Uzmanından uyarı geldi: O Bölgemiz 10-15 gün içerisinde yağış almazsa Türkiye yandı demektir

Uzmanından  uyarı geldi: O Bölgemiz  10-15 gün içerisinde yağış almazsa Türkiye yandı demektir
Konya Ovası, Türkiye'nin tahıl ambarı olarak bilinir ve yılda yaklaşık 2,5 milyon ton buğday üretir. Fakat bu yıl yağışların az olması nedeniyle kuraklık tehlikesi yaşanmaktadır.Uzmanlar, önümüzdeki 10-15 gün içerisinde yağış almazsa ciddi kayıplar olabileceği konusunda uyarıyor.

Konya'da yaşanan kuraklık tehlikesine ilişkin Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu'nun uyarıları oldukça dikkat çekici. İşte bu uyarılardan öne çıkan bazı noktalar:

Yağış Dağılımı Önemli: Özellikle hububat gibi tarım ürünlerinin yetiştirilmesinde yağış miktarının yanı sıra dağılımı da kritik öneme sahiptir. Bu yıl, yağışın miktarının iyi olduğu ancak dağılımının yetersiz olduğu belirtiliyor. Bu durumun tarım alanlarında sıkıntılara neden olduğu görülüyor.

yamur1.jpeg

Yüksek Sıcaklıklar ve Su Tüketimi: Son günlerde yaşanan yüksek hava sıcaklıkları, özellikle Konya Ovası'nda su tüketimini artırmış durumda. Bu da kuraklık tehlikesini artırıyor. Özellikle sulama imkanı olmayan kıraç alanlarda bitkilerin durumu endişe verici boyutlara ulaşmış durumda.

Bitki Gelişimi ve Stres Faktörleri: Bitkilerin gelişimi oldukça olumluydu ancak anormal sıcaklık artışları ve yetersiz yağışlar nedeniyle stres altında oldukları ifade ediliyor. Bu stres faktörleri, verim üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir.

yamur2.jpeg

Beklenen Yağışlar: Önümüzdeki 10-15 gün içinde yağış alınmazsa, ekim alanlarında ciddi kayıplar yaşanabileceği uyarısı yapılıyor. Bu nedenle, beklenen yağışların gelmemesi durumunda tarım alanlarında daha büyük sorunlarla karşılaşılabilir.

Geçen Yılın Tecrübeleri: Geçen yılın umut verici başlamasına rağmen beklenen yağışlar gelmediği takdirde ciddi sıkıntılar yaşandığı belirtiliyor. Bu yıl için de aynı senaryonun tekrarlanmaması için yağışların önemi vurgulanıyor.

Bu uyarılar, tarım alanlarında yaşanan kuraklık ve iklim değişikliği gibi risklerin bilincinde olunması gerektiğini gösteriyor. Özellikle tarım politikalarında ve su kaynaklarının yönetiminde dikkatli adımların atılması gerekmektedir.