Nano ürünler, temizlik malzemeleri ve kozmetiklerdeki gizli tehlike

Nano ürünler, temizlik malzemeleri ve kozmetiklerdeki gizli tehlike
“Ekolojik yıkım”ı kendi ellerimizle hazırlıyoruz.

Çoğu zaman kozmetik denince akla makyaj ürünleri ya da bakım kremleri gelir. Oysa şampuanlar, sıvı ya da katı sabunlar, diş macunları, en basit el kremleri hatta kolonyalar dahi kozmetik tanımının içine giriyor. Günlük hayatımızda sakıncalı olarak tanımladığımız birçok maddelerden kaçınırken, kozmetik ürünlerle ilgili ne kadar dikkatli davranıyoruz?
Kozmetikler ve temizlik ürünleri ile her gün temas ediyoruz
Yeryüzündeki bütün canlılar yani insanlar, hayvanlar ve bitkiler havaya, suya ve toprağa atık bırakırlar. Bu atıkları dönüştürmek ve faydalı hale getirmek için mükemmel bir Ekolojik Sistem yaratılmıştır. Ekolojik sistem bir denge sistemidir ve görevi, kendi içinde çeşitliliği devam ettirmek ve her bir türün neslini korumaktır. Dünyanın bütünü bir ekosistemdir. Bununla beraber bir kıta, bu kıtadaki bir bölge, bu bölgedeki bir köy, bir çiftlik, bir ev veya bir canlı organizma da birer ekolojik sistemdir.

Temizlik Maddeleri ve Kozmetikte Tehlike

Ekosistem içinde bitki türleri üretici, hayvanlar ve insanlar ise genel olarak tüketicidir. Mikroorganizmalar ise, ekosistemdeki bitki, insan ve hayvanların atıklarını parçalayarak, üretici bitkilerin bunları tekrar kullanmasını sağlar. Mikroorganizmalar yeryüzüne, havaya ve suya bırakılan atıkları temizler, toprağın verimini sağlar; lavabo ve tuvaletlerde kireç ve organik kirlerin oluşmasını önler, bağırsaklarımızda vitamin, enzim ve protein üretir, cilt, saç, kıl, tırnak ve ağız dokularının sağlığını korur.
Ekolojik dengeyi sağlayan her bir çeşit mikroorganizmanın görevi o kadar farklı, net ve incedir ki, insanlar bunları asla başaramaz. Mikroorganizmalar aniden yok olsa, bütün yeryüzü kalın bir çöp tabakasıyla kaplanır, dünyadaki canlılık bazı bilim adamlarına göre 1,5 saat, bazılarına göre daha kısa sürede sona ererdi.
Bakım ürünleri, temizlik maddeleri ve tarım ilaçları ile mikroorganizmalar akılsızca ve acımasızca yok edilmektedir. Çünkü, bu kimyasallar sadece mikroplara değil, insanlara da zarar vermektedir. Tuz ruhu, çamaşır suyu, bulaşık deterjanı, yağ çözücü, lavabo açıcı, çamaşır deterjanı, leke giderici ve benzerleri organik kalıntı ve mikropları nasıl anında eritip yok ediyorsa, akciğer ve beyin hücrelerini de etkilemektedir.
Solunum yoluyla alınan deterjanlar beyin damarlarını, akciğerlerdeki bronşları ve alveolleri eritir, yıpratır ve şişirir. Kan dolaşımına karışarak damarlarda deformasyona, kan üretiminde ve kan dolaşımında bozulmalara, MS ve alzheimer gibi nörolojik hastalıklara, akciğer, karaciğer ve böbrek hastalıklarına yol açar.

