Barolar İstanbul'da: Savunma Mitingi

Barolar İstanbul'da: Savunma Mitingi
AKP'nin çoklu baro teklifini protesto eden avukatlar, teklifin TBMM'ye sunulmasının ardından Çağlayan Adliyesi önünde miting düzenledi. "Feyzioğlu istifa" sloganlarının atıldığı mitingde İstanbul Barosu Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu konuştu.

AKP'nin 'Çoklu Baro' sistemine karşı baro başkanlarının Ankara'ya olan yürüyüşü engellenmiş, baro başkanları ve avukatlar uzun bekleyişin ardından Ankara'ya girmişlerdi.

Ankara'da yürüyüşün ardından İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, twitter hesabından "Savunma Mitingi" düzenleneceğini duyurmuştu.

Durakoğlu, açıklamasında, “Sevgili meslektaşlarım, ülkemiz yargısının teslim alınmasına yönelik çok ciddi bir tehdidin arifesindeyiz. İktidar, yasa yapma gücünü silaha dönüştürüyor. Hukuksuzluğun yasa gücüyle meşrulaştırılmasına izin veremeyiz. Biz avukatız bunu anlatabilmemiz gerekiyor”  ifadesini kullanmıştı.

"Gelmeye mecbursunuz"

Durakoğlu, miting duyurusunun ardından, "Gelmeye mecbursunuz" ifadesini kullanmıştı.

Polisin mitingin yapılacağı alanı kapatmasının ardından Halk TV'de Medya Mahallesine katılan İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, "Emniyet engellemeyeceklerini söyledi. Alana girişler başladı. " ifadesini kullandı.

Alana girişler görüntülendi.

Alana giriş yapan avukatlar, 'Feyzioğlu istifa' sloganları attı.

Söz 'Savunma'da

İstanbul Barosu Başkanı Av. Mehmet Durakoğlu şöyle konuştu:

"Bu toplantı, ortak aklın toplantısıdır, bizimkisi bir haykırış, buradan Ankara'ya bir bilinç götüreceğiz. Genç meslektaşlarımızın ekonomik sorunları var, Covid süreci yaşadık üç ay adliyelerde neler çektiğimizi biz biliyoruz. Gelin bunu konuşalım. Yasayı uygulayamıyoruz. Kamu avukata yardım edecek deniyor, etmiyor, etmiyor!

Gelin konuşalım. Dosya inceleyemiyoruz biz dosya. Saklıyorlar UYAP'a yüklemiyorlar. Savunma hakkı kısıtlandı. Niye onun avukatlığını yapıyorsun diye sorgulanıyor duruşmalarda avukatlar. Kimisi açlık grevinde kimisi ölüm orucunda avukatların. Hayatlarını değil, avukatlıklarını kaybedecekleri için direniyorlar. Adil yargılanmayı istiyor avukatlar. Bunları konuşalım. Yılda 6 bin stajyer alıyor bu baro. Biz yapmadık. Siz yaptınız. Gelin konuşalım. 14 bin hakim savcı aldınız. Şu mülakatı konuşalım mı? Gelin konuşalım. Siz siyaset yapıyorsunuz dediler bize. Bizimkisi siyaset değil de siyaset yapmanın suç olduğu tek bir ülke söyler misiniz bana? Onlarda siyaset yapıyorlar diye övünç duyuyorlar. Hukukçular siyaset konuşmasın istiyorlar. Sonuna kadar konuşacağız. Anlatamadık biz bu iktidarlar. Bizim yasamızın 75. ve 94. maddesi insan haklarına sahip çıkmamız gerektiğini söylüyoruz. Yumruğu kimin attığına bakmam ben. Benim işim bu. İnsan hakları mücadelesi vermek. 

 

"Karakollarda ne çektiğimizi biz biliriz. Karakollarda işkence olmasın diye. Avukatlar susamaz. Avukatlar susarsa olmaz. Bunu bilmeli Ankara.  2010 Referandumu'nda yapmayın dedik, yargıyı FETÖ'ye teslim ediyorsunuz dedik. "FETÖ diyemezsiniz, Hocaefendi" dediler. Bu da bir FETÖ projesidir. Ergenekon örgütlediniz Balyoz ürettiniz. Biz bastık. Orayı bastık işte. O çadır tiyatrosuna gittik. Bedel de öder avukatlar bunu bilesiniz. Biz bunu söyledik size yapmayın dedik. Şimdi de yapmayın diyoruz. Bu ülkenin avukatları hiç Allah affetsin demedik şimdi gördüklerimizin karşılığı bu mu? Biz biat etmeyiz, boyun eğmeyiz avukatız biz. 30 Haziran 2020 bunu bir kenara yazın. Bu bir FETÖ projesidir. Yargının ele geçirildiği 2 sac ayağından sonra 3. sac ayağının da ele geçirilmesidir. Tarihe düşülmüş bir nottur bu. 

Baro başkanları olarak Ankara'ya yürüdük. Baro başkanları Ankara'ya giremedi. Kanunsuz bir emirle durdurulduk. Bir baro başkanımız darp edildi. Önce yakıcı bir güneş, sonra şiddetle bir yağmur altında şemsiyelerin girişinin izin verilmediği, battaniyelere izin verilmediği, çay makinesinin bile içeri sokulmadığı saatler yaşadık biz. Zulümden bahsediyorum. Bir polis devletinden bahsediyorum. Biz buradan geri dönemeyiz. Bu ülkenin dirence ihtiyacı var, bunu en iyi uygulayacak bir ülkenin mensuplarıyız biz. Yurttaşların bu dirence ihtiyacı var. O direncin sahibi avukatlarıdır. Bunları hatırlatacağız onlara. Bu hakkımızı sonuna kadar kullanacağız onlara. Bu yapının uniter devlet yapısına aykırı olduğunu kanıtlayacağız. Teklif Meclis'e verildi. AKP'nin Meclis'te çoğunluğu da var.

Teklifin geçmemesi için demokratik haklarımızın hepsini kullanacağız. Burada başlayıp burada biten bir şey değil. Devam edeceğiz buna. Ama bilmedikleri bir şey var. Bunların yaptıklarının daha fecisini 12 Eylül'de darbeciler yapmış İstanbul Barosu'na. İstanbul Barosu'nun kapısına mühür vurmuşlardı. Hani darbeler kendi hukukunu oluşturacaklardı ya, hani onun önündeki en büyük engel avukatlardı ya. Onu gördükleri için önce İstanbul Barosu'nun kapısına kilit vurdular. Biz o dönemdeki başkanımızı şehit verdik. Sandılar ki böyle yaparsak avukatları sustururuz. Bambaşka bir gelişti İstanbul Barosu avukatlarında bir genetik kod gelişti. Mücadele kodu gelişti. Eğer kriz zamanlarında, yargıya tehdit savrulduğu zamanda avukatlar susarsa Orhan Apaydın'a kendilerini borçlu hissedeler. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Mücadele bizim genetik kodumuzdur. Yargı bağımsızlığı için, sonuna kadar mücadele edeceğiz."