“Arif Sağ: Kula kul olmayan sanatçı”
Arif Sağ ile Orhan Gencebay arasındaki MESAM krizini kaleme alan Politikyol yazarı Av. Umut Akdoğan, çarpıcı tespitlerde bulundu.
İşte Umut Akdoğan'ın o yazısı:
“Arif Sağ mı Orhan Gencebay mı” kıyaslaması yapan yazılar yazıldı geçen haftalarda.
Sanatçıların meslek birliklerinden biri olan MESAM’daki bir tartışmadan çıkmıştı bu kıyaslama.
Dün Orhan Gencebay’ın yaptığı açıklamayı görmeden önce “bunca bölünmüşlük içinde bir de bu konu yüzünden kutuplaşmanın ne gereği var” diye düşünmüştüm. Bu açıklama konuyu zihnimin gündemine yeniden mıh gibi çaktı.
Birini övmek birini yermek kaygısı taşımadan… Beynimi ve kalbimi de yanıma aldım. Oturduk tartıştık.
Orhan Gencebay kimdi?
Aklımızda “kula kulluk edene yazıklar olsun” sözleriyle kalan, RESİMDEKİ “sanatçı”.
Peki ya Arif Sağ?
Kula kul olmayı tüm benliği ile reddeden isim.
Omuzunda bağlaması ile kültürünün değirmenine su taşımaya çalışan her gencin attığı adım.
Yüzyıllardan bugüne süzülüp gelen bağlamaya, bugün ayrılan koltuğun sahibi.
Telli Kuran’ın yapıldığı dut ağacına konan, çıkan ilk gürültüde kanat çırpıp kaçmayan cesur bir güvercin.
Anadolu’daki evlerde, duvarda asılı olan misafirin sesi, teli, mızrabı.
Şah Hatayi’yi, Pirsultan’ı, Kul Himmet’i ve nice yol ulusunu yüzyıllar gerisinden bugüne getiren rüzgar, fırtına, boran.
Sıvas’ta “can”ımızı yakan, benzine bulanıp, taşa sarılıp, fırlatılan bez parçalarına karşı ipek, şal, aba.
Bu dünyaya “insan olmaya geldim” diyerek gelen ve dediği sözü tutan İNSAN.
Velhasıl dostlar…
Aşk ile Yıldız’ına bağlı, iyi bir baba, tatlı bir dede, halkı için ulu bir çınar…
Halk her daim ve var gücüyle sahip çıkmalıdır değerlerine. Beynim ve kalbim hem fikirdir söylediklerimde.
Sözlerimle hak yiyip, birininkinden fazla alıp, koymuşsam diğerinin kabına,
Hesabını da veririm Ulu Divan’da…
[caption id="attachment_301911" align="alignnone" width="349"] Av. Umut Akdoğan[/caption]