Temastan kaçındığımız ve bize zarar vereceğini düşündüğümüz birçok kimyasal maddeden kaçınmaya özen gösteriyoruz. Örneğin, çamaşır suyunun ya da aşındırıcı kireç sökücülerin cildimize temas etmesini istemeyiz. Bu konuda dikkatli davranırız. Halbuki bu tip ürünleri nadiren kullansak da her gün ellerimizi yıkamak için kullandığımız sabun, diş sağlığı için kullanılan diş macunları, el kremleri konusunda da dikkatli olmamız gerektiğini fark etmeyiz. Her gün defalarca ve uzun yıllar boyunca temas ettiğimiz bu ürünler zararsız gibi görünse de temas sıklığı ve süresi göze alındığında çok daha titiz seçilmeli.
Kalitesiz kozmetik ürünlere dikkat!
Kalitesi kozmetik ürünlerin hem cilde hem de genel vücut sağlığın verdiği zararlar ile ilgili on binlerce örnek bulunabilir. Dudaklarımıza sürdüğümüz rujlar ya da dudak koruyucular, deodorantlar dahil tüm kozmetikler, formül, üretim teknikleri, içerikler ve saklanma koşulları açısından gerekli kalite şartlarını sağlayamazlar ise sağlığınıza ciddi zararlar verebilirler. Birçok kozmetiğin belirli oranlarda sistemik dolaşıma karıştığı kanda ve idrarda ve dışkıda tespit edilecek düzeye ulaşabildikleri anlaşılmıştır. Bu nedenlerle basit bir sabun deyip geçmeden, her gün temas ettiğimiz birçok kozmetik ürün ile ilgili daha dikkatli davranmamız gerektiği ortadadır. Cilde uyguladığımız temizleyiciler ve renkli makyaj ürünleri nedeni dermatit – egzama benzeri olumsuzlukların ortaya çıkabileceğini unutmamak gerekir.
Kullandığım kozmetik ürünün kalitesinden nasıl emin olabilirim?
Cilt bakımı, saç bakımı gibi estetik kaygılarla kullandığımız ürünlerin kalite göstergelerinden bir tanesi klinik olarak dermatolojik testlerden geçirilmiş olmalarıdır. Bu testler uluslararası kabul görmüş klinikler ya da laboratuvarlar tarafından gerçekleştirilmiş ve Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmış olmalıdır.

Kozmetik ürünler çevreye zarar vermemeli

Yaşadığımız dünya bize bir emanet ve gelecek nesiller için çevremizi korumaya ve doğal kaynakların devamlılığını sağlamaya mecburuz. Kozmetik ve temizlik endüstrisi hem üretim hem de atıklar açısından sürdürülebilir ve çevre dostu olmak zorundadır. Kendi sağlığımız kadar çevresel etkileri de düşünmeliyiz. Bu yüzden doğal kaynakları tüketen, atıklar ile çevreyi kirleten, diğer canlıları tehdit eden kozmetik ürünleri tercih etmemek sadece kullanıcılar için değil tüm insanlık hatta canlı yaşam için büyük önem taşıyor.

Ev temizlik ürünleri

Kişisel bakımımız kadar önemli olan diğer bir alan ise ev temizlik ürünleri. Ev temizlik ürünleri de yoğun olarak her gün ve her evde tüketiliyor. Ev temizlik ürünleri ile de doğrudan ya da dolaylı olarak sürekli temas halindeyiz. Gerek cilt gerekse genel sağlığımız açısından kullandığımız temizlik ürünlerini gözden geçirmek ve hem kendimiz hem de çevremiz için daha sağlıklı doğa dostu ekolojik – organik doğal temizlik ürünleri kullanmaya özen göstermeliyiz.

Evimizi temizlerken doğayı kirletmeyelim

Yapılan araştırmalar çevresel kirlenme açısından deterjan sektörünün çok büyük olumsuzluklara yol açtığını ortaya koymuş durumda. Evimizi temizlerken koskoca evrendeki tek sığınağımız olan dünyayı damla damla kirlettiğimizi unutmayalım. Oysa doğal kaynaklı, sürdürülebilir ekolojik temizlik ürünleri kullanarak çevresel etkileri minimum düzeye indirmek mümkün. Ekolojik el sabunları, ekolojik bulaşık yıkama deterjanları, doğal çamaşır deterjanları bulmanız artık çok daha kolay .

