Bakan Muş: Kapanma olmazsa ihracatta 210 milyar dolar rakamını rahat yakalarız

Bakan Muş: Kapanma olmazsa ihracatta 210 milyar dolar rakamını rahat yakalarız
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, "2021’in geri kalan 4 aylık döneminde bir kapanma olmazsa, taleple ilgili bir sorun yaşanmaz, olağanüstü bir durum olmazsa Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği 210 milyar dolar rakamını rahat yakalayacağımızı düşünüyoruz. 2022 yılında da bunun üzerine koymaya çalışacağız" diye konuştu.

Türkiye'nin ihracattaki yeni yol haritasını Dünya gazetesine değerlendiren Ticaret Bakanı Mehmet Muş, bu yıl 210 milyar doları geçmesini beklediklerini aktardı.

Turquality programını daha etkin hale getirileceklerini, yazılım ve oyun ihracatı ile ilgili ayrı bir Turquality programı oluşturacaklarını belirten Bakan Muş, uzak ülke stratejisi üzerinde çalıştıklarını, ihracatçıların menzilini 2 bin 500 km’nin üzerine çıkaracaklarını söyledi.

Avrupa Yeşil Mutabakatı’na ilişkin olarak “Biz ne çok öne çıkmak istiyoruz ne de çok geride kalmak istiyoruz. AB ile süreci beraber götürmek istiyoruz” diyen Muş, bu konuda özel sektörün de içinde yer aldığı çalışma başlattıklarını kaydetti. Muş, geçiş belgeleri konusunda yaşanan sorunu çözmek için görüşmelerin sürdüğünü bildirdi.

'Kapanma olmazsa ihracatta 210 milyar dolar rakamını rahat yakalarız'

Bakan Muş, 210 milyar dolarlık ihracat hedefine yönelim olarak şunları kaydetti:

"2021’in geri kalan 4 aylık döneminde bir kapanma olmazsa, taleple ilgili bir sorun yaşanmaz, olağanüstü bir durum olmazsa Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği 210 milyar dolar rakamını rahat yakalayacağımızı düşünüyoruz. 2022 yılında da bunun üzerine koymaya çalışacağız.

Şimdi arkadaşlarımızla üzerinde çalıştığımız önemli konular var. Turquality programını elden geçiriyoruz, çünkü yapıldığı günden bugüne o program ihracatçımıza önemli katkılar sundu, şimdi daha etkin daha güçlü hale getiriyoruz. İkinci olarak; uzak ülke stratejisini çalışıyoruz. Türkiye’nin ihracatının menzili ortalama 2 bin 500 km. Vietnam 8 bin km. Dolayısıyla bizim ihracatçımız daha çok yakın pazarları seviyor. Fakat biz bu ihracatı belli bir rakamın üzerine çıkartmak istiyorsak, uzak pazarlara gitmek zorundayız, gideceğiz. Bakanlık olarak bu strateji üzerinde çalışıyoruz, belli bir noktaya geldi, paydaşlarımızla, ilgili odalarla ve ihracatçı birliklerimizle paylaşıp bunu bir belge haline getirip hareket edeceğiz."

'Oyun ve yazılım ihracatını 10 milyar dolara çıkarmak istiyoruz'

Muş, oyun ve yazılım ihracatını 10 milyar dolara çıkarmak istediklerini belirterek şu ifadeleri kullandı:

"Bizim tanıtım fonlarımız var bu fonlardan hizmet ihracatını desteklemek istiyoruz. Benim tahminim hizmet ihracatı birkaç yıl içerisinde çok gözle görülür hale gelecek. Bizim 2 milyar dolarlık oyun ihracatımız var, siber güvenlik, yazılım, oyun ihracatını 10 milyar dolara çıkartmak istiyoruz. Bu sektörler finansal olarak güçlendiği zaman içerideki ihtiyaçları da karşılayacaklar. Bu adımlar Türkiye’nin yeni unicorn’lar çıkarmasına da katkı sağlayacak…

Evet, çok daha fazlası çıkacak. Ülkenin potansiyeli var, insan kaynağı da var, bir hukuk mekanizması da var. Bunlar bir ülkenin kalkınması için önemli hususlar. Biz devlet olarak oturup bir yazılım şirketi kuramayız, bu bizim görevimiz değil. Bizim görevimiz idari ve düzenleyici işlemleri yapmak, kuralları belirlemek ve özel sektörün önünü açarak ihracatçıyı desteklemek."

Dünyada 'Study in Turkey' kavramını yerleştireceğiz

Bakan Muş, eğitimle ilgili olarak Türkiye'nin ciddi bir altyapısı olduğunu ifade etti. Öte yandan oyun yazılımı ihracatıyla ilgili yeni bir Turquality oluşturacaklarını belirterek şöyle dedi:

"Eğitimle ilgili Türkiye’nin çok ciddi bir altyapısı söz konusu, çok fazla üniversitemiz var. Özel üniversitelerimiz, vakıf üniversitelerimiz var, bunların ciddi bir altyapısı bulunuyor. Dünyada ‘Study in Turkey’ kavramını yerleştireceğiz. Hitap ettiğimiz ciddi bir bölge var. Bu alan dışında kalmak istemiyoruz.

