SUÇLANIYORDU
Dava dosyasında şikâyetçi konumda olan Erkan Güdücü, çete eli ile Esenyurt’taki 73 daire ve dükkanın ellerinden alındığını söylemişti. İddianamede anılan dairelerden birinin Ali Uğur Uzun’un eşi O. Uzun’a devredildiği bilgisi yer aldı. Güdücü, Avcılar’daki bir depoda Ali Uğur Uzun’un adamları tarafından darp edildiğini öne sürmüştü. Güdücü, saatlerce alıkonulduğunu öne sürmüştü.

‘KENDİSİ DARP ETTİ ADAMLARI SİLAH ÇEKTİ’
Bir diğer şikâyetçi Abdullah Taşkın ise, Fiko Ocakbaşı’nda yaşadığı darp olayına ilişkin “Ali Uğur Uzun, yanında kalabalık bir grupla, bulunduğum restorandaki odanın kapısına tekme atıp içeri girdi. Girer girmez ‘Sen her yerde çok geziyorsun.
Türkiye bizim, bizden habersiz hiçbir yerde gezemezsin’ diyerek bana vurmaya başladı. Ben kendimi korumaya çalışsam da Ali Uğur’un darp etmesine engel olamadım. Daha sonra beni sandalyeye oturttular. Ali Uğur'un yanındaki iki kişi silahını bana doğrulttu. Uzun, ‘Sen hala bizim kim olduğumuzu anlayamamışsın. Dayak yemeden işlerin ciddiyetini anlamayacaksın. İstanbul’u terk edeceksin’ dedi” ifadelerini kullanmıştı.