Deprem Sonrası Çevre Sağlığı Sorunlarına Yönelik Afet Planlama ve Uygulama...Deprem Değil ama Kaos Önlenebilir

Deprem Sonrası Çevre Sağlığı Sorunlarına Yönelik Afet  Planlama ve Uygulama...Deprem Değil ama Kaos Önlenebilir
Afet “planı” çoğunlukla bilinmez ve plana uygun davranılmasında genellikle sıkıntı yaşanır. Deprem bölgelerinde planın amacı ve önemi kavranmalı, hastane planı yapmanın ana ilkeleri bilinmeli, plan basit ve esnek olmalı ve uygulayacak olanlar tarafından yapılmalıdır. Çevre sağlığı önlemleri, afet zincirinin oluşması ve rolünün kavranmasındaki en önemli başlıklardan biridir.

AFET YÖNETİMİNDE PLANLAMA
Planlama, amaçların ve bu amaçların elde edilmesi için gerekli olan faaliyetlerin belirlenmesi sürecini ifade eden bir kavramdır
Planlamanın, afet yönetimi disiplini için fonksiyonu da çok farklı değildir. Afet yönetiminde planlama, afet yönetimi özelinde geleceğin tahmin edilerek, gerçekleşecek olayların ortadan kaldırılmasında gerekli ihtiyaç ve kaynakların önceden saptanmasıdır.
Sürekli ve sistematik planlama yaklaşımı şu temel ilkelerden oluşur:
Güncel tehlikelerin, risklerin, afete maruz bölgelerin belirlenmesi
Güncel hazırlık ve savunmasızlık seviyelerinin değerlendirilmesi
Toplum tabanlı olması ve tüm paydaşların katılımına imkan tanıması
Güncelleme, eğitim ve tatbikatlarla planın test edilip geliştirilmesi
Afet ve acil yardım planlarının hedefleri şunlardır:
Can ve mal güvenliğinin sağlanması
Çevre, tarihi, kültürel ve doğal varlıkların korunması
Meydana gelebilecek zincirleme olayların ve ikincil afetlerin önlenmesi
Hizmet / iş sürekliliğinin aksamaması için gerekli önlemlerin alınması
Etkin afet planlaması, belirli dinamikler ile işleyen bir sürecin yönetimini de beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda afet planlamasının istenilen sonucu verebilmesi, aşağıdaki adımların uygulanmasına bağlıdır:

Planlama Takımı Oluşturmak
Afet ve acil durum planını hazırlayıp geliştirmek için farklı alanlardan uzmanların oluşturduğu bir ekibe ihtiyaç vardır. Ekibin büyüklüğü, kurumun ya da ilgili alanın ve bölgenin büyüklüğü, sorunları ve kaynakları ile ilişkilidir.
Ekibin her üyesinin görev tanımı belirlenmelidir. Kurumun ya da yerleşim biriminin değişik alanlarında çalışanların planlama ekibinde yer alması olmazsa olmaz bir şarttır.
Ekip kurulduğunda, planı yapmak ve geliştirmek için gerekli adımları atmak üzere resmen görevlendirilip yetkilendirilmelidir. Ayrıca grup içinde yetki ve görevlendirmeler de net bir şekilde yapılmalıdır.

Mevcut Durumu Analiz Etmek
Planlamada bir sonraki adım, mevcut hazırlıkları yetenek ve olası tehlikeleri analiz etmektir. Kurumlar, sorumlu oldukları yerleşim birimleri için zarar görebilirlik analizi yaparak, afet ya da acil durum oluştuğunda, etkileri ile baş edebilme kapasitelerini belirlemelidir. Bunun için de tehlikelerin ve risklerin belirlenerek analiz edilmesi, olası bir afet durumunda kullanılabilecek kaynakların belirlenmesi gerekmektedir.

Hedefleri ve Öncelikleri Belirlemek
Bu adım, önceki aşamada tespit edilen risklerin yetki alanı içerisindeki etkisinin değerlendirildiği, risk önceliklerinin belirlendiği ve plan ile ilgili senaryonun hazırlandığı adımdır.

