Dışişleri: Kıta sahanlığında iznimiz olmadan arama faaliyeti sözkonusu olamaz

Dışişleri: Kıta sahanlığında iznimiz olmadan arama faaliyeti sözkonusu olamaz
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, "Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığımızda, hiçbir ülkenin, şirketin veya geminin iznimiz olmadan hidrokarbon arama-çıkarma faaliyetinde bulunması sözkonusu değildir" dedi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, Almanya'da bir Türk vatandaşının naaşının yanlışlıkla yakılması ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) Doğu Akdeniz'de yürüttüğü tek yanlı faaliyetlere ilişkin açıklamalarda bulundu.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığı'nın dün konuyla ilgili yaptığı açıklamaya tam destek verdiğini söyleyen Bilgiç, "GKRY'nin sözkonusu faaliyetleri, Ada'nın tüm doğal kaynaklarının ortak sahibi olan KKTC'nin iznini almadan tek taraflı olarak sürdürdüğü için Kıbrıs Türklerinin haklarını ihlal ettiğini" söyledi.

Bilgiç, "Bu aynı zamanda Doğu Akdeniz’de gerginliği de artırmaktadır. Barış ve istikrarı tehdit etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın Doğu Akdeniz konferansı önerisi ile KKTC’nin hidrokarbon kaynakları konusunda GKRY tarafına yaptığı dört işbirliği önerisi hala masadadır. Hal böyleyken Doğu Akdeniz’de gerginliğin bu şekilde tırmandırılması hiçbir tarafın yararına değildir" ifadelerini kullandı.

Bunu hem bölge ülkelerine, hem de Kıbrıs Rum kesiminin arkasına saklandığı üçüncü taraflara hatırlatmak istediğini söyleyen Bilgiç, "Türkiye, Doğu Akdeniz’de hem kendi hem de KKTC’nin haklarını kararlılıkla korumaya devam edecektir. Türkiye, KKTC'nin de önümüzdeki dönemde yapacağı hidrokarbon arama faaliyetlerine desteğini sürdürecektir" diye konuştu.

KKTC ne demişti?

KKTC Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, GKRY'nin tek taraflı ilan ettiği sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi'nin (MEB) 6 numaralı parselinde Eni-Total şirketler ortaklığının doğal gaz rezervi keşfi yaptığı hatırlatılarak, 6. parselde yürütülen faaliyetlerle Kıbrıs Türk halkının haklarının gasbedildiği belirtildi.

Sözkonusu 6. parselin aynı zamanda Türkiye'nin kıta sahanlığı ile çakıştığı kaydedilen açıklamada, "Doğu Akdeniz’de gerilimi yükselten adımlar atmaktan kaçınmayan Rum Yönetimi, Kıbrıs Türk halkının haklarını gasbetmeye devam ettikçe, ana vatan Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte, meşru hak ve çıkarlarımızın korunması için gerekli tedbirleri almaya devam edeceğiz" ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, KKTC'nin, bölgede bir gerginlik unsuru haline gelen hidrokarbon kaynaklarına ilişkin sorunun diyalog yoluyla çözülmesi amacıyla çeşitli tarihlerde 4 defa kapsamlı ve yapıcı işbirliği önerileri ortaya koyduğu vurgulanarak, "GKRY’nin Kıbrıs Türk halkını temsil etmediğini ve Kıbrıs Türk halkı adına karar verme hakkına sahip olmadığını, bu çerçevede sözde 'Kıbrıs Cumhuriyeti' adı altında adanın deniz yetki alanlarına ilişkin yaptığı tüm tek yanlı faaliyetlerinin gayriyasal olduğunu da bu faaliyetlere müdahil olan şirketlere, ülkelere ve tüm uluslararası camiaya hatırlatırız" denildi.

Türk vatandaşı Abdulkadir Sargın'ın naaşının yakılması

"Abdülkadir Sargın isimli vatandaşımız 14 Aralık günü Hannover'deki eyalet hastanesinde fenalaşıp hayatını kaybetti. Maalesef, vatandaşımızın naaşının bir Alman vatandaşının cenazesiyle karıştırılması sonucunda yakıldığını öğrendik" diyen Bilgiç, Sargın'ın ailesine başsağlığı dileklerini iletti.

Büyükelçi Bilgiç, naaşın yanlışlıkla yakıldığının öğrenilmesinin ardından Hannover Başkonsolosluğunun Sargın'ın ailesiyle temasa geçtiğini, eyalet bakanları da dahil olmak üzere gerekli girişimlerin yapıldığını belirterek, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun ve Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim'in konunun takipçisi olduğunu söyledi.

Aileye gerekli hukuki desteğin verildiğini söyleyen Bilgiç şunları kaydetti:

"Cenazenin Türkiye’ye getirilip dinimize uygun bir şekilde defni için de Diyanet İşleri Başkanlığımızla gerekli koordinasyonu sağladık. Alman makamlarından bazı beklentimiz var, bunlardan ilki suçluların cezalandırılması ve aileden özür dilenmesi. Merhumun küllerinin ivedilikle ülkemize teslim edilmesi de beklentilerden bir tanesi."

Bilgiç, benzer olayların yaşanmasını engellemek için Alman makamlarınca gerekli önlemlerin alınmasının beklendiğini söyledi.

Kaynak:AA