Parayı elektriğe değil dağıtıma ödüyormuşuz! Yüzde 642 artış!
Gazeteci Naki Bakır’ın değerlendirmelerine göre, elektrik tarifesinde yapılan son düzenlemeyle, dağıtım bedeli enerji bedelinin yaklaşık üç katına çıktı. Bu değişiklikle birlikte vatandaşlar, kullandıkları elektriğin bedelinden neredeyse dört kat fazlasını dağıtım şirketlerine ödemek zorunda kalıyor.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) 5 Nisan 2025 itibarıyla yürürlüğe koyduğu yeni tarifeye göre, konutlarda kullanılan elektrik enerjisine yüzde 25 oranında zam yapıldı. Artış, yıllık tüketim limiti aşılamayan perakende satış tarifesi kapsamındaki konut abonelerini kapsıyor.
5 Nisan 2025 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürülüğe giren elektrik zammı, konutlar için 8 kWh olarak belirlenen limitin altında kalan kullanıcılara uygulanan perakende enerji bedeline zam yapılmamıştı. Yüksek kademedeki kullanıcılara 1 kWh için 1,391181 lira olarak uygulanan 1 kWh yüzde 16,1 artışla 1,61546 liraya yükseldi. Konut aboneleri içinde elektriğin yeni dağıtım bedeli yüzde 34,5 artış ile 1,836166 liraya yükseldi.

DAĞIM BEDELİ PAYI YÜZDE 70,9'A ULAŞACAK
Elektrik Mühendisleri Odası’nın (EMO) hesaplamaları, dört kişilik bir ailenin asgari yaşam standartlarını korumak için aylık 230 kWh enerji tüketeceğini gösteriyor.
Nisan 2025’te yapılan zamla birlikte, aylık ortalama tüketimi 7,67 kWh olan bir konutun elektrik faturası 476,6 TL’den 595,8 TL’ye yükseldi. Bu faturada enerji bedeli 113,6 TL iken, dağıtım bedeli 422,3 TL oldu. Vergi ve fonlar ise 59,8 TL olarak yansıdı. Böylece faturanın yalnızca %19,1’i enerjiye, %70,9’u dağıtıma, %10’u da vergi ve fonlara gidiyor. Bu durum, dağıtım bedelinin enerji bedelinin yaklaşık dört katına çıktığını gösteriyor.

“ELEKTRİK DAĞITIM ÖZELLEŞTİRMELERİNİN YURTTAŞLARA YARATTIĞI YÜKÜN SON DÖRT YILLIK KISMI”
Nisan 2021’de dört kişilik ailenin elektrik asgari faturası 183,4 liraya düzeyinde bulunuyordu. Bunun yüzde 49,7’sini enerji bedeli oluştururken, dağıtım bedelinin payı yüzde 31, fon ve vergilerin payı yüzde 19,2 düzeyinde bulunuyordu.
Aradan geçen dört yıllık dönemin sonunda, Nisan 2025 itibarıyla 595,8 liraya ulaşan aynı tüketimin faturası, yüzde 224,8 oranındaki artışla 3,2 katına yükselmiş oldu. Bu değişime etki eden fiyat oluşumuna bakıldığında, artışın esas olarak dağıtım bedellerinden kaynaklandığı belirlendi. Bu dönemde enerji bedeli yalnızca yüzde 24,5 artarken, dağıtım bedelinin yüzde 642,2 artırıldı.
Dağıtım bedelinde fahiş artış yaşanmasa, başka deyişle dağıtım maliyetlerindeki artış enerji üretim maliyetlerindeki kadar olsa, fatura toplamına yansıyan artış yüzde 24,5’le sınırlı kalacaktı. Bu durumda, Nisan 2025 itibarıyla aynı tüketime sahip konutlara 595,8 lira yerine 228 liralık bir fatura gelecekti.
EMO, aradaki farkın, “Elektrik dağıtım özelleştirmelerinin yurttaşlara yarattığı yükün son dört yıllık kısmı” olarak nitelendiriyor. Oda, enerji üretim maliyetlerinin artmadığı koşullarda bile dağıtım bedeline zam yapıldığını ve özellikle dar gelirli vatandaşlardan dağıtım şirketlerine kaynak aktarıldığını işaret ediyor.

DAĞITIM 21 ÖZEL ŞİRKET TARAFINDAN SAĞLANIYOR
Elektrik sektörünün liberalleşmesiyle dağıtım hizmetleri 21 bölgeye ayrılarak özel şirketler tarafından dağıtım yapılıyor. Her bir bölgedeki dağıtım şirketi tek yetkili olarak faaliyet gösteriyor ve tüketicilere elektrik sağlıyor.

“UCUZ, KALİTELİ VE GÜVENİLİR ENERJİYE ERİŞİM, TÜM YURTTAŞLAR İÇİN TEMEL HAK”
Oda, dağıtım bedelindeki aşırı artışın, hizmetin fahiş fiyatla verildiğinin temel göstergesi olduğunu ifade ediyor.
“Ucuz, kaliteli ve güvenilir enerjiye erişim, tüm yurttaşlar için temel hak” olduğuna dikkat çeken EMO’nun konuya ilişkin değerlendirmesi şöyle:
“Dağıtım şirketlerine kaynak aktarıldığı bir Türkiye tablosu, artık geride bırakılmalıdır. Enerji alanında, ticari ve siyasi çıkarlardan uzak, üretim sektörleri başta olmak üzere genel ekonomiyi destekleyecek şekilde tarifeleri belirleyebilecek özerk bir yönetim hayata geçirilmelidir. Arz güvenliğini sağlamak ve toplam maliyeti düşürmek için özelleştirilen üretim tesisleri ve dağıtım bölgelerinin kamulaştırılması acilen gündeme alınmalıdır..”