Planı Geliştirmek
Senaryonun yazımının tamamlanmasının ardından, senaryonun öngördüğü duruma uygun hareket tarzlarının geliştirildiği adım, plan geliştirme adımıdır. Buna göre bu adımda yapılması gereken en önemli çalışma, belirlenmiş hedef ve önceliklere en etkin ve verimli şekilde ulaşılmasını sağlayacak müdahale tarzlarını ve çözüm alternatiflerini geliştirmektir.


Planı Hazırlamak / Yazmak

Bu adım, ilk dört adım sonunda elde edilen verilerin kağıda döküldüğü adımdır. Ancak bu adımda da önemli olan husus, yazılan planın herkesin anlayacağı şekilde, sadece ve açık bir dille yazılmış olmasına, belirli bir kurum veya sektöre özel kodların kullanılmamasına ve detaylarının yeter seviyede tutularak amaç odaklı olmasına dikkat edilmesidir.

Planı Güncellemek
Yapılan her afet ve acil durum planı, mutlaka denenmek zorundadır. Bu nedenle planın yazım aşaması da tamamlandıktan sonra, çeşitli seviyede tatbikatlar ile planın denenmesi ve kurgulanan sistemin, belirlenen hedeflere ulaşmayı sağlayıp sağlamadığı test edilmelidir.
Yapılan tatbikatlar sonucunda planda yapılması gereken değişiklikler varsa, bu değişiklikler planın ilgili yerlerine işlenmelidir. Bunun yanında, planda yer verilmiş olan herhangi bir kaynakta meydana gelen değişiklikler veya yeni bir kaynağın kullanılabilir hale gelmesi, yetki alanının tehlike ve risk profilinin değişmesi gibi nedenlere bağlı olarak yapılması gereken değişiklikler de, yine ilgili planlama süreci işletilerek plana işlenmelidir.
Genel hatları ile bu şekilde yönetilen planlama süreciyle birlikte, modern afet yönetiminin katılımcı ve tüm tehlikeleri dikkate alan yaklaşımına sahip bir afet ve acil durum planı oluşturulmuş olacaktır.
Ancak bugünün afet planlaması ile ilgili belki de en önemli nokta, planlama sürecinin daha birinci adımında, yönetişim yaklaşımı çerçevesinde planda görev alacak tüm kurumlara, sürecin başından sonuna kadar yer verilerek planı sahiplenmelerinin sağlanmasıdır. Eğer bu katılımcılık sağlanamazsa plan, “herkesin afet planı” olmaktan çıkarak, geçmiş dönemdeki benzerleri gibi “belirli bir kişinin/grubun planına dönüşecek ve uygulanamaz hale gelecektir.
Eisenhower’ın “Plan hiçbir şeydir, ama planlama süreci her şeydir” sözü, amaçlananı çok güzel bir şekilde özetlemektedir.


Afet Planını Uygulama Süreci
Ulusal afetlerde en yanlış yaklaşımlardan biri uluslararası yardımlara güvenmektir. Ülkeler bir diğer ülkedeki afetlerde o ülkenin gerçek gereksinimini bilemeyebilirler. Tehlikeli durumlardan biri de, yardım amaçlı çalışmalar sürdüren kişi, kurum ve kuruluşlar arasındaki rekabettir. Bu rekabet, hizmetin ve amacın önüne geçebilir.
Çevre sağlığı ile ilgili olarak alınması gereken önlemler ve yapılması gereken hazırlıkların propaganda etkisi çok azdır. Kamuoyu ve basın açısından ilgi çekici yönü olmayabilir. Afete hazırlık amacıyla yapılan tatbikatlar istenilen deneyimi kazandıracak nitelikte olamayabilir. Hazırlanan senaryolar yüzeysel, yetersiz ve eğitim amacından yoksun olmakta, bu gibi tatbikatlar şekilsel ve çocuksu oyunlardan ibaret kalabilir.
İnsanlar doğal kaynaklardan teknolojileri ile bağlantılı olarak yararlanırlar. Dünyanın her tarafındaki kalkınma ve gelişme düzeyinin aynı olmaması yaşama standartları bakımından önemli farklılıklar yaratmıştır. Bu nedenle dünyanın bir bölgesinde afet etkisi yapabilen bir doğal olay diğer bölgesinde aynı etkiyi yapmayabilir. Bu nedenle bir ülkedeki olası bir afetle ilgili olarak gelişmiş ülke örnekleri geçerli olmayabilir.
Gelişmekte olan ülkelerde gönüllülük kavramı ile ilgili önemli sorunlar vardır. Normalde kişiler işleve ve göreve gönüllü olmak zorundadır ve temel afet müdahale yapılanmasının emri altına girmek zorundadır. Görev yeri ve tipi seçme hakları bulunmamaktadır.

