'FETÖ'cüyüm, uçağı patlatacağım' dedikten sonra tutuklanan kadının avukatı konuştu

'FETÖ'cüyüm, uçağı patlatacağım' dedikten sonra tutuklanan kadının avukatı konuştu
İstanbul'dan Kıbrıs’a gitmek için bindiği uçakta olay çıkaran Nikar D.'nin avukatı Furkan Lokman açıklama yaptı.

Geçen Salı günü İstanbul’dan Kıbrıs Ercan Havalimanı’na gitmek için bindiği özel bir havayolu şirketine ait yolcu uçağında önce çakmak ile uçağı yakmak isteyen daha sonra FETÖ’cü olduğunu söyleyerek patlatacağını belirten Nikar D. adlı yolcu gözaltına alındıktan sonra ‘Hava ulaşım araçlarını kaçırma veya alıkoyma’ suçundan tutuklandı.

Gözaltına alınmasından sonra Anadolu Adalet Sarayı’nda çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevine götürülen Nikar D.'nin avukatı Furkan Lokman,  olayı sosyal medyadan öğrendiğini belirterek, "Sonra sabah oğlu beni aradı. Durumu paylaştı. Annesinin akli dengesinin yerinde olmadığını söyledi. Türk Ceza Kanunu’nun 32’nci maddesi akıl sağlığı yerinde olmayan kişiler için cezasızlık durumunu öngörmekte. Süreç hala devam etmekte. Akıl sağlığı konusu henüz netleşmiş durumda değil. Dün yapılan soruşturmada savcılık kendisini tutuklamaya sevk etti. Mahkemede ve sorgu aşamasında Ceza Muhakemeleri Kanunu 74’ncü maddeye göre kendisine gözetim kararı verilmesini istedik. Ancak hakimlik elimizde bir rapor olmadığı için tutuklanmasına karar verdi" dedi.

'Daha önce üç kez tedavi görmüş'

Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevine götürüldükten sonra gardiyanların ve mahkumların talebiyle Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine sevk edildiğini aktaran Lokman, “Müvekkilim üç defa Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde tedavi görmüş. Son tedavisi yaklaşık 1 yıl önce olmuş. 21 gün gözetim altında kalmış. Ancak tam olarak teşhis konulmadan ilaçlarla bırakılmış. Dün de tutuklandıktan sonra Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevine götürüldü. Öğrendiğimiz kadarıyla gece 11-12 gibi oradaki mahkumların ve gardiyanların önerisiyle tekrar hastaneye sevki yapılmış. Şu anda hastanede gözetim altında" diye konuştu.

Lokman sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tam olarak ne olduğu belli değil. Biz de hastaneden gelecek raporu bekliyoruz. Bugün Sulh Ceza Hakimliğine kararla ilgili itirazımızı sunacağız. Biz de olayın netliğe kavuşmasını istiyoruz ancak soruşturma aşamasında akıl sağlının yerinde olup olmadığına karar verilmesi gerekiyor. Soruşturma hava ulaşım araçlarını kaçırma ya da alıkoyma suçu yönünde devam ediyor. FETÖ iddiaları sebebiyle de İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcılığı’ndan da ayrıca bir dava açıldı. Ancak onunla ilgili bir denetim ve tedbir kararı yok."

'Hazırlanılmış gibi görünüyor'

Lokman, kıyafetleri ve gösterdiği fotoğraflar sebebiyle önceden hazırlık yapılıp yapılamadığı sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

“Hazırlanılmış gibi gözüküyor. Dikkat çekici bir kıyafet var üzerinde. Kendisi çok sağlıklı  bir şekilde anlatamıyor ama havaalanına girdikten sonra mescide gidiyor. Hayal ürünü ya da gerçek bilemiyoruz ama anlattığına göre mescitte kadınların kendisini yönlendirdiğini, çarşafları ona doladıklarını, ona yiyecek ikramında bulunduklarını ne olduysa ondan sonra olduğunu söylüyor. Çantasının değiştirildiğini kendisine başka bir çanta verildiğini ve Kur’an-ı Kerim’in de o çanta içerisinde olduğunu iddia ediyor. Videolara yansıyan fotoğrafların da Kur’an-ı Kerim’in içerisinden çıktığını söylüyor"

