ABD'nin ek vergileri ne anlama geliyor?

ABD Başkanı Donald Trump'ın ek gümrük vergileri küresel ekonomide endişe yaratmaya devam ediyor. ABD'nin tarife kararları ise en büyük ticari ortaklarını sarsacak görünüyor. ABD ile ticareti yoğun olan 10 ülkeden 8'i kararın baskısı altında.
Ek gümrük vergisi 9 Nisan’dan itibaren yürürlüğe girecek. Söz konusu tarifeler Türkiye'ye de yüzde 10'luk bir kota getiriyor.
Peki, tüm tepkilere rağmen Trump'ın ısrarla arkasında durduğu ve yürürlüğe sokacağı bu tarifeler, ABD ekonomisi başta olmak üzere küresel ekonomiyi nasıl etkileyecek? ABD ile ticaret ilişkilerini son yıllarda arttıran Türkiye bu tarifelerden nasıl etkilenecek? Bu Türkiye için fırsat mı kriz mi?
Eski Hazine Müsteşarı İktisatçı Mahfi Eğilmez, ABD'nin gümrük vergisi tarifelerini ve Türkiye'ye olası etkilerini yazdı.
Eğilmez'in, kendi adını taşıyan sitesinde "Trump’ın Gümrük Vergileri ve Türkiye" başlıklı yazısında vergilerin kapsamına dair, ABD'nin, 5 Nisandan itibaren bütün ülkelere yüzde 10 oranında gümrük vergisini standart olarak uygulayacağını anımsattı.
ABD'nin bazı ülkeler için bu oranın üzerinde tarifeler getirdiğini ve bu tarifelerin cezalandırıcı vergi olarak da anıldığını anımsatan Eğilmez, "Ülkelere uygulanan bu farklılaştırılmış gümrük vergilerine ek olarak bazı mallara da, ihraç eden ülkeye bakılmaksızın, ek vergiler getiriliyor (örneğin otomobil ithalatında yüzde 25 ek vergi söz konusu.)" diye tarifelerin kapsamına dair bilgi verdi.
Trump'ın bu hamleyle, dış ticaret açığını düşürmeyi hedeflediğine işaret eden Trump, "Buna ek olarak yükseltilen bu vergiler sonucunda, başta uzak doğu ülkelerine yatırım yapmış olan Amerikan şirketleri olmak üzere, ABD’ye mal satan üreticilerin, ABD’ye gelmelerini, yatırımlarını orada yapmalarını ve böylece ekonomik büyümenin yükseltilmesini bekliyor." diye yazdı.
Söz konusu kararın ilk bakışta kapitalizmin temel kabullerinden biri olan “uluslararası ticaret geliştikçe uluslararası refah da artar” yaklaşımıyla uyuşmadığını belirten Eğilmez yazısının devamında "Hatta biraz daha ileri gidersek ABD’nin bu hamlesi geçen yüzyılın son çeyreğine kadar birçok ülkelerde ithal ikamesi yaklaşımı altında yapılan uygulamaya geri dönüş olarak da yorumlanabilir. Açıklanan listede yer alan ülkelerin ABD ihraç ürünlerine karşı uyguladığı gümrük vergileri ve diğer vergilerin toplamı dikkate alındığında bu açıklanan ek vergilerin çok da haksız olmadığı görülüyor." ifadelerine yer verdi.
Eğilmez, yaşanan gelişmelerin dünyayı ticaret savaşlarına sürükleyeceğini belirtti, bu öngörüsünü ise ABD'nin gümrük vergileri hamlesine karşı Çin ve Avrupa Birliği başta olmak üzere birçok ülkeden gelen misilleme açıklamalarına dayandırdı.
90 YIL SONRA AYNI NOKTA...
Eğilmez, ticaret savaşlarına dair değerlendirmesini şöyle sürdürdü: "1940’larda, sabit kur rejimi uygulanırken, savaşın da etkisiyle, döviz sıkıntısına düşen ülkelerin bu sıkıntıyı aşmak için devalüasyon yaparak ithalatı kısıtlaması, ihracatı artırması eğilimleri yaygınlaşmıştı. Öteki ülkeler de aynı şeyi yapınca dünya ticareti daralıyor ve denge herkes için daha pahalı olarak yeniden oluşuyordu. Bretton Woods toplantıları sonrasında IMF ve Dünya Bankasının kuruluşu ve GATT sürecinin başlatılmasının nedeni de karşılıklı gümrük vergisi artırımlarıyla dünya ticaret hacminin gerilemesinin önlenmesiydi. Yaklaşık 90 yıl sonra bugün aynı noktaya gelmiş bulunuyoruz. Dünya ticaretinin eşit koşullar altında yürütülmesini sağlamakla görevli olan Dünya Ticaret Örgütü’nün bu görevini tam olarak yapmamasının (ya da bu yetkiye tam olarak sahip kılınmamasının) bu sonuçta etkili olduğu kanısındayım."
ABD’nin yeni rotasının, ihracatlarının önemli kısmını ABD’ye yapan ülkeler için çok ciddi sıkıntılar yaratacağını bildiren Eğilmez, yeni durumun ABD bütçesi üzerindeki etkisini tam olarak tahmin etmenin ise mümkün olmadığını bildirdi.
"TÜRKİYE NİSPETEN KAZANÇLI"
Yüzde 10'luk vergiye tabi olacak ülkelerin durumun iyi olduğunu bu listede Türkiye'nin de olduğunu belirten İktisatçı Eğilmez, Türkiye’nin bu tablodan nasıl etkileyeceğine dair ise şunları bildirdi:
"Türkiye’den ABD’ye yapılacak ihracat ister istemez pahalanacak. Yine de standart oranın üzerine ek bir vergiyle karşılaşmadığı dikkate alınırsa Türkiye’nin bu düzenlemeden nispeten kazançlı çıkmış sayıldığı söyleyebiliriz. Türkiye’ye özellikle tekstil ürünleri ihracatında rakip konumda olan Çin, Hindistan, Güney Kore, İtalya, Pakistan, Tayvan gibi ülkelere standart oranın üzerinde ek vergi uygulanacak olması Türkiye’den ABD’ye ihraç edilecek tekstil ürünlerinin fiyatlarını çok daha rekabetçi hale getirecektir. Dolayısıyla tekstil ihracatında Türkiye ciddi bir avantaj yakalayabilir."
"TEKNOLOJİ MALLARINDA REKABETÇİ DEĞİL"
Eğilmez, Türkiye'nin teknoloji malları ihracatında ise rekabetçi bir yapıya sahip olmadığını bildirerek "Yıllardır yüksek teknolojili ürün üretimimizi ve ihracatımızı artıramadık. Bu durumda yapılacak en doğru iş bu malları üreten uzak doğu firmalarıyla burada ortaklıklar kurarak üretimlerini burada Türk markaları altında yapmalarının sağlanması olacak. Böylece bu üreticiler Türk firmalarıyla ortak olarak ve Türk markasıyla üretecekleri ürünleri daha düşük gümrük vergileriyle ABD’ye ihraç edebilirler. Bununla birlikte bu tür ihracat arttığında ABD’nin Türkiye’ye de ek vergi uygulamayacağının garantisi bulunmuyor. "diye yazdı.