Bahçeli: Merkez Bankası’nın bağımsızlığını tartışmaya açmak demokrasinin ve milli iradenin gereğidir

MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu ve İYİ Parti lideri Akşener'i hedef alan açıklamalarda bulunan Bahçeli, Merkez Bankası'nın bağımsızlığına ilişkin ise, "Merkez Bankası’nın bağımsızlığını tartışmaya açmak demokrasinin ve milli iradenin gereğidir" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Bahçeli, Merkez Bankası'nın bağımsızlığına ilişkin tartışmaya değinerek, "Merkez Bankası'nın bağımsızlığını tartışmaya açmak milli iradenin gereğidir. IMF ve faiz lobisi ile fazla yol alamayacağımız ortadadır. Özerk kurumlar milli iradenin üzerinde olamaz. Davul hükümetin boynundayken tokmağın başkalarında olması kabul edilemez" ifadesini kullandı.

Faiz kararları üzerine artan döviz krizi hakkında konuşan Bahçeli, "Ya enflasyon artışına faizleri yükselterek devam etmek suretiyle enflasyon-faiz-kur sarmalı döngüsünü kabulleneceğiz. Ya da yüksek faiz politikasından vazgeçerek enflazyonla mücadeleyi yeniden tanımlayacağız. Bize göre başka bir alternatif kalmamıştır. Türkiye faiz kamburundan kurtulmalıdır. Hükümetimizin ekonomi politikası doğrudur" dedi.

Bahçeli'nin satırbaşları şöyle:

Biz kendimiz için hiçbir şey aramayız, beklemeyiz. Bizim geçmişte dile getirdiğimiz önce ülkem ve milletim sonra partim ve sonra ben ifadesi bu hassasiyetimizin bir ilkesidir. Ancak, mevzubahis Türk milleti olursa iddialarımızın, ilerleme azmimizin sınırı da olmaz. Bu yüzden MHP yek vücuttur. MHP, milliyetçilik fikriyatının son siyasi teşkilatıdır. Bizim siyasi mücadelemizin yol haritasında akıl, şuur, iman, denge yer almaktadır.

Millet birliğini bozan yalnızca dilde, inançta, ülkü de farklılaşma değil nasıl yönetileceği ve hangi hakları isteyeceği konusunda karar verememekten kaynaklanan gelgitler ve tereddütlerdir. Bir siyasi parti olarak bizim görevimiz bu tereddütleri kaynağında gidermek, telafi etmektir.

MHP, içinde milletin olmadığı, insanımızın refahının gözetilmediği hiçbir hedefi asla kabul etmeyecektir. Adım adım 2023, il il Anadolu temasıyla sürdürdüğümüz çalışmalarımızın esası ve özü bu düşüncelerimizdendir. 30 Ekim'den bu güne kadar 55 ilimizi ziyaret ettik. Gittiğimiz her ilde coşku ile karşılandık. Cumhuriyetimizin 100. yıldönümüne kadar hızımızı arttıracağız.

Kim Türk milletinin hasmı ise, bizim de sonuna kadar hasmımızdır. Hasımların kimler olduğunu bilmek, tarafımızı açık etmek zorundayız. Bizim tarafımız millettir, mazlumlardır, gariplerdir, tüyü bitmemiş yetimlerdir. Partimiz bir gönül çemberidir. Cumhur İttifakı’na sahip çıkacak Türkiye sevdalıları hep var olacaktır.

'Atanamayan öğretmen sorununa neşter vurulmalı'

Yarın 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutlayacağız. Bunu yaparken onları anlamak, beklentilerini sırasıyla karşılamak, mesleki taleplerini yerine getirmek durumundayız. Öğretmenlerimizi yılın bir gününde anmak hakkaniyet ölçüleriyle bağdaşmayacaktır.

Atanamayan öğretmen sorununa neşter vurulmalı, bu konu artık kapanmalıdır. Ülkemizin daha çok gelişmesi öğretmenlerin kalitesinde, eğitim materyallerine, güncel kütüphanelere, geliştirilmiş müfredata bağlıdır. Bunların hepsi gereklidir. Kalifiye ve iyi motive olmuş öğretmenler olmadan diğerlerinin hiçbir anlamı olmayacaktır. Parti olarak öğretmenlerimizin özlük haklarının iyileştirilmesi için elimizden gelen her çabayı göstereceğiz.

Bahçeli'nin hedefinde muhalefet var

Türk siyasetini zehirli sarmaşık gibi saran bir çürüme, ahlak erozyonu vardır. Kuşkusuz bunun failleri Zillet ortak paydasında buluşan siyasi partilerdir. Bu teşhisimizi objektif kriterlerle koyduğumuz iyi bilinmelidir. Zillet ittifakı bürokrasiyi tehditten, yabancı misyon şeflerini tebrikten özel bir haz almaktadır. Türkiye'ye karşı nerede bir cephe açılmışsa CHP'den İP'ine HDP'sinden diğer marjinal partilere kadar hepsi içindedir.

