Ekonomik yeni fırtına kapıda: Tehlike çanları çalıyor!

Küresel ekonomi, pandemi sonrası toparlanma mücadelesinde zorluklarla karşı karşıya. Dünyanın önde gelen ekonomileri, artan faiz oranlarıyla daralan büyüme performanslarıyla baş etmek zorunda kalıyor. ABD, Avrupa Birliği, Çin, Japonya ve İngiltere, bu sıkı politikaların bedelini ağır ödüyor.

TEHLİKE BÜYÜYOR: RESESYON KAPIDA MI?

Pandemi sonrası uygulanan sıkı para politikaları, küresel ekonomilerin büyüme hızını önemli ölçüde yavaşlattı. ABD, Avrupa Birliği, Çin, Japonya ve İngiltere gibi dev ekonomiler, artan faiz oranlarının etkisiyle resesyon riskiyle karşı karşıya kaldı. Bu ülkelerdeki büyüme rakamları, daralma sinyalleri veriyor.

ALMANYA’DA KARANLIK TABLO

Almanya, Avrupa’nın sanayi devi olarak bilinse de son dönemlerdeki ekonomik performansı alarm veriyor. 2023’ün ikinci çeyreğinde hem çeyreklik hem de yıllık bazda yüzde 0,1’lik bir küçülme yaşandı. Bu durum, Almanya için kasvetli bir tablo çiziyor.

ÇİN’DE ZAYIF BÜYÜME

Çin ekonomisi de düşük büyüme rakamlarıyla dikkat çekiyor. 2023’te yıllık yüzde 4,7’lik büyüme kaydedilirken, bu oran 2022’nin yüzde 5,3’lük büyümesine kıyasla zayıf bir performans olarak değerlendiriliyor. Emlak krizinin derinleşmesi ve iş güvenliği endişeleri, büyümeyi olumsuz etkiliyor.

JAPONYA’DA DÖRDÜNCÜLÜK TEHLİKESİ

Japonya, dünyanın en büyük üçüncü ekonomisiyken, dördüncülüğe gerilemekten kurtulamadı. 2023’ün son çeyreğinde yüzde 0,4’lük daralma yaşandı. Bu durum, ülkenin ekonomik gücünü ciddi şekilde zayıflatıyor.

İNGİLTERE’DE BEKLENMEDİK DARALMA

İngiltere, 2023’ün son çeyreğinde yüzde 0,3 oranında küçülme yaşadı. Bu daralma, beklentilerin üzerinde gerçekleşti ve ülke teknik olarak resesyona girdi. Ekonomistlere göre, İngiltere’de faiz indirimleri kaçınılmaz hale geldi.

FED VE ABD’DEKİ KRİTİK DURUM

ABD, 2023’ün ikinci çeyreğinde %2,8’lik büyüme kaydetti. Ancak, yüksek hükümet harcamaları ve süregelen jeopolitik gerilimler, ABD ekonomisi için ciddi riskler oluşturuyor. Fed’in faiz indirimlerini sürekli ertelemesi ise ekonomik kırılganlığı artıran bir diğer faktör olarak öne çıkıyor.