Nano Tehlike

Bugün deterjan gibi kimyasalların yerini nano ürünler almaktadır. Bu ürünler, bütün canlılar için öncekilerden çok daha tehlikelidir, Nanoteknoloji yoluyla üretilen nano temizlik ürünleri (temizlik bezleri, cam siliciler, banyo lifleri, araba parlatma eldivenleri, nanomatik toplar, mikrofiber bezler, makyaj pedleri, kağıt havlu ve peçeteler, tuvalet kağıdı gibi) çok yaygın kullanılmaya başlamıştır. Özellikle camiler, oteller, okullar, kreşler, toplu taşıma araçları, hastaneler, evler, hayvan barınakları gibi yerlerde kullanılmaktadır.
Nano temizlik ürünleri, uygulandığı tüm yüzeylere yapışarak nano boyutta, renksiz bir tabaka oluşturur, bütün mikroorganizmaları (bakteri, virüs, mantar, küfler,vs.) %99,9 oranında öldürür, bakteri oluşumunu uzun süreli olarak engeller; organik kokuları yok eder. Hijyen ürünlerinden en önemli farkı, adeta bir mikroorganizma mıknatısı etkisi oluşturmasıdır. Bu şekilde çevredeki ve havadaki mikro organizmaları kendine çeker, hazım sistemindeki enzim üretimini yok ederek öldürür. İnsan ve hayvanlarda enzim üretim sistemi mikroorganizmaların enzim üretim sistemine benzediği için aynı etkiyi gösterebilir. Dolayısıyla bu maddelerin kullanımı tahminlerin çok üstünde global felaketlere sebep olabilir.
Çünkü bizi ve yaşadığımız çevreyi kirleten herhangi bir madde veya mikroplar değil, negatif enerjidir. Negatif enerjiyi kıran temiz su ve topraktır. Vücudu ve elleri yıkarken sabunlamak bile şart değildir.

Toprak yeterlidir

Cilt üzerinde yaşayan ve cilt sağlığını korumakla görevli mikroplar, bu işi bizden daha iyi yaparlar. Biz sabun kullanarak, mikropların görevini aksatmış oluruz. Çamaşırda ve temizlikte sadece kokusuz sabun, kokusuz arap sabunu, çamaşır sodası, kil ve katkı maddesi içermeyen sabun tozları kullanmak gerekir. Fakat hidrojenize yağları kullananların vücut kılları ve dışkı ile atılan yağ metabolikleri yapışkan olduğu için çamaşırlar, tuvalet ve banyolarda yapışkan, zor temizlenen kalıntı bırakır. Bu kalıntıları sadece deterjanlar temizleyebilir.
İnsan yapay yağlarla, yiyecek, içecek ve vücut bakım ürünlerindeki katkı maddeleriyle, tibbî ilaçlarla ve nihayet nano ürünlerle bedenini mumyalamaktadır. Bu nedenle son yıllarda böcek, sinek ve bakteriler artık mezarlardaki cesetleri çürütüp toprağa karıştıramaz hale gelmiştir. Doğal alanları da kirleten bu maddeler sebebiyle bir süre sonra hayvanların cesetleri de çürümez hale gelecektir. Diğer taraftan, ölü insan, hayvan ve bitkileri çürüterek ekolojik dönüşümü sağlayan böcek, sinek ve mikro organizmalara karşı kullanılan tarım ve böcek ilaçları, bu görevli varlıkların neslini tüketmektedir.
Deterjan, tarım ilacı, antibiyotik, vücut bakım ürünü, katkı maddeleri ve nano ürünleri kullanan insan “ekolojik yıkım”ı kendi elleriyle hazırlamaktadır.
https://ilacsizyasiyoruz.com/
https://www.dermoeczanem.com/