İki Yıldızdan Gazino Nostaljisi
Bir dönemin unutulmaz gazino eğlenceleri, Yeni Bi’Fest etkinliğiyle birlikte 4-5 Eylül tarihlerinde Küçükçiftlik Park’ta yeniden canlanıyor. Bu nostaljik gazinonun solistleri, Türk müziğinin en iyi yorumcularından Emel Sayın ile unutulmaz şarkıların bestecisi ve yorumcusu Selami Şahin… Yeniden gazino sahnesine çıkacakları için heyecanlı olan sanatçılarla eski gazinoları, anılarını ve konser sürprizlerini konuştuk.
Bu iki programla ilgili duygularınızı öğrenebilir miyim?
Emel Sayın: 4-5 Eylül tarihlerinde Selami Şahin ile birlikte çok önemli iki program yapacağız. Küçükçiftlik Park’ta sahneye çıkacağım için şimdiden heyecanlanıyorum çünkü o eski gazino günlerini hatırlatacak, keyifli iki gece olacağını hissediyorum.
Selami Şahin: Eskiden neydi o gazino geceleri; her gün çalışırdık! Haftanın iki günü, pazar günü umuma açık matine, çarşamba günü kadınlar matinesi. Çakıl Gazinosu, Gar Gazinosu, Lunapark Gazinosu, Maksim Gazinosu, Caddebostan Maksim… Hepsinde de assolistlik yaptım. Emel Sayın benim en eskimeyen dostum, ömürlük arkadaşımdır. Hem onunla aynı etkinlikte yer almanın heyecanını yaşıyorum, hem de tekrar o eski günlere, o gazino gecelerine dönmek çok güzel olacak. Biz beraber o günleri çok yaşadık, bilmeyenlere yaşatacağımız için hem heyecanlı hem de mutluyuz.
Bu iki özel gecede o eski gazino lezzetini bulabilecek miyiz?
Emel Sayın: O eski günleri her yönüyle geri getirmek mümkün değil ama o günleri hatırlamak isteyen dinleyicilerimizle birlikte, güzel yemekleriyle, sanatçıları ve şarkılarıyla o eski gazino ruhunu yakalayabiliriz. Daha önce aynı organizasyonla bunu yaşadık ve gerçekten şahaneydi; herkes geceden çok mutlu ayrılmıştı. Mutlu olmak isteyenler yanımıza gelsin. Mutsuzluklardan kaçmak için şarkılara sığınalım.
Selami Şahin: Küçükçiftlik Park çok güzel bir mekan. Yıllar önce sanki o gazino gecelerinde çıkıp program yapıyorum, o ruhu, o anı yaşıyorum gibi hissederek şarkılarımı söyleyeceğim. Emel’le birlikte zaman tüneline giriyoruz. Bizimle birlikte olmak isteyenler yanımıza gelsin.
Emel Sayın: O eski gazino gecelerine dönmek, o anıları, o geceleri yeniden yaşamak hem benim için hem müzikseverler için büyük bir sürpriz. Devamını diliyorum ve göreceksiniz ki birçok yerde Türkiye’de tekrar gazinolar açılacak. Bu güzel organizasyonu hazırlayanları tebrik ediyorum.