Afet durumlarında en temel öncelikler şunlardır:
• Durum tespiti
• Kızamık bağışıklaması
• Su ve sanitasyon
• Besin ve beslenme
• Barınak yer seçimi ve planlama
• Acil dönem sağlık hizmeti
• Bulaşıcı hastalık ve salgın kontrolü
• Halk sağlığı sürveyansı
• İnsan kaynakları ve eğitim
• Eşgüdümün sağlanması

Çevre sağlığı ile ilgili önlemler basit, ucuz ancak çok etkilidir.
• İlk hedef topluma yeterli miktarda su sağlanmasıdır. Daha sonra sağlanan suyun niteliği mümkün olan en kısa sürede artırılır. Ancak nitelikli su sağlama çabası sağlanması gereken su miktarını azaltmamalıdır. Sözgelimi başlangıç döneminde çok miktarda kalitesiz su sağlanması az miktarda yüksek kaliteli su sağlanmasından daha önemlidir.
• İkinci hedef bölgede insan dışkı ve idrarının zararsız bir şekilde kontrolü ve genel hijyenin sağlanmasıdır.
• Üçüncü hedef genel hijyen uygulamalarının önemi konusunda toplum bilincinin artırılmasıdır.

Gerekli İnsan Gücü
• Halk sağlığı uzmanları
• Su şebekesi ve isale hatlarıyla ilgili bakım, idame ve inşaat elemanları
• Su dağıtım noktalarından sorumlu teknik elemanlar
• İçme suyu arıtım aygıtlarının bakım ve onarımından sorumlu elemanlar
• Genel tuvalet yapım ve idame elemanları
• Tuvalet ve baraka yapımıyla ilgili kereste hazırlayacak hızar ustaları
• Atık toplama ve zararsız hale getirmekle görevli elemanlar
• Ceset toplama ve gömme sorumluları
• Sağlık birimlerinin hijyeninden sorumlu elemanlar (tuvalet temizliği, atık uzaklaştırılması, ilaçlama, klor çözeltilerini hazırlama)
• Hijyen konusunda toplum eğitiminden sorumlu kişiler
• Çevre sağlığı göstergelerini izlemek, numune almak ve laboratuvara iletmekle sorumlu elemanlar
• Halk sağlığı laboratuvarı teknisyen ve uzmanları
• Araç parklarındaki ağır araçları 24 saat vardiyalı olarak kullanacak yeterlikte teknik eleman
• Özürlülerin özellikle tekerlekli sandalyedekilerin bakım ve hijyenini sağlayacak personel.

Kimyasal Depoları
Kimyasal depoları en önemli risk noktalarını oluşturur. Afet sonrası bu depolardan çıkacak sıvı ve gazlar yüzeysel, yer altı su kaynaklarını, çevre havasını tehlikeli düzeyde kirletebilirler.
• Her türlü kimyasal madde depoları tek tek belirlenmeli, afet dönemlerinde sızma, patlama, yayılma vb. riski olanlar kent dışına çıkarılmalıdır.
• Belirli noktalarda yüksek sayıda kuş, hayvan ölümleri, bitki kurumaları ortaya çıktığında uygun donanımlı uzman personelce gerekli değerlendireler yapılarak nedeni belirlenmelidir.
• Kuşkusuz ülkedeki her türlü laboratuvar afet zamanında gerekli katkıyı yapacaktır. Ancak yerinde değerlendirme yapabilecek laboratuvarlar daha büyük önem taşır. Kentteki halk sağlığı laboratuvarlarının işlevini yapamaması olasılığına karşı gezici halk sağlığı laboratuvarı, çadırda işlevini sürdürebilecek halk sağlığı laboratuvarı gerekli malzeme ve donanımıyla hazır olmalı
• Çadır kamp yeri olarak seçilmiş yerler sözgelimi parklar, stadyumlar, açık alanlara kanalizasyon, su şebeke bağlantıları yapılmalı, bunların son bağlantı noktaları hazırlanarak gizlenmeli, krokilerde işaretlenmelidir.

