Mustafa K. Erdemol

Mustafa K. Erdemol

İnanan İnansın Ama
Bana Hiç İnandırıcı Gelmedi

Tabii ki çok heyecan verici bir haberdi. Meksika Kongresi'nde "insan olmayan" iki cesedin tüm dünyaya gösterilmesi uzaylı teorisiyle ilgilenenler başta olmak üzere neredeyse herkesi heyecanlandırdı. Peru'nun Cusco kentindeki bir madenden çıkarılan o cesetlerin, insanlarınkinden yüzde 30 farklı bir genetik bileşime sahip olduğu iddiası dikkat çekmeyecek gibi değil doğrusu. Muhtemelen uzaylılara ait olduğu belirtiliyor bulunan cesetlerin. Üstelik bin yıldır da dünyamızdalarmış yine iddiaya göre.

Uzaylılar yok diyenlerden değilim. Koca galakside neden yalnız olalım ki, vardır bir şeyler kuşkusuz. Ama böyle düşünüyorum diye de ortaya atılan her uçuk iddiaya sarılacak değilim. Tabii bu son iddianın öncekilerden farkı, herhalde şarlatanlığa izin verilmemesi ya da alet olunmaması gereken bir yerde, yani Meksika parlamentosında dile getirilmiş olması. İlk kez, ABD dışında, bir ülke parlamentosuna gelecek kadar ciddiye alınmış bir iddia var ortada demek ki.

ET’nin çocukluğu değil mi o?

Herkes gibi ben de heyecanla baktım o cesetlere. Her şeyden önce “neden filmlerde canlandırılan uzaylılara benziyor ki“ diye düşündüm. Senaristlerin uydurduğu bir uzaylı figürü var belleğimizde malum, onlara tıpa tıp benzemesi tuhaf değil mi? Aklıma ilk gelen bunun ustaca hazırlanmış bir kurgu olduğuydu bu yüzden.

İddiayı ortaya atan hakkında da biraz bilgi sahibi olduğumdan kuşkularımın olması gayet doğal tabii. Jaime Maussan Meksikalı bir UFO (malum, tanımlanamayan uçan cisim demek) araştırmacısı. Meksika Parlamentosu’na cesetleri getiren o. Adını duyar duymaz uydurma ama başarılı bir oyunla karşıya karşıya olduğumuzu düşünmedim diyemem. Bu işlerle ilgilenenler bu ismi bilirler. Ben ilgilendiğim için değil, zaman zaman haberlerde rastladığım için çok iyi anımsıyorum adını. Miami Üniversitesi’nde okumuş, küresel çapta tam 500 ödülün sahibi bir gazeteci. Yani bir şarlatan olduğu söylenemez, sadece fazla inanıyor kendi bulgularına.

Meksika ordusu Mayıs 2004’te gökyüzünde bir takım görüntüler kaydetmişti. Görüntüleri yorumlaması için bu alanda çalıştığı bilinen Maussan’a verdiler. O da bunların uzaylılara ait cisimler olduğunu söyledi ama bazı uzmanlar bunun askeri uçakların bulunduğu yerden çok da uzakta olmayan bir petrol platformunun yanmasından kaynaklandığını kanıtladılar. Ben McGee adlı petrol platformundan çıkan alevlerin sıcak küreler yanılsaması yaratmış olabileceği de ileri sürülmüştü.

Yahu o sincap maymunuydu

Bir başka örnek daha var. El ser de Metepec adı verilen bir cisim üzerinde 6 DNA analizi yapan Maussan yaratık olarak adlandırdığı çismin “annesi insan, babası ise insan ya da bildiğimiz bir tür olamayacağını" iddia edince Urso Ruiz adlı bir araştırmacı bunun gerçekte derisi yüzülmüş bir sincap maymununun cesedi olduğunu açıklamıştı.

Çok değil 2018’de de mumyalanmış uzaylı cesetleri göstermiş ancak bunların da o yörede binlerce yıl önce yaşayan "Nazca halkının çocuklarının cesetleri olduğu" ortaya çıkmıştı.

Bakın Maussan bir gazeteci. Onun bu tür iddialarının yalan olduğunu her defasında ileri süren adını şimdi anımsayamadığım Slander de gazeteci. Bu iki meslektaşımdan Slander’i daha inandırıcı bulurum. Maussan’ın bulduğu o iki “insan olmayan ceset” hakkında "numuneleri korumak için kullanılan kurutma tozu ile kaplanmıştır” diyor örneğin ki inanma eğilimindeyim. Bu da "mumyaların" alçıyla kaplanmış gibi göründüğü anlamına geliyor tabii. Slander diyor ki; “Açıkçası, anonim kaşiflerden isimsiz uzmanlara kadar her şey bir aldatmaca kokuyor. Dev pençeler, bilekte imkansız bir mimarinin karmakarışık bir hali. Kafatası mumyalanmış bir fetüse benziyor“.

Ben de artık varlarsa bir an önce karşılaşalım diyorum uzaylılarla elbette. Ne olacaksa olsun artık. Ama bu heyecanımı da sahtelik koktuğu belli olan iddialar yüzünden kaybetmek istemiyorum. Muhtemelen Maussan’ın Meksika Parlamentosu’ndaki şovu sonrası o cesetler üzerinde daha çok konuşulacak, o zaman ak koyun kara koyun belli olacak.

Oysa Maussan’a inanmaya çok hazırdım. Ama o cesetler keşke Steven Spielberg’in ET’sine bu kadar benzemeseydi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mustafa K. Erdemol Arşivi