Babacan'ın parti kuruluşunu neden ertelediği ortaya çıktı: İkilik var

Babacan'ın parti kuruluşunu neden ertelediği ortaya çıktı: İkilik var
Ali Babacan'ın , Aralık ayının sonunda kurulacağı açıklanan parti, Ocak 2020'ye ertelendi. Babacan'ın parti kuruluşunu erteleme sebebi merak konusu iken, Günboyu'nda Fatih Ergin'in yazısı kurulacak partide ikilik çıkması iddiası ortaya attı

Günboyu'ndan Fatih Ergin'in yazısı ise şöyle:

Ahmet Davutoğlu'nun Gelecek Partisi'ni kurmasının ardından, gözler AKP'den doğması beklenen ikinci yeni partiye, yani Ali Babacan'ın kuracağı partiye çevrildi. Basında Aralık sonunda partiyi kuracaklarına dair haberler çıkan Babacan cephesine dair, şimdi de partinin kuruluşunu Ocak ayına ertelediği yönünde haberler çıkıyor. Babacan'ın verdiği demeçlerde de, yıl bitmeden partiyi kuracaklarını belirtmişti. Bu satırların yazarı ise, aylar öncesinden Babacan önderliğindeki oluşumun Davutoğlu'nun partisini ilan etmeden partileşmeyeceğini ve oluşturulmuş bir partileşme takvimlerinin olmadığını ifade etmişti…Peki Ali Babacan'ın yeni partisi, neden yeni yıla kaldı? Yeni yıl içerisinde de erteleme yaşanacak mı? Bu durumun çeşitli dinamikleri var. Mesela, Babacan oluşumunda halen daha bazı temel konularda görüş birliği sağlanabilmiş değil. Oluşum içerisinde "Başkanlık sistemi ile mi devam edilecek yoksa parlamenter sisteme dönüş mü vaad edilecek" tartışmasının halen sürmesi gibi. Babacan, Habertürk'te Fatih Altaylı'nın programında bu durumu kabul etmiş ve kendisinin parlamenter sistemden yana olmasına rağmen ekibinde yer alanlar içerisinde mevcut sistemle devam edilmesini savunanların olduğunu ifade etmişti.

Ancak temel sebep, çok daha farklı. Önce 11 Kasım 2019 tarihli, "Ali Babacan Londra'da kimlerle görüştü?" başlıklı yazımdan bir bölümü hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum; O yazımda şöyle demiştim; "Gerillaların mevzileri daima esnektir ve saldırı tekniği tamamen başkadır. Saldırı şaşırtmayla başlar, öfkeli, dizginsiz gibi görünen hücum, birdenbire tam bir pasifliğe gömülür. Gül-Babacan cephesi, bu taktiğin adeta siyaset sahnesinde temsilcisi gibiler. Artık sahaya indiklerini ve daha çok görüneceklerini düşünürken, bir anda kayboluyorlar! Ne bir ses ne de bir görüntü veriyorlar. Peki Babacan-Gül cephesi neden hayalet siyaseti yapıyorlar? Neden gerilla gibi önce vuruyor, vurduruyor, sonra da kabuğuna çekiliyorlar? Varlar mı yoklar mı belli değil. Dahası, var olacaklar mı orası da belli değil... Yeni parti yoluna girdiler, bu herkesin malumu. Ama bu yolda duraksayarak hareket ediyorlar. Aba altından gösterilen sopa oldukları için mi bu şekilde hareket ediyorlar, yoksa iktidara getirilmek için şartların olgunlaşmasını mı bekliyorlar? Şartlar olgunlaştığında, zemin oluşturulduğunda, umut haline getirildiğinizde teşkilatlarınızı oluşturacak insanlar yığılacaktır ne de olsa yeni partinize! Tıpkı AKP'nin iktidara getirilişi gibi.."Yine aynı yazımda belirtmiştim, Abdullah Gül'ün abiliğinde yola çıkan Ali Babacan hareketinin bir de yurt dışı ayağı bulunuyor.

Batı cephesi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın iktidarda kalmasına da, kalmamasına da temkinli yaklaşıyor. Ötesinde, AKP iktidarının yerine küresel menfaat bekçiliğini sürdürmek üzere piyasaya yeni bir iktidar projesinin sürülmesi için şartların tam olarak olgunlaştığından emin değiller. Evet, halktaki güvenirliğini her geçen gün kaybeden, oyları yüzde 40'ın altını gören bir AKP iktidarı var ama bu iktidar halen daha "egemen iktidar" durumunda. Rejimi şahsileştirmiş, şahısı rejimleştirmiş, medyanın neredeyse tamamı elinde olan, korku imparatorluğu gibi ülkeyi idare etmeye çalışan, kendi taraftarlarını aşırı derecede politize etmiş bir iktidardan bahsediyoruz.Kim mi Batı cephesinden kastettiklerim? Babacan'ın AKP iktidarının bakanıyken sekiz kez davet edildiği Bilderberg toplantılarında birlikte yer aldıklarından, Nisan ayında Londra'da görüştükleri kimler ise onlar! Yine yanı yazımda Londra'daki görüşmeleri kastederek, "Babacan kuracağı parti ile ilgili bu görüşmelerde ne gibi bilgiler ve sözler verdi, kendisine ne gibi istek ve tavsiyeler iletildi? Partileşme hareketi, kendisine yapılan bu tavsiyelere göre mi pasifleşecek ya da hızlanacak?" demiştim.

İşte tam da yaşanan bu. Babacan'ın partileşme hareketi, kendisine yapılan tavsiyelere göre şu an pasifleşmiş durumda. Tabi bu tavsiyelerin etkisinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kanal İstanbul hamlesini de gözardı etmemek lazım! Çünkü bu projenin bir anda gündem haline getirilmesinin ardında, yerli ve yabancı kimliksiz sermaye ve rant gruplarının sabırsızlığı da yatıyor. Öyle ki bu kimliksiz rant gruplarından, Kanal İstanbul güzergahında arazi "satın aldırılan" bir çok isim var.  Kanaatımıza göre; küresel sermaye, iştahını kabartan Kanal İstanbul projesi için atılacak adımları beklediğinden, aba altındaki Ali Babacan sopasını şimdilik geri çekti. Ama dediğim gibi, şimdilik…