Afetlerde Oluşturulacak Yerleşim Alanları
• Seçilen kamp yerinde yerleşim sağlandıktan sonra kampta kalanların rekreasyonal etkinliklerine yeterli bir alan bırakacak genişlikte olmalıdır. Yaşayanlar için kişi başına 30 metrekarelik bir alan hesaplanmalıdır.
• Ortak pişirme, yeme, uyuma amaçlı kullanılan birimlerde 18 yaşından büyük kişiler için kişi başına en az 10 metre kare, sadece uyuma amaçlı kullanılan birimlerde ise 3, 5 metrekare alan bulunmalıdır.
• Toplam zemin alanında tavan yüksekliğinin en az 2, 1 metre olması sağlanmalıdır.
• Her çadır biriminin doğrudan dışarı bakan en az bir penceresi veya tavan deliği bulunmalıdır. Pencere, kapı ve tepe deliği dahil alanı kullanılabilir zemin alanının en az %10 u kadar olmalıdır. Eğer özel mekanik havalandırma sistemi yoksa bu alanın %45 inin açılabilir olması gerekmektedir. Pencerelerde tel kafes bulunmalıdır. Kapı kolayca örtülebilmeli, örtüldüğünde aralık kalmamalıdır.
• Çadırlarda yataklar arasında en az 90 cm mesafe bulunmalı, yataklar yerden 30 cm yüksekte olmalıdır.
• Çadırlarda üçlü ranza kullanılmamalıdır. İkili ranzalarda ranzalar arası mesafe yandan ve uçlardan 120 cm den az olmamalıdır. İki ranza arası mesafe 70 cm den az olmamalıdır.
• Çadır zemini tahta, asfalt ya da çimento olmalıdır. Tahta zeminler sıkı birleşmiş olmalı, hava dolaşımının sağlanması ve nemin önlenmesi için zeminden en az 30 cm yüksekte bulunmalıdır.
• Ortak kullanılan çadırlarda her on kişiye bir soba ya da her iki aileye bir soba hesaplanmalıdır.
• İki çadır arasında en az iki metre mesafe bulunmalıdır.
• Yangınların önlenmesi için her 300 metrede 75 metre (bazı kaynaklarda 50 metre) aralık bırakılmalıdır.

Afetlerde Su Yönetimi
Afetin akut evresi için kişi başına günlük en az su gereksinimi 5 litredir. Bu sadece içme ve pişirme için gereken miktardır. Gerekli hijyeni sağlamaya yeterli değildir. Daha sonraki evrede bu miktarın kişi başına günlük 15-20 litreye çıkarılması gerekir. Bu içme, yemek pişirme, yıkanma ve yıkama gereksinimlerini gidermeye yöneliktir. İklim ve geleneklerin, kişi davranışlarının bu miktarı büyük ölçüde değiştirebileceği unutulmamalıdır. Miktar mümkün olan en büyük hızla artırılmalıdır
Afet sırasında yararlanılacak su kaynakları, bunların kurulacak çadır kentlerle bağlantısının nasıl kurulacağı belirlenmiş olmalıdır. En elverişli kaynaklar afet bölgesine 30 km mesafedeki kaynaklardır.
• Tüketim için kullanılacak suyun 100 mililitresinde 10 fekal koliformdan az üreme olmalıdır.
• Su sağlama noktalarında 500-750 kişi için bir tulumba, 200-250 kişi için bir musluk ve bir dağıtım noktası için en fazla 6-8 musluk hesaplanmalıdır. Musluklardan akan su musluk başına dakikada 5 litrenin altına düşerse su sağlama noktalarının sayısı artırılmalıdır. Kamplarda her aile birimi başına 40 litre kapasitede bir musluklu bidon bulunmalıdır. Kova vb. tipi su biriktirme araçları kısa sürede kirlenerek tehlike yaratır.
• Musluğa mesafe en fazla 150 m olmalıdır.
• Kamp bölgesine basınç altında minimum 20 psi, statik koşullarda minimum 15 psi basınçta su sağlanmalıdır.
• Tank ve depolardaki artık klor 0, 3-0, 5 mg/ litre olmalıdır. Su kaynağı, su iletim siteminin ortası ve sonunda klor kontrolü yapılmalıdır. Klor etkinliğinde azalma belirlendiğinde nedeni bulunarak giderilmelidir.
• pH kontrolü yapılmalıdır. Suyun pH sı 8, 5 un üzerinde ise artık klor zincirin sonunda litrede 0, 6-1 mg olacak biçimde ayarlanmalıdır.

