İzmirli bilim insanlarından çığır açan keşif
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde yürütülen bilimsel bir araştırma, beyin omurilik sıvısında stresle ilişkili Nöropeptid Y (NPY) maddesindeki değişimlerin ağır depresyon geçiren bireylerin erken tanısında belirleyici olabileceğini ortaya koydu.
Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tokdemir’in öncülüğündeki ekip, intihar eden 35 kişi ile doğal nedenlerle hayatını kaybeden 35 kişinin beyin omurilik sıvılarını inceledi.
İki grup arasında yaş, vücut kitle indeksi, oreksin, leptin ve insülin düzeyleri gibi birçok ölçütte anlamlı fark bulunmazken; intihar eden kişilerin beyin omurilik sıvısında bulunan NPY maddesinin düzeyi diğerlerine kıyasla belirgin şekilde yüksek tespit edildi.
Elde edilen bulgular, stres tepkisinde rol oynayan NPY gibi bazı biyolojik maddelerin ağır depresyon geçiren bireylerin tespitinde yol gösterici olabileceğini gösteriyor.
Araştırmacılar, kan testinde yüksek düzeyde NPY saptanan kişilerde psikolojik bir sorun olasılığına dair ileri tetkikler yapılarak risk altındaki bireylerin teşhisinin kolaylaşabileceğini değerlendiriyor.
Prof. Dr. Tokdemir, çalışmanın ölüm sonrası insan beyninde yapılan nadir araştırmalardan biri olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
“Beyin omurilik sıvımızdaki biyobelirteçlerin hemen hemen hepsini kanda tespit etmek mümkün. Kanımıza da geçiyor. Beyin dokumuzdaki dopamin enerjik yolda bir bozukluk. Seratonin eksikliği gibi durumlar depresyona sebebiyet veriyor. Dolayısıyla bunların erkenden belirlenmesi bizim anti depresif tedavilere başlamamıza sebep olabilir. Amaç bu şekilde hastalıkla mücadele etmek.”
Tokdemir, beynin hâlâ gizemini koruduğuna dikkat çekerek şunları dile getirdi:
“Beynimizdeki hormonal bozukluk veya dengesizlik, bazı ruhsal hastalıklara sebebiyet verebiliyor. Dolayısıyla beynimizdeki biyobelirteçler aslında beynimizin bir kara kutusu gibi. Eğer onu aydınlığa kavuşturabilirsek, onda olan olayları dengesizlikleri, hastalıkları tespit etmemiz mümkün.”
Bilimsel makale, psikiyatri alanında saygın dergilerden Journal of Affective Disorders’ta yayımlanarak uluslararası alanda da dikkat çekti.
İKÇÜ Tıbbi Biyokimya Ana Bilim Dalı’ndan Doç. Dr. Huriye Erbak Yılmaz, çalışmayı beyin dokusunda da genişletmeyi planladıklarını belirtti. Araştırma ekibinde yer alan uzmanlık öğrencisi Dr. Esra Erbak Eser ise toplam 70 vakalık örneklemle yapılan bu çalışmanın, tıp literatüründe ender görülen araştırmalardan biri olduğuna işaret etti.
Araştırmanın olumlu tepkiler aldığını aktaran Eser, şöyle konuştu:
“Aynı zamanda TÜBİTAK tarafından ‘Yayın Teşvik Ödülü’ aldık. Psikiyatri alanında bu araştırma bize depresyonda ve intiharı ön gördürmede tanı değeri olduğu anlamı taşıyor. Aynı zamanda bunun üzerinden ilaçlar geliştirebileceğini ya da tedavi hedefleri düzenlenebileceği anlamı taşıyor.”
Eser, çalışmanın İspanya ve Japonya’dan da ilgi gördüğünü, bilimsel sunum yapmaları için davet mektupları aldıklarını kaydetti.
Kaynak:Anadolu Ajansı (AA)