Erdoğan’ın adaylığına karşı çıkan yargıcın başına gelmeyen kalmadı
Yargıç Ahmet Çakmak, 14 ve 28 Mayıs’ta düzenlenen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığına karşı çıkarak Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) verdiği dilekçeyle adaylık sürecine itiraz etti.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK), Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığını YSK’ye taşıyan Çakmak hakkında soruşturma başlattı.
“Giydiğim cüppeye asla leke getirmedim”
Cumhuriyet’ten Sefa Uyar’ın haberine göre; farklı gerekçelerle de hakkında soruşturma yürütülen Çakmak’a iki kez yer değiştirme cezası verildi. Hâkimler ve Savcılar Yasası’na göre 2 kez yer değiştirme cezası verilen kişinin meslekten ihracı söz konusu oluyor. Bu nedenle Çakmak’ın meslekten ihracı istendi.
Çakmak, isteme karşı hazırladığı savunmayı HSK’ye sundu. Hukuk düzeninin ilk koruduğu değerlerin onur ve şeref olduğunu vurgulayan Çakmak, “Bende candan önce onur ve şeref gelir. Ucunda ölüm dahi olsa onurumdan ve şerefimden tek bir parça taviz vermem. Onur ve şerefim satılık değil, maaşım kadar hiç değil. Giydiğim cüppeye asla leke getirmedim. Alnım apaçık” dedi.
Dilekçede kalın yazı karakteri kullanmaktan ceza verildi
Çakmak’a verilen yer değiştirme cezalarına konu olan soruşturmalar ve gerekçeler ise dikkat çekti.
Buna göre ilk yer değiştirme cezasına gösterilen gerekçeler arasında “12 yaşındaki çocuk hakkında tutuklama isteyen savcının eğitime alınmasını istemesi, adliyenin boş kısmına spor salonu yapılmasını istemesi, dilekçede kalın (bold) karakter kullanması, başsavcının kullandığı hizmet aracının adliyenin ivedi işleri için de kullanılmasını istemesi, resmi yazışma teamüllerine aykırı taşıyan ifadeler kullanması, bir kişinin gözünde tasvip edilebilir mahiyette olmayan durumlara işaret etmesi, görev yerinden 860 kilometre uzaktaki başka bir yere verilen geçici görevlendirmesine 24 saat içinde başlamaması, komşusu hakkındaki şikâyetinin reddedilmesi üzerine bu kararı istinafa taşıması” yer aldı.
“Dosyam, parodi olacak olaylardan oluştu”
Çakmak’ın bu itirazda, “Hâkkari’ye yapılan atamam iptal edilmediği takdirde itiraz hakkı da verilmez ise kesinleşeceğinden dolayı 5 milyon Avroluk tazminat talebi ile AİHM’ye gideceğim. Dosyamın ne kadar özensiz, taraflı ve yanlı hazırlandığından, Güldür Güldür şova parodi olacak olaylardan oluştuğunu bahsedeceğim. Birçok hak ihlalini belirteceğim. Yaşadığım mobbingi, ayrımcılığı birçok gerekçe ile gerekçelendireceğim. Yaşadığım bunca olayın en önemli sebeplerinden birinin Yargıçlar Sendikası üyesi olmamdan kaynaklı olduğunu belirteceğim” ifadeleri, ceza gerekçesi yapıldı.
Kararda, Çakmak’ın “kusurlu ve uygunsuz hareket ve ilişkileriyle mesleğin şeref ve nüfusunu veya şahsi onur ve saygınlığını yitirmesine yol açtığı” iddia edildi.
“Türkiye için kaygı verici”
Yargıcın avukatı da olan eski Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ, “Soruşturma konularının hiçbirisi, bırakın yer değiştirme cezası verilmesini, disiplin soruşturması açılmasını dahi gerektirmez” dedi.
HSK’nin, kendi iddialarına karşı gerekçe bildirmediğini vurgulayan Karadağ, “HSK, anayasa uyarınca kararlarını gerekçeli vermek zorunda. Unutulmamalıdır ki HSK aynı zamanda yargıç ve savcıların hukukunun korunması için var. Ne yazık ki HSK, ‘yükseği’ alındığından ve üyeleri siyasi iktidar ve payandası siyasi partiler tarafından atandığından beri hukuktan uzaklaşmış, sevmedikleri yargıç ve savcıların ‘halledilmesi’ görevini üstlenmiştir. Bu durum Türkiye için kaygı vericidir” diye konuştu.