Kılıçdaroğlu geçen hafta bir Yunan gazetesine demeç vermiş, yine çuvallamış. Bulanık aklındaki kalın tortuları göstermiştir. 'İktidara geldiğimizde Orta Doğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı'nı kuracağız. Neden savaşıyoruz?' demiş. Sayın Kılıçdaroğlu savaş nerededir? Savaşan kimdir? Terörle mücadeleye hayır diyen, Türk askerine hayır diyen buna karşılık terör örgütlerine evet diyen yozlaşmış bir zihniyetin anladığı, savaşla kastettiği nedir?

Mavi Vatan'daki dik duruşumuzla birlikte Libya, Irak ve Suriye'de barış ve istikrarın müdafasını yapmamız uykularını mı kaçırmıştır? Kırmızı listedeki terör elebaşlarını nokta operasyonlarla tasfiye etmemiz kabus mu yaşatmıştır? 'Helalleşme' sayfası açan Kılıçdaroğlu'nun dilinin altındaki bakla nedir?

Bu partinin grup başkanvekili HDP'nin terörle bağlantısını görmedim demiştir. Bre gafil görüyor ama itiraf edemiyorsun! Cümle alem gördü de bir tek siz mi göremediniz? Bu nasıl bir boş kafadır! Bu katile hayran olmuş sefil bir kafadır. Demirtaş’ın ve Kavala’nın tutukluluğunu doğru bulmuyoruz demiştir. Bu ülkede kuyumuzu kazmaya çalışan Soros’çulara yer yoktur.

CHP ile İP'in paçası tutuşmuş olacak ki genel başkanlar düzeyinde birbirleriyle ziyaretleri sıklaştırmışlar. İP'in başkanı Türkiye'nin farklı farklı mahallelere bölündüğünü söylüyor. Bu dil bölücü bir dildir. Bu üslup zararlıdır, zillettir. Türkiye doğusundan batısına birdir, bütündür.

Siyasette 50+1 tartışması

İP Başkanı yüzde 50+1'in şahsıma sorulmasını istemiş. Şimdi beni iyi dinlesinler. Cumhurbaşkanının iki turlu seçimle doğrudan halk tarafından ve geçerli oyların salt çoğunluğu ile yani yüzde 50+1 oyu ile seçilme kuralı 21 Ekim 2007 tarihli anayasa değişikliği ile kabul edilmiştir.

Bu konuyu daha fazla sündürüp çekiştirmesinler. Salt çoğunluk sistemini değiştirmek yönetim sistemine güvensizliği körükleyecektir. Milleti ne diyorsa onu savunuruz.

Tek turda yüzde 40 ile seçilmeyi öngören ülke örneği dünya üzerinde yoktur. Salt çoğunluk kaidedir. Bunu tartışmaya açmak yönetim sistemine şüpheyi körükler. Bu masum değildir. Yüzde 40 oranını dillendirmek başkalarının değirmenine su taşımaktır. Bunu uluorta konuşanlar da iyi niyetli sayılamayacaktır.

'Türkiye faiz kamburundan kurtulmalıdır'

Siyaseti ekonomiden, ekonomiyi siyasetten ayrı göremeyiz. Türkiye tarihi bir eşiktedir. Ya para baronlarının sözü geçecek ve içeriden dışarıya kaynak transferi yoğunlaşacak. Ya da böyle gelse de böyle gitmeyecektir. Küresel enflasyon hızlı tırmanış halindedir. Talep ve arz yönlü enflasyon vardır. Enflasyonu mal piyasasındaki aksakların ortaya çıkardığı bir sorun olarak tanımlamak doğru olur. Türkiye bir karar verip, bunu uygulamak durumu ile karşı karşıyadır.

Yüksek faiz politikasından kademeli bir şekilde vazgeçmek ithal bağımlılığı ile mücadeleyi işaret etmektedir. Türkiye faiz kamburundan kurtulmalıdır. Hükümetin izlediği ekonomi politikası doğrudur. Bunun üzerinden yandık, bittik demek, felaket tellallığı yapmak kötü niyetliliktir.

'Terörle mücadelenin rövanşını kur üzerinden almak istiyorlar'

Merkez Bankası'nın bağımsızlığını tartışmaya açmak milli iradenin gereğidir. IMF ve faiz lobisi ile fazla yol alamayacağımız ortadadır. Özerk kurumlar milli iradenin üzerinde olamaz. Davul hükümetin boynundayken tokmağın başkalarında olması kabul edilemez. Terörle mücadelenin rövanşını kur üzerinden almak istiyorlar. Bu kez başaramayacaklar. Döviz operasyonları boşunadır. Türkiye'yi teslim alamayacaklar.

'Erken seçim falan yoktur'

Ekonomiden anlamayan cahillerin tek söylediği erken seçim. Erken seçim falan yoktur. Seçim 2023 yılının Haziran ayında yapılacaktır.