19 Mart'ın faturası "faizlerle" geldi!

19 Mart'ın faturası "faizlerle" geldi!
Ekonomi yönetimi görmezden gelse de İmamoğlu'nun gözaltına alınarak tutuklanmasının ekonomiye darbe vurduğu verilerle bir kez daha ortaya çıktı. Siyasi krizin faturası, faizlerdeki sert yükselişle kendini ortaya koydu.

19 Mart Türkiye ekonomisinde yakın dönemdeki önemli piklerden oldu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınıp tutuklandığı 19 Mart'ta iç piyasa adeta çökerken yaşanan sarsıntı ile ekonomi ağır bir fatura ile karşı karşıya

Ekonomi yönetimi krizi önce "küçük ve geçici etki" diye göz ardı etmek istedi ardından ABD tarifelerinin küresel piyasalara etkisini içeri uyarlamaya çalışarak örtmeye çalıştı.

Ancak 19 Mart sonrası ekonomik veriler gösterdi ki siyasi krizin ekonomik faturası ağır. Yabancı tahvil ve hisselerinde art arda sert satışlar gerçekleşirken , Merkez Bankası dolar rezervleri bu süreçte yaklaşık 45 milyar dolarlık erime kaydetti.

Merkez Bankası geçen 17 Nisan'daki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini 350 baz puan artırarak, yüzde 46’ya çıkardı. Fonlama ve piyasa faizleri ise politika faizinden daha yüksek oranda artış gösterdi. Piyasa gösterge faizi ve BİST gecelik ortalama repo faizi aynı dönemde 7 puan, ağırlıklı fonlama maliyeti de 5.5 puan arttı. Ticari kredi faizi son bir ayda 10 puana yakın yükselirken mevduat faizi ise 5 puanın üzerinde yükseldi.

BEKLENTİLER ALT ÜST OLDU

19 Mart öncesi Merkez'in politika faizinde 2.5 puanlık indirime gitmesi bekleniyordu.

Yine bu tarihten önce yabancıların hisse ve tahvile girişleri de hız kazanmıştı. Kredi ve mevduat faiz oranlarında ise hafif de olsa düşüş seyri dikkat çekiyordu.

Ancak tüm bu beklentiler ve olumlu gelişmeler 19 Mart’la birlikte altüst oldu. Merkez Bankası önce ara toplantıda faiz koridoru üst sınırını yüzde 46’ya çıkardı, ardından geçen haftaki Para Politikası Kurulu toplantısında da politika faizini yüzde 42,5’tan yüzde 46’ya, gecelik borç verme faizini de yüzde 46’dan yüzde 49’a yükseltti. Bu kararla Merkez, hem ana araç olarak politika faizini kullanmaya döndü, hem de yüzde 49’a kadar kendine alan açtı. Ve bu alanı haftanın son işlem günü de kullandı.

Merkez Bankası 20 Mart’ta durdurduğu haftalık repo ihalelerine 18 Nisan'da yeniden başladı. Bu kanaldan politika faizi yani yüzde 46 ile piyasayı fonladı. Ancak fonlamanın tamamını haftalık repo ihalesi kanalından gerçekleştirmedi ve bankaları BİST’e ve gecelik borçlanmaya yönlendirdi. Böylece ağırlıklı fonlama maliyeti politika faizi olan yüzde 46’nın üzerinde oluştu. Tüm bu fonlama kanallarında faiz oranları 19 Mart öncesinden bugüne 1 ayda oldukça sert yükselişler gerçekleştirdi.

19 Mart'ın ardından yaşananları ve faiz artışlarını inceleyen ekonomim'den Şebnem Turhan'ın analizine göre politika faizi 3.5 puan arttı. Diğer fonlama kanalı BİST ortalama repo faizi ise 18 Mart’ta yüzde 42,02 seviyesinde iken 18 Nisan’da yüzde 48,95’e yükseldi. Bu kanalda faiz artışı 6.93 puanla 7 puana dayandı. Merkez Bankası ağırlıklı fonlama maliyeti 18 Mart’ta yüzde 42,5 ile politika faizi oranında iken 18 Nisan’da yüzde 47,97’ye geldi. Ve 5.47 puan birden yükseldi.

