Avukatın yüklü serveti ailesini karıştırdı: 'Anne, oğlunu hastaneye kapattırdı' iddiası!
Aile üyelerinin sık sık karşı karşıya geldikleri mal paylaşım konusu, şimdilerde dikkat çeken bir dizi dava ve olaya daha neden olmuş durumda. Avukatlığın yanı sıra inşaat işleri de uğraşan Kırıkkale Barosu’na kayıtlı Ahmet Pekgöz (85), bu süreçte kayda değer bir mal varlığının da sahibi oldu. Av. Pekgöz, hayattayken 100 milyon lira değerindeki mallarını, 4 çocuğu arasında bölüştürme kararı verdi.
HAYATTAYKEN MÜLKLERİ BÖLÜŞTÜRDÜ
2 Ocak 2024 tarihli ‘miras ön sözleşmesini’ Pekgöz’ün ilk eşinden olan 2 çocuğu da imzaladı. Sözleşmede, Pekgöz’ün, biri boşandığı eşi, diğer ise vefat eden ikinci eşinden olan toplam 4 çocuğunun hangi mülklerin sahibi olacağı ve ne kadar para alacakları ayrıntılı bir biçimde imza altına alındı.
‘OĞLUM UFO GÖRDÜĞÜNÜ SÖYLÜYOR’
İddiaya göre, bu sözleşmenin imzalanması Pekgöz’ün 25 yıl kadar önce boşandığı Pervin Alpaslan Yardımcı ile annesi ile yaşayan, oğlu Kürşat Jonathan Pekgöz’ü (36) karşı karşıya getirdi. Anne Pervin Alpaslan Yardımcı, “Oğlumun akıl sağlığı yerinde değil. Uzaylılarla konuşuyor. UFO gördüğünü söylüyor” iddiası ile mahkemeye başvurdu.
Av. Peköz, ilk eşi Pervin Alpaslan Yardımcı'dan 25 yıl önce boşandı.
2 AY SÜRELİ BİR TEDAVİ KARARI
Anne adına Ankara 2. Aile Mahkemesi’nde açılan davada 36 yaşındaki Kürşat Jonathon Pekgöz’ün hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi istendi. Mahkeme, Pekgöz’ün 2 ay süre ile bir sağlık kuruluşuna yatırılmasına karar verdi. Pekgöz, Ankara’daki B. Psikiyatri Hastanesi’nde yatırıldı.
İĞNE VURULDU ZORLA HASTANEYE YATIRILDI
Kürşat Jonathan Pekgöz’ün avukatları ise, müvekkillerinin akıl sağlığının yerinde olduğunu, üniversiteyi Türkiye derecesi ile kazandığını, Boğaziçi Üniversite’nde okuduktan sonra ABD’deki bir üniversitede okuduğu kaydedildi. Anne Yardımcı ile hastane yönetimi hakkında savcılığa yapılan suç duyurusu ile aile mahkemesine sunulan itiraz dilekçesinde özetle “Müvekkil, kandırılarak bu hastaneye yatırılmış. Hastaneden çıkmak isterken iğne ile kendinden geçmesi sağlanmış. Müvekkile, ağır bir takım ilaçlar veriliyor. Elektro şok tedavisi uygulanıyor” denildi.
‘AMACI, BABADAN KALACAK MALLARI ALMAK’
Başvurularda, anne Pervin Alpaslan Yardımcı’nın avukatı ile hastanenin avukatının aynı kişi olduğuna işaret edilerek, bu durumun da, uygulanmaya çalışılan planın bir parçası olduğu savunuldu. Dilekçelerde ayrıca, annenin amacının, oğluna, babasından kalacak mallara sahip olmak amacı olduğu kaydedildi.
Baba Pekgöz, hayattayken mal varlığını çocukları arasında bölüştü.
‘ANNEM BENİ HASTANEYE KAPATTIRDI’
Konu ile ilgili telefonla görüştüğümüz Kürşat Jonathon Pekgöz ise, hastanede zorla tutulduğunu kendisine ağır bir dizi ilaç verildiğini ifade ederek “Benim rahatsızlığım yok. Akıl sağlığım da yerinde. İsterlerse tam teşekkül bir devlet hastanesinde rapor aldırılabilir. Annemin tek amacı, bana, babamdan kalacak malların sahibi olmak. Düşünün beni hem hastaneye kapattırdı bir yanda da bana kısıtlama konulması için ayrı bir dava açtı” denildi.
‘HAKİMİN KONTROLÜNDE OLACAK’
Kürşat Jonathon Pekgöz’ün yatırıldığı B. Psikiyatri Hastanesi ile anne Pervin Alpaslan Yardımcı’nın avukatı Serhat Işık, hastanede zorla yatırılma iddiasına ilişkin herhangi bir değerlendirmede bulunmadı. “Hastanenin hukuk müşaviri olmam ile hastanın annesinin vekili olmam konusunda çıkar çatışması olmadığını değerlendiriyorum” diyen Av. Işık, anne Yardımcı’ya yöneltilen “Amacı mülklere sahip olmak’ suçlamaya ilişkin ise “Ortada bir vesayet davası olduğu için bu süreç Sulh Hukuk Mahkemesi hakiminin kontrolünde olacak. Vasi olarak annesi ya da başka bir şahıs atansa bile…” yorumunda bulundu.
Kürşat Jonathon Pekgöz, hastanede zorla tutulduğu iddiasında.
AV. EKEN: HASTANEDE ZORLA TUTULUYOR
Kürşat Jonathon Pekgöz’ün avukatı Ceren Kalay Eken ise "Kısıtlama ve zorla yatış genel görevli mahkemelerde uzun bir yargılamayı ve kamu hastanesinden heyet raporu gerektirir. Oysa müvekkil, sağlık tedbiri niteliğinde hastaneye başvurması tedbiri yasal dayanak gösterilerek zorla tutulmakta. Yasal olarak müvekkilin zorla tutulmasının hiç bir dayanağı bulunmuyor. Bu nedenle kararlara itiraz edildi" diye konuştu.