IMF'den gelişen ülkelere Fed uyarısı: Türbülansa hazırlıklı olun

IMF'den gelişen ülkelere Fed uyarısı: Türbülansa hazırlıklı olun
IMF, küresel ekonomide bu yıl ve gelecek yıl büyümenin sürmesi beklendiğini ancak pandemi ve Fed’in beklenenden hızlı sıkılaşmasıyla gelişmekte olan ülkelerin ekonomik türbülansla karşılaşabileceğini söylüyor. IMF türbülansa hazırlanmanın yolunun ise faizleri artırıp para birimlerinin değer kaybetmesine izin vermekten geçtiği görüşünde.

Uluslararası Para Fonu (IMF) ABD Merkez Bankası’nın beklenenden daha hızlı sıkılaşabileceği ihtimaline karşı gelişmekte olan ekonomilerin 2022 yılında ekonomik türbülansa hazırlanması gerektiği konusunda uyardı. Fonun pazartesi günü yayınladığı “Gelişmekte olan ekonomiler Fed politikalarının sıkılaşmasına karşı hazırlanmalı” başlıklı yazısında Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilerin 2022 yılında hızlanması beklenen sıkılaşma döngüsüne karşı politika yapıcıların önlemler alması gerektiğini söylüyor.

imf.jpg

Pandemi inatçı, Fed’le birlikte risk büyük

IMF tüm gelişmekte olan ekonomilere kademeli veya acil sıkılaşma tavsiyesi yaptığı yazıda şu değerlendirmeyi yapıyor: “Küresel ekonomik iyileşme bu yıl ve gelecek yıl da muhtemelen devam edecek olsa da pandeminin tekrar hız kazanması büyümeye yönelik riskler oluşturuyor. Fed’in daha hızlı sıkılaşması riskiyle birlikte düşünüldüğünde gelişmekte olan ülkelerin olası bir ekonomik türbülans için hazırlanması gerekiyor”

grafik.jpg

Enflasyonda yukarı yönlü baskı sürüyor

Küresel ekonomiyi izlemekte olan birçok kuruluşun 2022 için en büyük risklerden biri olarak gördüğü Fed’in sıkılaşma döngüsü, IMF’ye göre de gelişmekte olan ekonomilerin başını en çok ağrıtacak gelişmelerden biri olacak. IMF konuya ilişkin blog paylaşımında enflasyonun geçici olduğuna ilişkin tutumun değiştiğini, ABD’de ve dünyada enflasyonun neredeyse 40 yılın zirvesinde seyrettiğini ve istihdam piyasasındaki sıkışmanın ücret artışları getirerek, enflasyonda yukarı yönlü baskıların devam ettiğini aktarıyor.

Gelişenler için görünüm belirsizleşti

Fed’in aralık toplantısında varlık alımlarını azaltma (tapering) hızını artırmasıyla birlikte IMF’ye göre gelişmekte olan ekonomiler için görünüm daha da belirsizleşti. Ülkeden ülkeye değişiklik göstermekle birlikte bu ekonomilerde yüksek enflasyon ve yüksek kamu borçlarının da risk oluşturduğuna dikkat çeken IMF “Dolar borçlanma maliyetleri birçok gelişmekte olan ekonomi için düşük seyretmeye devam etse de yurtiçi enflasyon ve dış finansmana ilişkin endişeler Brezilya, Rusya ve Güney Afrika gibi ekonomilerde faiz artışlarının başlamasına neden oldu” diyor. Kamu ve özel borçları yüksek, döviz rezervleri düşük ve cari açığı büyük olan ekonomilerin para birimlerinin 2021 yılında zaten zorlanmaya başladığına dikkat çeken fon, “Fed’in sıkılaşması kırılgan ekonomiler için daha da ağır olabilir” diyor.

imf-fed.jpg

Ne yapılması gerekiyor?

2021’e göre büyümelerin hız kesmesi ve kırılganlıkların artması nedeniyle IMF, bazı gelişmekte olan ekonomilerde şimdiden para politikalarının yeni duruma göre ayarlandığını, artan borç ve enflasyona karşı mali desteklerin de geri çekilmesi için hazırlıkların başlandığını belirtiyor ve gelişmekte olan ekonomilerdeki politika yapıcılara şu adımların atılması gerektiğini söylüyor:

1. Enflasyonu kontrol altına alma konusunda güven tashih etmiş olanlar para politikasını kademeli olarak sıkılaştırsın.

2. Enflasyon baskılarının daha güçlü olduğu ve kurumların zayıfladığı ekonomiler hızlı ve kapsamlı şekilde para politikasını sıkılaştırsın.

3. Her iki durumda da politika adımlarında para birimlerinin değer kaybetmesine izin verilmeli ve politika faizleri artırılmalı.

4. Döviz piyasalarında anormal koşullarla karşılaşan ekonomilerde döviz rezervli yeterli olan merkez bankaları müdahalelerde bulunabilir - ancak bu müdahaleler sağlam makroekonomik adımların yerini tutmayacaktır.

5. Bu adımlar bazı ekonomilerde fiyat istikrarını ve dış şoklara karşı istikrarı korumak ve zayıf yurtiçi ekonomiyi desteklemek arasında verilecek zor bir karar olacak. Şirketlere verilen desteklerin uzatılması da benzer şekilde kredi risklerini artırarak finans kuruluşlarının uzun vadeli sağlığını tehlikeye atacaktır. Bu desteklerin geri çekilmesi ise iyileşmenin zayıflamasına neden olacaktır.

6. Bu zorlukları yönetebilmek için sıkılaşma adımları “şimdi” atılarak kırılganlıklar azaltılmalı. Merkez bankaları kamuoyunun fiyat istikrarı sağlanması için bu adımların atılması gerektiğini anlaması için açık ve tutarlı mesajlar vermeli.

7. Yüksek döviz borcu olan ekonomilerde bu döviz borçlarının azaltılması için çalışılmalı. Borç çevirme oranlarına ilişkin risklerin azaltılması için borç geri ödeme vadeleri maliyetleri artıracak olmasına rağmen uzatılmalı.

8. Borcu yüksek olan ekonomilerde mali sıkılaşma da er ya da geç başlamalı. Devam eden mali destekler tekrar gözden geçirilerek finansal istikrarı koruyacak şekilde tekrar dikkatlice kalibre edilmeli.

9. Özel sektör borcu ve kötü kredilerin pandemi öncesinden de yüksek olduğu ekonomilerde bazı zayıf banka ve kredi kuruluşları iflas endişeleriyle karşılaşabilir. Banka iflaslarına yönelik tasarılar da hazırlanmalı.

10. Bu acil adımların yanı sıra orta vadeli mali stratejilerle yatırımcı güveni kazanılması için çalışılmalı. Vergi gelirlerinin kademeli olarak artırılması, harcamaların veriminin artırılması ve emeklilik ve teşviklerde revizyona gidilmesi gibi yapısal mali reformların uygulanması bu kapsamda değerlendirilebilecek adımlar arasında.

11. Ekonomik iyileşmenin devam etmesi öngörülüyor olsa da bazı ülkelerde küresek finansal güvenlik ağlarına da ihtiyaç duyulabilir. Bu da swap hatları, bölgesel finansal anlaşmalar ve IMF’nin 650 milyar dolar ayırdığı Özel Çekme Hakları gibi kaynaklar da kullanılabilir.