Günlük içilen kahve miktarının ölümcül kalp hastalığıyla bağlantısı ortaya çıktı
Günde dört fincandan fazla kahve içmenin ölümcül kalp hastalığı riskini artırabileceği ortaya çıktı. Araştırmacılar, günde 400 miligramdan fazla kahve tüketmenin, insanların kalp atış hızı ve kan basıncının zamanla yavaş yavaş artmasıyla bağlantılı olduğunu buldu.
Ekip, kafeinin kalp atış hızını ve kan basıncını artırma etkisinin, kan damarlarında ve kalpte aşınma ve yıpranmaya neden olduğunu, bu durumun da kalp ve damarların zayıflamasına ve hasar görmesine yol açabileceğini düşünüyor. Sonuç olarak, bu durumun bireyde kalp krizi, felç veya kalp yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği öne sürülüyor.
Çalışmanın baş yazarı Dr. Nency Kagathara, "Kafeinin otonom sinir sistemi üzerindeki etkisi nedeniyle düzenli kafein tüketimi, sağlıklı bireylerde hipertansiyon ve diğer kardiyovasküler sorunlara yol açma riski taşıyabilir" dedi.
Hindistan’daki Zydus Tıp Fakültesi ve Hastanesi'nden Dr. Kagathara ve bir grup araştırmacı, bu sonuçlara sağlıklı kalpleri olan 92 kişi üzerinde yaptıkları çalışma sonucunda ulaştı. Katılımcıların kalp atış hızı ve kan basıncı, üç dakikalık kardiyo egzersizinden önce ve sonra ölçüldü. Ayrıca katılımcıların demografik özellikleri ve kafein tüketimleri (kahve, çay veya meşrubat) hakkında bilgi toplandı. Katılımcıların yaklaşık yüzde 20'si her gün 400 mg'dan fazla kafein tüketiyordu.
Bu miktar, iki Celsius enerji içeceğine veya 11 Coca Cola'ya eşdeğerdir. Karşılaştırma yapmak gerekirse, bir venti boy Starbucks soğuk demleme kahve 310 mg kafein içerir. CDC ve NHS, insanların günde 400 mg'dan fazla kafein tüketmemesini öneriyor; hamile ve emziren kadınlar için ise bu sınır daha düşük olmalıdır.
Günde 400 mg'dan fazla kafein tüketen kişilerin, genelde kan basıncının ve kalp atış hızının yükselme olasılığı daha yüksekti ve üç dakikalık kardiyo egzersizini tamamladıktan sonra bu etkiler daha belirgin hale geldi.
Araştırmacılar, sonuçların katılımcılar arasındaki aktivite seviyesi, yaş veya diğer beslenme alışkanlıkları gibi faktörlerden de etkilenmiş olabileceğini belirtiyor. Ancak Dr. Kagathara, "Bu riskler hakkında farkındalığın artırılması, herkesin kalp sağlığını iyileştirmek için hayati önem taşıyor" dedi.