Kimyasalları dereye böyle salmışlar

Arnavutköy’de kimyasallar nedeniyle kırmızı akan derede inceleme yapan ekipler, yağmur suyu kanalında bağlantı tespit etti. Konuyla ilgili araştırmalar sürerken kimyasalla ilgili çalışmalar da devam ediyor.

Arnavutköy'de, kimyasallar nedeniyle kırmızı akan derede, İSKİ'nin ardından  İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve Arnavutköy Belediyesi ekipleri incelemelerde bulundu. İncelemenin ardından açıklama yapan çevre ve şehircilik il müdürlüğü görevlisi, " Kırmızı renkte olan su dereye doğrudan değil, yağmur suyu kanalıyla boşaltılmış" dedi.

Arnavutköy Hadımköy Mahallesi'nde kimyasallar nedeniyle kırmızı akan derede sabah saatlerinde ilk olarak İSKİ inceleme yaptı.
Daha sonra ise İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve Arnavutköy belediyesi ekipleri incelemelerde bulundu.
İncelemelerin ardından açıklamalarda bulunan çevre ve şehircilik il müdürlüğünden çevre mühendisi Okan Tanar, İlk gözlemlerimiz kırmızı renkte olan su dereye doğrudan değil, yağmur suyu kanalıyla boşaltılmış olması üzerine" diye konuştu. 

"Su doğrudan değil yağmur suyu kanalıyla boşaltılmış''
Tanar, "Dün bize gelen ihbar üzerine tespitlerimize başladık. İSKİ ve ilçe belediyeden arkadaşlarımız kanalda kırmızı renkte su akışının olduğunu tespit etti. Bugün biz de inceleme yaptık. Derede kırmızı renkte su akışının izleri duruyor. Dereye yağmur suyu kanalından bir bağlantı var. İSKİ kanal boyunca kameralı sistemle takip gerçekleştiriyor. Şu an geriye doğru bir tarama yapılıyor. Kırmızı renkte olan suyun nereden boşaldığını bulmaya çalışıyoruz. Kırmızı renkte olan su dereye doğrudan değil, yağmur suyu kanalıyla boşaltılmış" dedi. 

"500 metre kadar geriye doğru tarama yapıldı''
Derede farklı renklerde şu akışının daha önceki dönemlerde de olduğunu belirten Okan Tanar,  ?Süreç ile ilgili kesin bir ifadede bulunamayız. Güzergâh boyunca taramalarımız devam ediyor. 500 metre kadar geriye doğru taramayı yapıldı. Derede bu durum daha önce de yaşandı. O dönem alınan numuneler suyun çok tehlikeli olmadığı yönünde. O dönem alınan numuneler ile şu an alınan numuneleri karşılaştırmamız oldukça zor" diye konuştu