'5 ile 10 yıl arasında ceza alabilir'

Nikar D.'nin ulaşım araçlarının kaçırılması ve alıkonulmasına ait Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddesinin üçüncü fıkrasına göre yargılanabileceğini ve 5 ile 10 yıl arasında ceza alabileceğini belirten Avukat Tuğba İncel ise şunları söyledi:

"Ulaşım araçlarının kaçırılması ve alıkonulmasına ait Türk Ceza Kanunu’ndaki maddesine baktığımız zaman farklı cezalar var. Alt ve üst sınırı olan cezalar var. Mesela ilk fıkraya göre 1 yıldan 3 yıla kadar, ikinci fıkrada 2 yıldan 5 yıla kadar, üçüncüsünde 5 yıldan 10 yıla kadar cezalar var. 'Üçüncüsünden yargılanılabilir' diye düşünüyorum. 'Cebir ve tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı şekilde hava ulaşımının hareket etmesini engelleyen veya bu aracı gitmekte olduğu yerden başka bir yere götüren kişi 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile yargılanabilir' diyor. Beyanlarıyla, uçakta bomba olduğunu belirtmesi gibi söylemleriyle uçağı kaçırmadı ama uçağın hareket etmesini engelledi ve oradaki birçok kişiyi hürriyetinden mahrum etmiş oldu. Kaptan pilot Tokyo Konvansiyonu’ndan sonra Sivil Havacılık Kanunu’nun 102’inci maddesine göre uçağın güvenliğini sağlamakla görevli olduğu için uçuşu iptal etti"

Tutuklanan kadın yolcunun ayrıca idari para cezasına da çarptırılacağını belirten Tuğba İncel, şöyle devam etti:

“Ulaşım araçlarının kaçırılması ve alıkonulması maddesine göre yargılamasının yapılması mümkün. Buna benzer başkaca durumlarda, asılsız olan bomba ihbarlarında da 271’inci madde 'Suç uydurma' ve 267 madde  'İftira suçu' unsurlarının olup olmadığı her somut olaya göre değerlendirilmelidir. Eğer uçağa bir zarar verme söz konusu olursa da Türk Ceza Kanunu’nun 151’inci maddesi ve devamı maddelerine bakılabilir. Tahminen elinde bir çakmak vardı. Uçağı yakmakla tehdit etti ama yakmadı, diye düşünüyorum. Öyle gördük. Eğer yakmış olsaydı 151’inci madde olan 'Mala zarar verme' maddesine göre de cezalandırılacaktı. İdari para cezasına da çarptırılacak. Bununla ilgili bir yönetmelik var. O yönetmelikte Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından verilecek para cezaları yönetmeliğinin 5’inci maddesine göre idari para cezasına da çarptırılacaktır. Bunların hepsi fiil ehliyeti temyiz kudretinin olup olmamasına göre değişecektir. Onu da yargılama makamları kararını verecektir. "

Uçağın içerisinde yaşanacak herhangi bir olaydan kaptan pilotun sorumlu olduğunu belirten Avukat Tuğba İncel, "Bu tarz olaylarda kaptan pilot Sivil Havacılık Kanunu’nun 102’inci maddesine göre görevleri var. Uçağın içerisinde yaşanan olaylardan kendisi sorumludur. Bomba ihbarının olduğu böyle bir olayda uçuşu iptal etmekle de yetkilidir. Kaptan pilot bu olayda da önemlerini almak zorundadır. Mesela kadın eğer güvenliği tehdit edecek şekilde fiillerde bulunuyorsa onun zarar veremeyecek hale getirilmesinde, ellerini kollarını bağlanmasına yetki verebilir. Bu durumlar uluslararası sözleşmeler ile kabin görevlilerine verilmiştir. Bu yetkilere sahipler. Türkiye Tokyo Konvansiyonu’na üyedir. Bu konvansiyona göre kaptan pilot böyle yetkileri vardır" dedi.