Eris, Türkiye'de de görüldü... Bu belirtiler varsa dikkat: Koronavirüste pek görülmüyordu ama...
Milliyet.com.tr'den Betül Topaklı'nın haberine göre Eris, Dünya Sağlık Örgütü tarafından Omicron soyundan gelen Kovid-19’un mutasyona uğramış bir alt varyantı olarak tanımlanıyor ve izlenen varyantlar listesinde beşinci sırada yer alıyor.
DAHA BULAŞICI AMA DAHA AZ MI TEHLİKELİ?
Şu an için ülkemizde sadece 9 kişide görüldüğü açıklanan Eris varyantının okulların açılmasıyla birlikte ülke geneline yayılacağı tahmin ediliyor. Sağlık Bakanı Koca, 'panik yapılacak bir şey yok' diyor. Peki, Eris varyantı daha bulaşıcı olmasına rağmen daha az mı tehlikeli?
Toplumda viral enfeksiyon geliştiği zaman ilk başta ortaya çıkan virüslerin çok daha ağır sonuçlar doğurduğunu söyleyen Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. İftihar Köksal, “Çünkü toplumda bağışıklığı yoktur yani kişi bu virüsle tanışmamıştır. Virüs oldukça saldırgandır ve vücudunda bunu korumak için hiçbir antikor yoktur. Virüs çoğaldıkça yapı değiştirdiği için hastalık yapma kapasitesi azalır. Toplumda virüse karşı bir direnç oluşur. Şu anda aşağı yukarı herkes bu antikorları taşıyor. Artık virüs çok hızlı bölündüğü için hata yapıyor. Hata yaparken de hastalık yapma yetisini azaltıyor ama bulaşma riski artıyor. Çünkü yaşamını devam ettirmek zorunda” dedi.
"EN BELİRGİN ÖZELLİĞİ SIRT AĞRISI"
Köksal, “Eris varyantının diğer Kovid-19 vakalarından hiçbir farkı yok. Ancak varyantın en belirgin özelliğinin sırt ağrısı olduğunu söyleyebilirim. Hastalar kliniğe çok ağır bir şekilde gelmiyor ancak çoğunda sırt ağrısı ve solunum yolu rahatsızlıkları oluyor. Ancak bazısı da ishalle başvuruyor” ifadelerini kullandı.
AŞILAR BU VARYANTA KARŞI DA ETKİLİ Mİ?
“Yeni aşılar yolda çünkü Eris varyantı mevcut aşılardan kaçıyor” diyen Prof. Dr. İftihar Köksal, “Eski aşılar bizim vahşi suç dediğimiz ana suça karşı hazırlanmıştı. Ancak sonrasında binlerce mutasyon meydana geldi. Meydana gelen mutasyonlardan bazılarının hiç farkında olamadık. Belirgin, bulaşma hızı ve tehdit riski yüksek olanları biliyoruz. Dolayısıyla sık yapı değiştirdiği için yeni aşıya ihtiyacımız olacak. Yani Influenza’da da her yıl yeniden yeni aşı hazırlanıyor. Kovid-19’da muhtemelen öyle olacak. Dolayısıyla yüzde 100 etkin olduğunu söylemek zor. Yeni aşılar Omicro’nun yeni varyantlarına karşı hazırlanıyor. Bu aşılar yurt dışında kullanıma girdi. Yakın bir zamanda ülkemizde olur” dedi.
"İSHAL, TAT VE KOKU DUYUSUNDA AZALMA, HALSİZLİK, ÖKSÜRÜK, ATEŞ VARSA DİKKAT"
Eris varyantının Kovid-19’a benzer klinik bulgular gösterdiğini söyleyen Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlyas Dökmetaş da, “Koronavirüs’te ishal biraz daha azdı. Eris ile beraber ishal biraz ön plana çıktı. Tat ve koku duyusunda azalmalar, halsizlik, kuru öksürük, ateş, nefes darlığı gibi bulgular Kovid-19 olduğu gibi Eris varyantında da var” dedi.
Dökmetaş, “Vücut direnci düşük olanlar, yaşlılar, KOAH, kanser, siroz ve kronik hastalığı olanların yanı sıra kalp ve böbrek yetmezliği çekenler ile AIDS hastalarının vücut dirençleri azaldığı için aşı olmaları gerekiyor. Yine sağlık çalışanları ile toplu alanlara girip çıkanlar kendilerini korumak için ya aşı olmalılar ya da maske kullanmalılar. Çünkü maske mikroorganizmanın bireye geçmesini engelliyor. Aşı ise mikroorganizma bireye bulaşsa bile ona karşı reaksiyonu artırıyor. Virüsü tanıyarak onunla mücadele ediyor.” şeklinde konuştu.
"PANİK YAPMAYA GEREK YOK AMA…"
Yapılan açıklamayla Eris varyantının Türkiye’de 9 kişide görüldüğünü söyleyen Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, “Belki bugün bu sayı 10-11’e çıkmış olabilir. Artış birçok faktörle olur. Bir yerde bir hasta varsa o hasta çocuğuna, eşine, kardeşine geçirebilir. Küçük çocuklardan birinde varsa sınıf arkadaşına öğretmenine, evinde ailesine, yakınlarına bulaştırabilir. Solunum yoluyla bulaşan hastalıklarda enfeksiyonlar kişiden kişiye yakın temasla veya damlacık yoluyla oluyor. Bu nedenle sayı artabilir. Ancak artsa da panik yapmaya gerek yok. Tüm dünyada var. Öldürücülüğü eski aşamaya göre daha az. Hastaneye, yoğun bakıma yatma oranları çok yüksek değil ancak hastalıktan da korunmak lazım. Ne olursa olsun bir kişi enfekte olursa hastalığı geçirdikten sonra nasıl sonuçlanacağını bilmiyoruz. Yani hastalığı geçiren kişide tiroit beziyle ilgili problemler olabilir. Beyinde yaptığı hasarla ilgili ileride problemler karşımıza çıkabilir” uyarısında bulundu.
"RİSK GRUBUNDAKİLER MUTLAKA MASKE TAKSIN"
“Eris varyantının uzun vadedeki etkilerini bilmiyoruz” diyen Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu nedenle virüsten uzaklaşmak, kaçmak, hastalığı almamak gerekiyor. Risk grubunda olan kişiler toplu alanlarda mutlaka maske takmalı. Kovid-19’e benzer bir hastalık geçiren bir hasta varsa evinde dinlenmeli, iş yeri veya okula gitmemeli, gitmek zorunda ise maske takmayı ihmal etmemeli.”