Yine oyun yazılım ihracatı ile ilgili ayrı bir Turquality programı oluşturmak istiyoruz. Çünkü bunlar mamul üretenlerden farklı, kod yazıyorlar. Yazılım bambaşka bir dünya ve bunun ihracatı ile ilgili teşviklerin de farklı olması gerekiyor. O yüzden onları Turquality programından ayrıştıracağız, buna ‘e-Turquality’ diyebiliriz, başka bir isim de verebiliriz. Onları yeni bir Turquality programı dizayn ederek destekleyeceğiz. Yine Tasarım hizmetleri gündemimizde. Çünkü tasarım yaparsanız katma değeri ülkede bırakıyorsunuz. Burada belli teşviklerimiz var ama artırmak istiyoruz. Güçlü bir genel müdürlük oluşturduk. Yine lojistik hizmetleri bu kapsamda olacak, müteahhitlik hizmetleri ve müşavirlik hizmetleri burada olacak. Müteahhitlikte çok iyi bir noktadayız."

'AB ile ekonomik ilişkiler, politik tartışmalara feda edilmesin'

Bakan Muş, Türkiye'nin AB'ye üye olma hedeflerini koruduğunu ve AB'yle dengeli bir ticaretin olduğunu ifade ederek şunları kaydetti:

"Türkiye olarak, AB hedefini koruyoruz. AB’ye üye olmak, Gümrük Birliği’nin güncellenmesini, ekonomik ortaklığı güçlendirmek istiyoruz. AB ile karşılıklı ticaret bu yıl 160 milyar doları bulacak, dengeli bir ticaretimiz var, bunu dengeli büyütmek her iki tarafta da refahın büyümesi anlamına gelir. Son AB zirvesi öncesinde de ‘rakamları dengeli olarak büyütelim’ dedik. Gümrük Birliği 1994 yılında imzalandı, 1995’te yürürlüğe girdi, bugün e-ihracatı, dijitalleşmeyi konuşuyoruz dolayısıyla güncellenmesi gerekiyor.

AB yetkililerine, ‘ekonomik ilişkilerin, ekonomik refahın, bazı politik tartışmalara feda edilmemesi gerektiğini’ söyledim. AB ile anlaşamadığımız politik meseleler var, ama bu nedenle ihracatımızı, ticaretimizi, ekonomik faaliyetlerimizi niye akamete uğratalım? Toplumlarımızın, ülkelerimizin refahı niye geride kalsın, niye yükselmesin? Türkiye’de nominal olarak milli gelir 9 bin dolar. Satın alma paritesine göre; 28-30 bin dolar arasında değişiyor. Nominal olarak milli gelirin 40 bin dolara çıktığını düşünün, nüfus 100 milyona yaklaşmış bu ülkenin tüketim gücünü düşünün. Avrupa’da kaç tane ülkeyi toplasan bu kadar üretim ve tüketim gücüne ulaşacak.

AB’ye çok ciddi bir katkı sunabiliriz. Türkiye’nin kültürel etkisi de çok ciddi bir güç katacaktır. AB ile bunları oturup konuşuyoruz, hak veriyorlar mı, veriyorlar. Kiminle görüşüyorsam bunu desteklediğini söylüyor ama adım atılmıyor, güncellemenin iki tarafa da katkısı var. AB hedefinden Türkiye vazgeçmiş değil, Türkiye Avrupalı, kurumları ile Avrupa’nın bir parçası. Toplumumuzun geldiği eğitim ve kültürel birikimi ile Avrupalı bir ülkeyiz. AB’ye üye olmak istiyoruz. Bazı konularda herkes tabii ki birbirini eleştirebilir, bizi de eleştirebilir ama daha objektif olunmasını istiyoruz ve daha adil bir yaklaşım bekliyoruz."

'AB Yeşil Mutabakatta kendi kurallarıyla çelişmemeli'

AB Yeşil Mutabakatı'na ilişkin olarak ise Bakan Muş, süreci AB'yle birlikte götürmek istediklerini belirterek şöyle konuştu:

"Eylem Planımız da 82 eylem açıkladık. Cumhurbaşkanı Genelgesi de yayımlandı. Bizim Bakanlığımız koordinasyonunda diğer bakanlıklarla ve özel sektörle çalışmaları yürütüyoruz. Buradaki yaklaşımımız şu; biz ne çok öne çıkmak istiyoruz ne de çok geride kalmak istiyoruz. AB ile süreci beraber götürmek istiyoruz. Bunun tarife dışı bir engel olmaması gerektiğini onlara söyledik. Dolayısıyla biz bunun böyle olmasını istemiyoruz. İlk etapta sınırda karbon düzenlemesi ile ilgili 2023 yılında gündeme almak istedikleri bir çalışmaları var, alabilirler mi alamazlar mı bilmiyorum. Dolayısıyla demir-çelik, gübre çimento üretimi ile ilgili biz bunları yakından takip ediyoruz. Niye tarife dışı engel diyorum, DTÖ var, Gümrük Birliği var. DTÖ’de kurallar belli, yeşil mutabakatı kullanarak bir engel çıkarılmasını istemediğimizi söyledik. Günümüz dünyasında rekabet o kadar sert ki, AB buna yönelir mi? Ben açıkçası standartların, hukukun bu kadar yukarıda tutulduğu bir AB’de dünya ile ilgili gelecekle ilgili bir konunun tarife dışı engel olarak kullanılmayacağını ümit ediyorum, bekliyorum. Aksi AB’nin kuralları, kurulları, değerleri ile çelişir."