Yeni Bir Dünya Düzeni Mi Yoksa Kaos Mu?

Yeni Bir Dünya Düzeni Mi Yoksa Kaos Mu?
Avrupa medyası, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı, Çin ile ABD arasındaki rekabet ve Ortadoğu'daki süregelen çatışmaların gölgesinde uluslararası çok kutuplu güç yapılarını inceliyor. Yeni bir düzenin kurulabilirliği ise tartışma konusu. Bazıları, yeni bir düzenin doğuşuna işaret ederken, diğerleri ise her yerde endişe verici bir kaosun hâkim olduğunu düşünüyor.

Avrupa'nın köklü medya kuruluşları, dünya genelindeki artan istikrarsızlık ve belirsizlik konusunda endişelerini dile getiriyorlar. Stephanos Konstantinidis'in belirttiği gibi, geçmişte süper güçler arasında belirli bir istikrar ve uzlaşı mevcuttu ancak günümüzde bu durum değişmiş görünüyor. Avrupa, siyasi, ekonomik ve toplumsal açıdan çıkmazda bulunuyor. ABD'nin güvenlik şemsiyesinden uzaklaşma korkusuyla karşı karşıya olan Avrupa, kendi sorumluluklarını üstlenme konusunda isteksiz görünüyor.

Güvenlik ve istikrar konularında ciddi bir boşluk yaşanırken, hiçbir güç düzeni tesis etme gücüne sahip değil. Naftemporiki'nin vurguladığı gibi, ne ABD, ne Rusya, ne de diğer büyük güçler bu kaotik duruma çözüm getiremiyor. Örneğin, ABD Başkanı Joe Biden, İsrail ile Gazze'deki savaşı sonlandırmak için çaba gösteriyor ancak başarısız kalıyor, bu da ABD'nin zayıflığını gözler önüne seriyor.

Giulio Tremonti'nin Corriere della Sera'da ifade ettiği gibi, modern dünyada siyaset ve ekonomi giderek uluslararası finans piyasaları ve teknoloji devleri gibi yeni aktörlere devrediyor. Bu durum, Avrupa'nın modern demokrasinin beşiği olmasının, siyaset ve demokrasinin yeniden şekillenmesi için bir fırsat sunabileceği anlamına geliyor.

Sonuç olarak, Avrupa'nın karşı karşıya olduğu belirsizlik ve çıkmazlar, küresel düzenin yeniden yapılandırılması gerekliliğini ortaya koyuyor. Bu, Avrupa'nın sadece kendi iç dinamiklerini değil, aynı zamanda küresel düzeydeki değişimleri de dikkate alması gerektiği anlamına geliyor.