UNUTULMAZ ANILAR
Müziğin, mezenin ve muhabbetin tadının birlikte çıkarıldığı gazino yıllarınızdan birer anı rica etsem…
Emel Sayın: Hangi yıldı hatırlamıyorum; Fahrettin Aslan’ın Büyük Maksim Gazinosu’nda yeni bir programa başlıyordum. Yıldırım Mayruk altı tane yeni kostüm hazırladı. İki kostüm gazinodaki ilk geceye yetişecekti. Nasıl heyecanlıyım anlatamam. Erkenden gazinoya geldim ve sahne arkasındaki paravandaki delikten içeride olup bitenleri izliyorum. Önce büyük meydan faslı, sonra günün en popüler türkü, pop ve komedi sanatçıları sırayla sahne alıp, programlarını yaptılar. Salonda hiç boş sandalye yok, her yer dopdolu. Her şey yolunda gidiyor; sadece benim kostümlerden haber yok. O zaman cep telefonu olmadığı için ulaşamıyoruz Yıldırım Bey’e. Saat 24.00’e gelirken hepimize soğuk terler döktüren kostümlerim sonunda kulise geldi ve ben yıldırım hızıyla hazırlanıp, telaş içinde ve aynaya bakmadan sahneye koştum. Birinci, ikinci, üçüncü şarkı derken en önde oturan masalarda bir fısıldaşma ve gülüşme olduğunu fark ettim. Biraz sinirim bozuldu elbette. Derken bir hanımefendi parmağıyla ayaklarımı işaret etti. Bir de ne göreyim, ayakkabımın biri siyahtı, öteki yeşil. Sahneye çıkış telaşı içinde giydiğim ayakkabılarıma bakmamışım bile. Şarkımı yarıda kestim ve ben de gülmeye başladım. Durumu herkese anlattım ve hep beraber güldük. Üzerine bir de teselli alkışı aldım.
O unutulmayan gazino dönemlerinde efsane kadınlar matinesi programları olurdu. Evde hazırlanan yemekler masalara yayılırdı. Çoğu da yemeklerini sanatçılara yedirmek için yarışırdı. O yıllarda formda kalmak epey zordu galiba…
Emel Sayın: Evet, o dönemin kadınlar matinesi bir alemdi doğrusu. O zamanlar kilo sorunum hiç yoktu ama yine de ikram edilenleri sahnedeyken yiyemezdim.
Selami Şahin: Ben kadınlar matinesine özellikle yemek yemeden gidiyordum. “Gelin Selami Bey, bunu size özel yaptım. Lütfen elimden yiyin, n’olur!” derlerdi. “Bir iki çatal sonrası bana çok yedirirseniz şarkı söyleyemem ama ona göre” derdim. Programdan sonra kulis lokantaya dönerdi (gülüyor).
Sürpriz düetlere hazır olun
Bu röportajı okuyanlar mutlaka her ikinizin de Yeni Bi’ Fest repertuvarınızı merak edecek… Emel Sayın ve Selami Şahin hangi şarkılarla sahnede olacak? Düet yapacak mısınız?
Emel Sayın: Sürpriz olsun… Şimdiden şarkıları söylemek istemiyorum.
Selami Şahin: Bir-iki ipucu verebilirim. Emel Sayın’la düet yapacağımız üç şarkımız var. Ben çıktığım zaman zaten kendi şarkılarımı okuyacağım. Emel Hanım’ın repertuvarında ise nefis şarkılar yer alıyor.
Emel Hanım, Selami Bey yıllardır sizi esprileriyle hep güldürmüştür. Onun dostluğu ve mizahi yönüyle ilgili ne söylemek istersiniz?
Emel Sayın: Selami Şahin’i hem dost hem de besteci olarak çok seviyorum. Onunla arkadaşlığımız 70’li yıllarda başladı. 40 yıllık dostluğumuz var. Onun şarkılarını da seviyorum ve en büyük hayalim bir albümde sadece Selami Şahin şarkılarını seslendirmek. Attığımız kahkahalara gelince… Selami Şahin’le beraberken gülmemek mümkün değil. Her an bir espri yapar ve ben onun esprilerine gözlerimden yaşlar gelene dek gülerim. Selami benim mutluluk kaynağım.
Selami Şahin: Biz buluştuğumuz zaman gülmekten Emel Hanım hiçbir şey konuşamıyor. “N’olur yeter! Beni gülmekten öldüreceksin” diye yalvarır. Gülmek insan için en büyük ilaçtır; stres ise en kötü hastalık. Ben neşeli bir insanım ve çevremde stresli insan görmek istemem.
40 yıl önce Fuar’da
Yıl 1975 ve Emel Sayın İzmir Fuarı’nda sahnede… O yıllarda gazinoda kadınlar evde hazırladıkları yemekleri sanatçılarla paylaşırlardı. Sayın, “O yıllardaki gazino geceleri çok eğlenceliydi” diyerek 40 yıl öncesini anıyor.
Sözcü / Yüksel ŞENGÜL