Tuvaletler, Kişisel Hijyen
• Tuvalet tip ve niteliğini, sayısını tuvalet kültürü ve alışkanlıkları belirler. Acil dönemde yeni kurulan kamp bölgelerinde 50-100 kişi için bir tuvalet ya da hendek kurulmalı, daha sonra 20 kişiye bir kabin olacak biçimde geliştirilmelidir. İdeali bir aile için bir kabindir. Her kabinde bir musluklu bidon bulunmalı, kamplarda tuvalet hijyeni yakından izlenmelidir.
• Birleşmiş Milletler salgın çıkarma tehlikesi nedeniyle portatif tuvaletleri kaldırtmıştır.
• En uygunu sahra tipi tuvaletlerdir.
• Tuvalete uzaklık en fazla 30 metre olmalıdır. Zorunluluk halinde ise asla elli metreyi aşmamalıdır.
• Kişisel hijyen yetersizliği ve tuvaletten sonra el yıkamanın ihmal edilmesi dışkıağız yoluyla yayılan hastalık salgınlarının ortaya çıkmasına yol açar. Eğer el yıkama olanakları sağlanamazsa el yıkama eğitiminin yararı olmayacaktır.
• Muslukla tuvalet arası mesafe en fazla 100 metre olmalıdır.

Özürlülerin hijyeni
Özellikle yakını bulunmayan özürlülerin bakım ve hijyeninden sorumlu kişi ve ekipler önceden belirlenmeli, eğitim eksiklikleri giderilmelidir. -Depremden etkilemeyecek bölgelerde kurulmuş olan depolarda yeterli miktarda tekerlekli sandalye bulunmalıdır.
Yakını bulunan özürlülerin aileleri yanında kaması daha uygundur. Ancak yakını bulunmayan özürlüler için özel bir bakım merkezi öngörülmelidir.

Sağlık Kuruluşları ve Çadırlarıyla İlgili Su Gereksinimi ve Hijyen Önlemleri
3000-5000 kişiye bir sağlık birimi gerekir ve erişimi kolayca sağlayacak biçimde yerleşmelidir.
Yataklı hasta birimlerinde kişi başına günde elli litre, cerrahi ve doğum birimlerinde kişi başına günde 100 litre, yemekhanelerde kişi başına 20-30 litre, mutfakta kişi başına günde 10 litre su hesaplanmalıdır.
Bu birimlerde tuvaletler ve duşlar günde bir kez, zemin haftada bir kez, duvar ve tavanlar 6 ayda bir, yatak ve yatak örtüleri her hastadan sonra, ameliyathane eminleri, ameliyat masası, doğum masaları her ameliyat ve doğumdan sonra temizlenmelidir.
Bu birimlerde kişi başına yıllık 0, 04 metreküp dışkı ve idrar atık çukur hacmi hesaplanmalıdır. Katı atık miktarı kişi başına günlük 3 desimetreküp olarak hesaplanabilir. 25 hasta için bir 100 litre bir atık kabı gerekeceği göz önüne alınmalıdır.
Bu birimlerde tuvaletler ve duşlar günde bir kez, zemin haftada bir kez, duvar ve tavanlar 6 ayda bir, yatak ve yatak örtüleri her hastadan sonra, ameliyathane eminleri, ameliyat masası, doğum masaları her ameliyat ve doğumdan sonra temizlenmelidir.
Bu birimlerde kişi başına yıllık 0, 04 metreküp dışkı ve idrar atık çukur hacmi hesaplanmalıdır. Katı atık miktarı kişi başına günlük 3 desimetreküp olarak hesaplanabilir. 25 hasta için bir 100 litre bir atık kabı gerekeceği göz önüne alınmalıdır.

Prof. Dr. Çağatay Güler -Hacettepe Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi

Kaynak:Kaynak;acıbadem