Trump istiyordu, Ukrayna, nadir elementleri Türk şirkete açtı
ABD ile jeopolitik gerilim yaşayan Ukrayna, stratejik maden sahalarını Türkiye merkezli bir şirkete açtı. Altın, kaolin ve grafit gibi değerli yer altı kaynaklarının işletme hakkı, Onur Group adlı Türk firmasına verildi. Şirketin 2026 yılı itibarıyla madencilik faaliyetlerine başlaması bekleniyor.
ONUR GROUP’A 5 STRATEJİK MADEN RUHSATI VERİLDİ
Çekya merkezli kaynaklardan aktarılan bilgilere göre Onur Group, Ukrayna’nın farklı bölgelerinde yer alan beş önemli maden sahasının işletme ruhsatını aldı. Bu sahalar arasında:
Dnipropetrovsk bölgesinde bir altın rezervi,
Kirovograd ve Dnipropetrovsk’ta üç kaolin madeni,
Khmelnytsky’de ise kritik öneme sahip bir grafit sahası yer alıyor.
STRATEJİK KARARIN ARKASINDA GÜVEN SİNYALİ VAR
Ukrayna yönetiminin, mevcut savaş koşullarına rağmen bu sahaların işletmesini Türkiye’ye vermesi, Ankara-Kiev hattındaki güçlü iş birliği olarak yorumlanıyor. Analistler, bu hamlenin aynı zamanda Batılı ülkelerin erişmek istediği stratejik kaynaklarda Türkiye’nin öncelikli konumuna dikkat çektiğini belirtiyor.
SAHADA GÜVENLİK ENDİŞELERİ ÖN PLANDA
Her ne kadar ruhsatlar verilmiş olsa da, dört maden sahasında henüz aktif kazı çalışmaları başlamadı. Sebep olarak, Ukrayna’daki çatışmalı bölgelere olan yakınlık ve zorlu arazi şartları gösteriliyor. Şirketin, bu alanlarda çalışmalara başlayabilmesi için güvenlik önlemlerinin artırılması planlanıyor.
ALTINDA VERİM BEKLENTİSİ KARŞILANMADI
Onur Group’un ilk test kazılarını yaptığı altın yatağında, başta ton başına 4,5 gram altın elde edilmesi hedeflenmişti. Ancak analiz sonuçlarına göre bu oran 1,4 grama düştü. Bu verim düşüşü, şirketin ilgisini daha stratejik ve yüksek getirili sahalara, özellikle grafit ve nadir toprak elementlerine yöneltmesine neden oldu.
TRUMP DÖNEMİNDE GÜNDEME GELMİŞTİ
Daha önce ABD eski Başkanı Donald Trump’ın da ilgilendiği bilinen bu stratejik maden sahalarının Türkiye’ye verilmesi, uluslararası rekabette dikkat çeken bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Türkiye'nin, savaş coğrafyalarında hem güvenilir hem de stratejik bir ortak olarak öne çıkması, bu tercihlerin temel nedeni olarak gösteriliyor.