Hem üniversitede ders veriyor hem atlara nal çakıyor
Ulaşımın atlarla sağlandığı dönemlerin en popüler mesleklerinden olan nalbantlık, unutulmaya yüz tuttu. Günümüzde az sayıda usta, nalbantlığı sürdürmeye devam ediyor.
Karabük Üniversitesi Eflani Meslek Yüksekokulu Atçılık ve At Antrenörlüğü Bölümü Öğretim Görevlisi Özkan Yeşilçay, boş zamanlarında nalbantlık yapıyor. 15 senedir akademisyenliğin yanı sıra nalbantlık mesleğini de sürdüren Yeşilçay; Bolu, Karabük, Düzce, Kastamonu ile İstanbul, Ankara, Eskişehir ve Bilecik'te at nalı çakıyor. Özellikle binicilik kulüpleri ve at çiftliklerinde nal çakan Yeşilçay, aynı zamanda çırak da yetiştiriyor.
Yeşilçay, nalbantlığı sadece bir meslek olarak değil, aynı zamanda bir tutku olarak görüyor. Atlara olan sevgisi ve bu hayvanlarla çalışmanın verdiği haz, onu bu mesleğe yönlendirmiş. Üniversitede atçılık üzerine dersler verirken, aynı zamanda pratik yaparak öğrencilerine de bu mesleği öğretiyor. Yeşilçay, gençleri nalbantlığa yönlendirdiklerini belirterek, "Hevesli olan arkadaşlarımız, antrenörlük okumaya geliyorlar ama merakı olan, geçmişte biraz çiftçilik yapmış arkadaşlar nalbantlığa yönelebiliyor. Nalbant olarak yetiştiriyoruz" diye konuştu.
'BATI KARADENİZ'İN, HEMEN HEMEN TAMAMI BENDE'
Zaman zaman Batı Karadeniz bölgesindeki illerin neredeyse tamamına at nalı çakmak için gittiğini söyleyen Özkan Yeşilçay, "Şu an Batı Karadeniz bölgesinin, hemen hemen tamamı bende. Profesyonel olarak yapan benden başkası yok. Genelde Safranbolu, Karabük, Bolu, Düzce, İstanbul'a kadar gidebiliyorum. Ankara ve Eskişehir'e falan da gidebiliyorum. Eskişehir'e gittiğim zaman da işte Bozüyük, Bilecek taraflılarına da elimden geldiğince gitmeye çalışıyorum. Orada da zaten benim okullu arkadaşlarım var, Eskişehir'de ve Bilecik'te. Elimizden geldiğince orada birbirimizi yönlendirmeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
'ÇOK BÜYÜK BİR BEDEN GÜCÜ İSTİYOR'
Mesleğin zorluklarını anlatan Yeşilçay, "Şu an yaz döneminde mesleğin en büyük zorlukları sinek. İnanılmaz derecede atları rahatsız ediyor, bizi çok huzursuz hale getiriyor. Atlar durmadığı için bizi de rahatsız ediyor. Biz de istediğimiz gibi çalışamıyoruz. Ama atlar doğası gereği, ürkek bir canlı olduğu için, doğada av hayvanı olduğu için biraz ehlileştirilmesi gerekiyor. Çok büyük bir beden gücü istiyor gerçekten. Çünkü atın ön ayağını bacaklarımızın arasına, arka ayağını da kucağımıza alarak çalışıyoruz biz. Eski usul çalışmıyoruz. Eskiden bir kişi ayak tutarken, usta karşıdan çalışıyordu. Şu an biz kendimiz tutup, kendimiz çalışıyoruz. Ondan dolayı büyük bir beden gücü istiyor gerçekten. Bel ve ayaklara inanılmaz bir yük biniyor" dedi.
'İYİ DURUMDA, GİDEREK DE GELİŞİYOR'
Nalbantlığın unutulmaya yüz tuttuğunu ancak son yıllarda gelişim gösterdiğini belirten Yeşilçay, "Kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerin en önde gelenlerinden biri. Yeni yeni şu an gelişimde. Avrupa'yla kıyaslamayalım bence. Avrupa'yla kıyaslarsak çok gerideyiz. Ama atçılık Türkiye'de yarışçılıktan dolayı çok iyi seviyede. Yarıştan çıkan atlarımız da zaten binicilik kulüplerinde kullanılıyor. Şu an iyi durumda, giderek de gelişiyor. Eskiden ulaşım için kullanıyorlardı, şu an keyif için, binmek için ve zevk almak için kullanıyor" diye konuştu.
'100 BİN LİRADAN FAZLA KAZANAN NALBANTLARIMIZ VAR'
Profesyonel nalbantların aylık 100 bin liranın üzerinde kazanabileceğini söyleyen Özkan Yeşilçay, "Nalbantlığı gerçekten profesyonel bir seviyede, güzel olarak yapabilirseniz, Türkiye'de kendinizi kabul ettirirseniz çok güzel gelirleri var. Aylık 100 bin liradan fazla kazanan nalbantlarımız var. Ben şu an kamuda olduğum için çok fazla dışarı çıkamıyorum ama ona rağmen aylık 50-60 bin lira gibi çok rahat bir getirisi oluyor. Masraflarımızı çıkardığımız zaman. Çünkü malzemelerimiziz genelde yurt dışından geliyor. Şu an nallarımız yeni yeni, son 2 yıldır Türkiye'de üretilmeye başladı" dedi.