TLREF FAİZLERİ 7 PUAN ARTTI

En son ağırlıklı fonlama maliyetinin bu seviyelerde oluşu ocak ayı başında henüz Merkez Bankası politika faizinde ikinci indirimi yapmadan önce idi. Bir ayda fonlama maliyeti 5.5 puan, BİST ortalama repo faizi de 7 puan yükseldi. Kredi faizleri özellikle de ticari kredi faizleri için piyasanın gösterge faiz oranı TLREF faizleri ise aynı dönemde hızlı bir artış göstererek, PPK toplantısının ardından yüzde 42,02'den yüzde 48,99’a ulaştı. Böylelikle TLREF faizleri bir ayda neredeyse 7 puan artış kaydetti.

Turhan'ın bankacılık sektörü kaynaklarına dayandırdığına göre 17 Nisan’daki kararın ardından bazı özel bankalarda rotatif ticari kredi faizi yüzde 60-62’ye kadar çıktı. Ancak bazı bankalar dışında bankacılık sektöründe ortalama ticari kredi faizi yüzde 51-54 seviyelerinde oluştu. Böylelikle 19 Mart öncesinde yüzde 42,5-44 seviyelerinde bulunan bu oranlar yaklaşık 9-10 puanlık bir artış yaşandı.

UZUN VADELİ TİCARİ KREDİLERİNDE YÜZDE 5 ARTIŞ

Faizde yıl sonu beklentisi nedeni ile uzun vadeli ticari kredileri yüzde 35 faizden bağlayan bankacılık sektörü kaynakları, 19 Mart sonrası bu oranda faiz verilmesinin mümkün olmadığını ve sektörün yüksek faiz seviyesinin bir süre daha devam edeceğini açıkladı. Son 1 ayda yaşanan artışın yanında 17 Nisan sonrasında da ticari kredi faizlerinde 1-1.5 puanlık artışlar hızlıca devreye alındı.

Mevduat faizlerinde ise 18 Mart’ta yüzde 40’ın altına inen standart TL mevduat faizleri önce ara toplantı sonrasında yükselişe geçti ve son PPK kararıyla birlikte de yüzde 50’ye kadar yükseldi.

Yükselen faizler 19 Mart sonrası hızlı çıkış yapan carry trade kanalından girişlerin de küçük de olsa yeniden hareketlenmesine neden olacak. Bankacılık sektörü kaynakları 18 Nisan itibariyle girişlerin başladığını belirtirken Merkez Bankası’nın da 19 Mart ile birlikte başladığı döviz satışlarının yerine döviz alımı yaptığını ifade etti. Carry trade girişleri önceki kadar yüksek olmasa da devam etmesi sert rezerv kaybı yaşayan Merkez Bankası’nın durumunu düzeltmesine yardımcı olacak.

"YATIRIM KARARLARI 2026'YA KALDI"

Merkez Bankası’nın fonlama maliyetinin artması, kredi faizlerinin yükselmesi reel sektörü ve gerçek kişileri olumsuz etkileyecek. TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat enflasyonla mücadele anlamında piyasanın Merkez Bankası’nın hamlelerinden memnun olduğunu belirterek “Ancak yatırımlar ertelenecek ötelenecektir, reel sektöre olumsuz etkisi olacaktır. Yatırım kararları 2026’ya kaldı artık. Bu gelişmelerden önce dördüncü çeyrek için düşünülüyordu hepsi şimdi 2026’ya kaldı” diye konuştu.

Merkez Bankası’nın verileri bir hafta öncesini veriyor. Merkez Bankası PPK’daki artış yansımadan önceki ortalama verileri de hem ticari hem de ihtiyaç kredi faizlerinin yükseldiğini ortaya koyuyor.

Kaynak:Halk TV Ekonomi Servisi