Mehmet Tezkan
Yine Aynı Tezgah Aynı Provokasyon: Yemezler!
Yine aynı numara, yine aynı tezgah, yine provokasyon…
Cambaza bak numarasını sahneye koydular…
Hedef şaşırtıyorlar, ne olup bittiği konuşulmasın, halk anlamasın istiyorlar!..
12 askerimiz şehit oldu nedenini, niçinini konuşan var mı?
Var tabii, üç/beş yazar, üç/beş gazete, üç/beş televizyon hepsi bu.
Gerisi…
Acaba ne yaparız da faturayı muhalefete keseriz…
Acaba ne yaparız da iktidarımızı sorgulatmayız…
Acaba ne yaparız da su tepe geçici üssünü gündemden kaçırırız…
Acaba ne yaparız da halkın olan bitenden haberi olmamasını sağlarız derdinde…
Kahramanlarımız diye söze başlıyorlar kahramanlarımız diye bitiriyorlar… Evet onlar kahraman peki siz nesiniz?
O askerleri çadırdan üsse yollayan kim?
1740, 1750 rakımlı tepelere kasım ayında kutup çadırları kurarak geçici üs yapmışlar.
Askerlerimizi yollamışlar oraya, çadırların yarısı kara gömülmüş, tipi, fırtına, sis. Göz gözü görmüyor. Bırakın teröristle mücadeleyi çadırdan çıkmak mümkün değilmiş…
Bu kış günü askerlerimiz orada ne yapacak?
Maden orada üst kurmaya ihtiyaç var, devletin havan saldırısına karşı dirençli duvarlarla örülü Kalekol yapacak gücü/imkanı/ parası/pulu yok mu?
Sis basıp göz gözü görmediği, gece görüş cihazları sağlıklı sonuç vermediği anda PKK çadırdan üsse sızma harekatı yaptı. 12 şehidimiz var, 15’ten fazla yaralımız…
Daha da ötesi, iddia doğruysa PKK’nın saldırı hazırlığı içinde olduğu biliniyormuş!
Milli Savunma Bakanı tek kelime etmiyor… Meclis’i muhatap alıp bilgi vermiyor… Mustafa Kemal Kurtuluş Savaşı’nı yönetirken Meclis’e bilgi vermezdi, hesap verirdi. O tarihlerde Meclis böyle yüce bir yerdi…
Şimdi el kaldırarak yasa onaylama…
El kaldırarak muhalefetten gelen önerileri reddetme yeri oldu…
Geçici üssün yanlışlığını, askerlerimizin o kadar derine gitmesinin hata olduğunu (sınıra 17 kilometre) lojistik zorluklar olduğu, Irak’taki kürt köylerinden ekmek, sebze, yiyecek gibi ihtiyaçların karşılanmak zorunda kalındığı söyleniyor…
Ben söylemiyorum askeri uzmanlar söylüyor…
Kuzey Irak Kürt yönetiminin askerlerimizi Irak’ın içine çekmek planı olduğundan söz ediliyor…
Doğru mu değil mi?
Kim konuşacak, kim tartışacak, doğruyu kim bulacak?
Meclis…
Meclis duymadım/görmedim/bilmiyorum tavrı içinde…
AKP’nin istediği doğrultusunda bildiri hazırladılar. Efendim TBMM’nin ortak bildirisiymiş. Neden AKP/MHP bildirisi ortak bildiri oluyor?
CHP kendi bildirisini yayınladı. Terörü lanetlemekle kalmadı, yas ilan edilmesini istedi. Bununla da yetinmedi Meclis’te kapalı oturum yapılarak konunun ele alınmasını istedi…
Çadırdan askeri üs ortaya çıkacak diye, görüntüler saçılacak diye reddettiler… Bununla de yetinmediler, saldırıya geçtiler…
AKP/MHP bildirisine imza etmeyen CHP’yi hain ilan ettiler… Peki CHP bildirisine katılmayanlar ne oluyor? Yas ilan edilmesine karşı çıkanlar, Meclis’in müzakere edilmesinin önüne geçenler, Meclis’i bilgi verme zahmetinde bile bulunmayanlara ne diyelim?
Geçen gece iktidarın tüm TV kanalları CHP bildiriye imza atmadı, DEM partisinin çizgisine girdi diye yayın yaptı…
Utanmasalar CHP’yi PKK’ li ilan edecekler diyecektim ama ettiler de…
Dikkatinizi çekerim. Hiçbir iktidar kanalı geçici üste neler oldu, o saldırı nasıl engellenemedi, askerlerimiz neden kendilerini koruyamadı, neden şehit düştüler meselesini konuşmadı… Varsa yoksa CHP….
Gelelim provokasyon meselesine… CHP Genel Başkanı Özel’e memleketi Manisa’da yapılan açık ve net provokasyondu. Daha ağırını Kılıçdaroğlu’na da yapmışlardı… Cenazeye bir grup getirirsin, namaz çıkışında yuhalatırsın, İktidar medyası saatlerce konu eder!..
Taktik bu…
Şehitler unutulur Özel’in yuhalanması ülkenin en önemli meselesi haline getirilir… Gaziantep’te şehit cenazesinde olanları gördünüz mü? Bir adam geliyor, CHP çelengini parçalıyor ve dönüp topluluğa tekbir getirtiyor…
Tam provokasyon…
O adam kim?
AKP milletvekili aday adayıymış!
Benzeri Maraş’ta yaşandı…
Çok gördük çok geçirdik. Üç beş militanla toplumu provoke etmek mümkün. Kitle psikolojisi farklıdır. Bir anda hiç istemediğin, hatta karşı olduğun, hatta şiddetle karşı çıktığı bir olayın başrolünde olabilirsin!..
1980 öncesinde çok gördük, 90’li yıllarda yaşadık maalesef son 10 yıldır yine yaşıyoruz…
Oyuna gelmemek lazım.
İktidar ve çevresi asıl meseleyi örtmek için, ana konuyu konuşturmamak için toz duman saçım boğmaya kalksa da boğulmamak lazım…