Antalya'yı bekleyen büyük felaketi doçent açıkladı! "Yılda iki santim" diyerek duyurdu
Antalya’nın tarım alanlarında her yıl ortalama 2 santimetre çöktüğü ortaya çıktı. Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi’nden Doç. Dr. Nusret Demir, aktif uzaktan algılama teknikleri ve radar verileriyle yapılan çalışmalarda bu çökme hızının tespit edildiğini belirtti.
Demir, bu durumun temel nedenlerini şöyle açıkladı:
“Antalya için çalan alarm bu noktada karşımıza çıkıyor. Depremle ilgili yaptığımız analizler de bize bunu söyledi.”
Tarım arazilerinin yumuşak zemine sahip olması, iklim değişikliği ve yer altı sularının yoğun kullanımı gibi etkenlerin bu çökme hareketlerini artırdığını vurgulayan Demir, “Biz yaptığımız çalışmada, yüksek çökme alanlarının, tarım alanları olduğunu gördük. Antalya'nın kuzey tarafında olan tarım alanlarında yüksek çökme gördük. Bu yaklaşık yılda 2 santimlik bir çökme” ifadelerini kullandı.
Demir, ayrıca orman yangınlarının yaşandığı bölgelerde biyokütle kaybına bağlı yükseklik azalmaları da gözlemlediklerini söyledi. Avrupa Uzay Ajansı'nın verilerine işaret eden Demir, 2020’den itibaren artan sıcaklıkların kuraklık ve su kıtlığı riskini büyüttüğünü kaydetti:
“Bu açıdan Antalya için çalan alarm bu noktada karşımıza çıkıyor. Depremle ilgili yaptığımız analizler de bize bunu söyledi.”

Antalya’daki verimli toprak yapısının bir yandan da ciddi bir risk oluşturduğunu ifade eden Demir, tarım alanlarının imara açılması konusunda da uyarıda bulundu. Bu yapıların depreme karşı zayıf kalabileceğini belirten Demir, "Tarım alanlarının yumuşak zemin yapısının deprem dalgalarını geçirgenlik açısından riskli olduğunu" vurguladı.
Depremi dalgalı denize benzeten Demir, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Biz dalgalı bir denize gemi çıkardık diye düşünmeliyiz. Dolayısıyla o dalgalı denizde hareket edecek gemiye sahip olmamız lazım.” Depreme dayanıklı binaların önemine değinen Demir, “İşte o zaman dalgalı denizde hayatta kalabiliyoruz. Japonya bunu yıllardan beri yapıyor. Çok klişe bir örnek ama durum budur”

Demir, Antalya’daki yapıların mevcut yönetmeliklere göre gözden geçirilmesi gerektiğini hatırlattı:
“Belki 2000 yılından önceki bazı binaları müteahhit çok iyi yapmıştır. Bina eski diye kötü demek de çok adil olmayacaktır ama en azından yeni yapılacak olan binaları çok iyi yapmalıyız.”
