Ekonomide İmamoğlu kırılması
Türkiye ekonomisi siyasi krizlerin eşliğinde var olan krizini derinleştirirken veriler ve gelişmeler siyasi yol haritası ile ekonomi programının çatıştığını gösteriyor.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanması ile zirveye ulaşan siyasi gerilimin ekonomiye faturası ağır oldu.
Olayların yaşandığı sırada Borsa İstanbul'da sert düşüşler yaşanırken, Merkez Bankası rezervleri art arda büyük kayıp yaşadı.
Gelinen noktada Merkez'in rezerv kaybı 50 milyar dolar olurken, olaylar sırasında ve hemen sonrasında yabancı tahvillerde sert satışlar yaşandı.
Mehmet Şimşek'in kurtarmaya çalıştığı yıkılmış ekonomi siyasi gerilimlerle yüne yabancıya güvensizlik verdi.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü'nün (OECD) geçen hafta açıkladığı "Türkiye İnceleme Raporu"nun yazarlarından Türkiye ekonomisti Sebastien Turban, rapordaki bulguları ve Türkiye ekonomisine ilişkin öngörülerini açıkladı.
Turban, yabancı yatırımcıya dair şunları söyledi:
"Ama hala gidilecek bir yol var. Türkiye'ye gelen yabancı yatırımların, dalgalı sermaye akışları değil, ekonomide daha kalıcı olan doğrudan yabancı yatırımlar olması çok önemli. Bu yüzden, politika duruşunun sürdürülmesi gerektiğini savunuyoruz. Yatırımcı güveni, zamanla daha da artırılabilir. Son dönemde yaşananlara karşı, Merkez Bankası ve ekonomi otoritelerinin iletişiminden ve belirsizliklere karşı alınan kararlardan gördüğümüz, politikaları sürdürme taahhüdü mevcut. Böylece, Türkiye'ye güven artabilir ve bu yabancı yatırım akışları daha kalıcı hale gelir."
Türkiye'de 2023 ortasından beri yaşanan makroekonomik politikalardaki dönüşümün olumlu olduğunu söyleyen Turban bu dönüşümle cari açığın azaldığını, enflasyon ve enflasyon beklentilerinin kademeli olarak düştüğünü aktardı.
Enflasyonun hala yüksek olmasına rağmen düşüş eğilimini sürdürdüğünü dile getiren Turban şöyle konuştu
"Para ve maliye politikalarındaki uygulamalar, bizim öngörülerimizle uyumlu. Maliye ve para politikalarındaki sıkı duruş, enflasyon kontrol altına alınana kadar sürdürülmeli. Eğer hükümet, Orta Vadeli Program hedeflerine ulaşır ve uzun vadede bu seviyede bütçe açığını korursa, kamu borcu sürdürülebilir olacaktır."
Turban, şu anda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve maliye otoritelerinin bu duruşu sürdürmek için güçlü taahhütler verdiğine dikkat çekti:
"Merkez Bankası'nın iletişimine bakıldığında, enflasyon kontrol altına alınana kadar para politikasının sıkı kalması gerektiği ve faiz kararının enflasyon ve beklentiler doğrultusunda belirleneceği oldukça net bir şekilde ifade ediliyor."