Bakan Şimşek Enflasyon İçin 2026'yı İşaret Etti
Mehmet Şimşek İngilizce yaptığı konuşmada, "Türkiye'nin kredi risk primi (CDS) Mayıs ayındaki 700 baz puan seviyelerinden 400 baz puanın altına indi. Türkiye'nin risk primi neredeyse yarıya inmiş durumda, yani yatırımcı güveni geri geliyor, bu da sermaye girişine yol açacak." dedi. Bakan Şimşek konuşmasında, "Birincil önceliğimiz fiyat istikrarını sağlayıp, enflasyonu tek haneli rakamlara indirgemek. Geçiş sürecinin ardından 2024 yılı ortasından itibaren dezenflasyon süreci başlayacak ve 2026 yılında enflasyonu tek haneye indireceğiz." ifadelerine de yer verdi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Beşiktaş'ta düzenlenen Körfez İşbirliği Konseyi-Türkiye Ekonomi Forumu açılış toplantısına katıldı. Körfez İşbirliği Konseyine bağlı ülkelerin bakanları, bakan yardımcıları ve çok sayıda bürokratın katıldığı açılış toplantısında katılımcı ülkelerin tarım, gıda, altyapı, ulaşım, lojistik, turizm, finans, yatırım, sanayi ve enerji alanlarında faaliyet gösteren şirketlerin yetkilileri de hazır bulundu. Açılış konuşmalarının ardından Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek İngilizce sunum yaptı.
"TÜRKİYE, ZENGİN ÜRETİM ÇEŞİTLİLİĞİ SAYESİNDE, İMALAT SANAYİNDE İLERİ KABİLİYETLERE SAHİP"
Körfez İşbirliği Konseyi – Türkiye Ekonomi Forumu açılış programında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Türkiye, zengin üretim çeşitliliği sayesinde, imalat sanayinde ileri kabiliyetlere sahip olup, Avrupa ve Orta Asya pazarlarına erişim için kritik bir noktadadır. Körfez ülkeleri ise cari fazlalarına ve güçlü altyapı olanaklarına rağmen, sanayi sektöründe sınırlı bir üretim çeşitliliğine sahiptir. Taraflar arasında serbest ticaret anlaşmaları gibi işbirliğini artıracak yeni modeller, Körfez ülkelerinin üretimini çeşitlendirmesine, karşılıklı ticaret ve yatırımların ivme kazanmasına, turizm ve inşaat başta olmak üzere sektörel potansiyelin artmasına katkı sağlayacaktır." ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'NİN KREDİ RİSK PRİMİ 700 BAZ PUANDAN 400 BAZ PUANIN ALTINA İNDİ"
Konsey üyesi ülkelerden foruma katılan iş insanlarına Türkiye ekonomisi hakkında bilgiler veren Bakan Şimşek, "Orta Vadeli Program (OVP) makro finansal istikrarı sağlamak için hazırlandı ve son birkaç ayda çok ciddi ilerleme kaydettik. Güçlü bir makroekonomik politika çerçevemiz ve yapısal reform gündemimiz var. Uyguladığımız sağlıklı politikalara cevaben Türkiye'ye yatırımcı güveninin geri gelmeye başladığını görüyoruz. Türkiye'nin kredi risk primi (CDS) Mayıs ayındaki 700 baz puan seviyelerinden 400 baz puanın altına indi. Türkiye'nin risk primi neredeyse yarıya inmiş durumda, yani yatırımcı güveni geri geliyor, bu da sermaye girişine yol açacak. Reformlarımızı kararlı bir şekilde uyguladıkça ülkemize daha fazla yatırımcıyı çekecek ve böylece kalıcı makro finansal istikrara ulaşacağız. Birincil önceliğimiz fiyat istikrarını sağlayıp, enflasyonu tek haneli rakamlara indirgemek. Geçiş sürecinin ardından 2024 yılı ortasından itibaren dezenflasyon süreci başlayacak ve 2026 yılında enflasyonu tek haneye indireceğiz. Türkiye geçmişten bu yana uyguladığı disiplinli maliye politikaları ile bütçe açığını ve kamu borç stokunu azaltmada önemli bir başarı sağlamıştır." dedi.
"CARİ İŞLEMLER AÇIĞININ 2023'TE YÜZDE 4'E GERİLEMESİ BEKLENİYOR"
6 Şubatta yaşanan deprem felaketinin etkilerinden de bahseden Bakan Şimşek, "Diğer yandan yaşanan deprem felaketinin vatandaşlarımıza olan etkisini hafifletmeye yönelik alınan tedbirler bütçe açığında geçici artışa yol açmıştır. Depreme yönelik yapılan harcamalar hariç tutularak, bütçe giderlerinde tasarruf ve önceliklendirme çalışmaları yapılmaktadır. Bu sayede Orta Vadeli Program dönemi sonunda bütçe açığının milli gelire oranının, Maastricht Kriteri olan yüzde 3'ün altına gerilemesi hedeflenmektedir. Ekonomide yeniden dengelenmeye yönelik atılan adımlar, altın ithalatındaki normalleşmeyle doğalgaz ve ham petrol üretimi faaliyetleri sonucunda cari işlemler açığında gerileme beklenmektedir. Güçlü turizm gelirlerinin devamı bu sürece katkı sağlayacaktır. 2023 yılında yüzde 4 seviyesine gerilemesi beklenen cari işlemler açığının milli gelire oranının program dönemi sonunda yüzde 2.3 olması hedeflenmektedir. Ülkemize yönelik artan güvenle birlikte, dış finansman imkanlarındaki iyileşmenin yansımasını güçlenen rezervlerde görüyoruz. Küresel zorlukların arttığı son dönemde ülkemizin şoklara karşı dayanıklılığını artırmak için yapısal reformların hayata geçirilmesi önem arz etmektedir." ifadelerini kullandı.(DHA)