Bahadır Özgür'ün Dikkat Çeken Yazısı! AKP'nin Somali Sevdasının Arkasında Ne Var?
Gazete Duvar yazarı Bahadır Özgür, kurye emekçisi Yunus Emre Göçer’i ezerek öldüren ardından kayıplara karışan Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlunu hatırlattı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yakın şirketlerin Somali'de aldığı ihaleleri anlattı.
Somali Cumhurbaşkanı'nın Oğlununun Nerede Olduğu Ortaya Çıktı
Gazete Duvar yazarı Bahadır Özgür, “Milyon $’lık imtiyazlar bir kurye için mi feda edilecek” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Bahadır Özgür "Kurye emekçisi Yunus Emre Göçer’i ezerek öldüren Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlunun, elbirliğiyle ülkeden kaçırılmasını izledik. Olay büyüyünce de birkaç polisle sınırlı bir soruşturmayla skandal geçiştirilmeye çalışılıyor. Çünkü ortada yandaş sermayenin milyon dolarlık çıkarı söz konusu. Ve bu çıkarlar, kendisiyle beraber tüm sülalesi yolsuzluğa batmış Somali Cumhurbaşkanı sayesinde korunuyor. Üstelik, AKP’nin yandaş şirketleri hakkında ciddi iddiaların olduğu resmi raporlar hiçe sayılarak" dedi.
Özgür, bugünkü yazısında, kurye emekçisi Yunus Emre Göçer’i ezerek öldüren ve kayıplara karışan Somali Cumhurbaşkanı’nın oğlunu hatırlattı.
Yazıda, Somali ve Türkiye arasında yakın dönemde imzalanan anlaşmalara dikkat çekildi ve “Somali rejiminin koruyucu gücü olan birlikleri TSK eğitti. SADAT da kârlı eğitim sözleşmeleriyle pastadan payını alıyordu. Kısa süre sonra bu ‘yumuşak güç’ misyonu, türlü ticari imtiyazlara evrildi. Erdoğan milyonlarca dolarlık iki büyük imtiyazı koparmıştı bile: Havalimanı ve deniz limanı. Birisi Kozuva’ya, diğeri Albayrak’a verildi” denildi.
Süleyman Kozuva ve Somali Cumhurbaşkanı.
Yazının öne çıkan kısımları şöyle:
"Recep Tayyip Erdoğan’ın 2005’te ilan ettiği ‘Afrika açılımı’nın kilit ülkesi Somali’ydi. 2012’ye kadar düzenli bir hükümet ve parlamento olmadı ülkede. Cihatçı terör örgütü El Şebab’ın saldırıları ve etkisi de büyüyordu. Terörle mücadele için kurulmuş Afrika Birliği Misyonu (AMISOM) Somalililer tarafından bir tür işgalci güç olarak görülüyordu. 2007’den beri geçici hükümet ile ilişki kurmak isteyen Erdoğan, 2008’de Şerif Şeyh Ahmed’in iktidarıyla bu arzusuna bir nebze kavuştu. Şerif, 2009-2011 arasında üç kez Türkiye’ye geldi ve askeri işbirliği anlaşması imzalandı.
Mohamed Hassan Sheikh Mohamud’un Türkiye’den kaçmasından 5 gün, Yunus Emre Göçer’in yaşamını yitirmesinden bir gün sonra (7 Aralık) Türkiye’nin Mogadişu Büyükelçiliği’nden bir heyetin, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud’u makamında ziyaret ettiği ortaya çıkmıştı.
Asıl fırsat kapısı, 2011’de 250 binden fazla Somalili’nin öldüğü büyük kıtlıkla açılıyordu. Erdoğan insani ve askeri yardımı hemen artırdı. Somali rejiminin koruyucu gücü olan birlikleri TSK eğitti. SADAT da kârlı eğitim sözleşmeleriyla pastadan payını alıyordu. Kısa süre sonra bu ‘yumuşak güç’ misyonu, türlü ticari imtiyazlara evrildi. Erdoğan milyonlarca dolarlık iki büyük imtiyazı koparmıştı bile: Havalimanı ve deniz limanı. Birisi Kozuva’ya, diğeri Albayrak’a verildi.
Her iki sermaye grubunun da AKP ile ilişkileri malum. Kozuva Grubu tekstille başlayıp kısa sürede inşaatla palazlanmış, sonunda da yolcu garantili Adana Çukurova Havalimanı ihalesini kapmıştı. Süleyman Kozuva, 2019’da AKP’nin Çorlu belediye başkanı ve 2023’te de Tekirdağ milletvekili aday adayı olmuştu. Albayrak Grubu, Mogadişu Limanı’nın imtiyazını 2014 yılında aldı. İşletme süresi 20 yıldı. 2020 yılına gelindiğinde süre 14 yıl daha uzatıldı. Ciddi iddiaların Somali gündemini meşgul ettiği bir süreçte süre uzatımının yapılabilmesi çok önemliydi. Mogadişu Havalimanı imtiyazı ise 2013’te Kozuva Grubu’nun kurduğu Favori LLC şirketine 15 yıllığına devredildi.
Ne var ki, bir süre sonra her iki imtiyaz sözleşmesi ile ilgili kayıt dışı kâr transferlerinden rüşvete, haksız kazançtan işçilere yönelik şiddete kadar ciddi iddialar dile getirilmeye başlandı. Sonunda da üst üste resmi raporlar hazırlandı. 2015 yılında Mali Hükümet Komitesi raporu, Albayrak Favori LLC’nin imtiyaz sözleşmelerinde pek çok kusur bulunduğunu, sözleşmelerin şeffaf olmadığını ortaya koyuyordu. Bir diğeri ise 2016’da Birleşmiş Milletler’in hazırladığı izleme raporuydu. Orada da Kozuva ve Albayrak’ın aldığı ihalelerin de bulunduğu imtiyaz sözleşmelerinin şaibelerine dikkat çekilirken, imtiyaz karşılığında hükümet üyelerine verilen rüşvetlerden bahsediliyordu. Asıl araştırma ise Somali’ye mali yardımda bulunan Dünya Bankası, IMF ve Afrika Kalkınma Bankası’nın 2014 yılında kurduğu Finansal Yönetim Komitesi’nin, 2019 yılında yayımladığı bir rapordu.
Somali muhalefetinin de tepki gösterdiği anlaşmalarla ilgili üzerinde durulan konu gelir paylaşımıydı. Raporda Albayrak Grubu ile yapılan sözleşmeye göre yüzde 45’e yüzde 55 olacaktı deniyor. Liman devralınmadan önce gelir aylık 6 milyon dolardı. Devirden sonraki gelirin aylık 12 milyon dolara çıktığı belirtiliyordu. Buna karşın Albayrak Grubu’nun ayda sadece 2.7 milyon dolar gelir bildirdiği ifade ediliyordu. Yani gelir paylaşımında oran yüzde 16 Somali hükümeti, yüzde 84 Albayrak Grubu olmuştu."