Yargıdaki Kriz Enflasyonu Nasıl Etkileyecek?

Türkiye, derin bir devlet krizi yaşıyor. Kriz, yargıyı kuşattı. Yargıtay’ın, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından verilen hak ihlali kararına uymaması, kararda imzası bulunan AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması krizin tüm çıplaklığı ile dışa vurmasına yol açtı. Hukuk sistemine ve adalete olan güven ağır bir darbe daha aldı.

Bu karar, hiç kuşkusuz Türkiye ekonomisinde de yansımasını bulacaktır. Ellerde kelepçe, ayakta pranga olacaktır. Ekonomi yönetiminin, aylardır devam eden dış finansman bulma çabalarını boşluğa itecektir. Sonuçsuz bırakacaktır.

Yabancı, yargı organlarının birbirine düştüğü, hukuka güven duygusunun her geçen gün azaldığı ülkeye yatırıma gelmez. Parasını da getirmez. Öncü sinyallere göre gelecek gibi de görünmüyorlar…

Peki, yabancı yatırıma ve dış finansmana ciddi düzeyde gereksinimi olan ülkede en büyük sorun olarak öne çıkan enflasyon düşer mi? Merkez Bankası’nın bu yıl sonu yüzde 65’e, 2024 yıl sonu yüzde 36’ya revize ettiği enflasyon tahmini tutar mı?

Bu sorulara doyurucu yanıt vermek için enflasyonu besleyecek ve dizginleyecek öğeleri tek tek açmamız gerekiyor.

ENFLASYONU BESLEYECEK ÖĞELER

Öncelikle enflasyonu besleyecek öğeleri tek tek sıralayalım:

- YENİDEN DEĞERLEME ORANI ZAMMI: 2024 yılı için uygulanacak yeniden değerleme oranı yüzde 58,46 oldu. Yeni yılın başında Emlak Vergisi, Çevre Temizlik Vergisi, Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV), çeşitli harçlar, araç muayene ücreti, Gelir Vergisi tarife dilimleri ve idari cezalar, yüzde 58,46 oranında artırılacak. Yüksek oranlı zamlar, ocak ayında yüksek enflasyona yol açacak.

- FAİZ VE YENİ VERGİLER: Türkiye’nin dış finansmana gereksinimi tarihi düzeylerde seyrediyor. Ancak, yatırımcı gelmiyor. 2024 yılında kamunun faiz harcamaları artacak. Bunun işaretleri de gelmeye başladı. Kamunun büyüyen faiz giderlerini karşılamak için vergilerde artış ya da ek vergiler gündeme gelecek. Vergi konusunda atılacak her adım, enflasyonu yükseltecek.

- ELEKTRİK VE DOĞAL GAZ ZAMLARI: Elektrik ve doğal gazda, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından “maliyet” bazlı tarifeye geçilmesi bekleniyor. Bu durumda özellikle konutlarda, gerek doğal gaz gerekse de elektrikte süregelen sübvansiyonlara son verilecek. Maliyetler, abonelere yansıtılacak. Enerji zamları, enflasyonu tetikleyecek.

- AKARYAKITA YENİ YIL ZAMMI: 2024 yılının başında benzin, motorin ve LPG’den alınan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), 2023 yılının ikinci yarısında gerçekleşecek Üretici Enflasyonu (ÜFE) oranında otomatik olarak artacak. Ürün fiyatına, önce ÖTV, ardından da yüzde 20 KDV eklenecek. Otomatik vergi zammı, akaryakıt fiyatlarında ve iğneden ipliğe tüm ürünlerde artışa neden olacak. Enflasyon, bu etkiyle yükselecek.

- ÜCRET ARTIŞLARI: 2024 yılı başında asgari ücrete, emekli aylıklarına ve çalışan milyonlarca kişinin maaşlarına zam yapılacak. Yılın ilk yarısında talep reel olarak artacak. Talep artışı, enflasyon üzerinde etkide bulunacak.

- TİCARİ FAİZLER: Merkez Bankası, politika faizini yüzde 35’e yükseltti. Banka’nın, faiz artış serisini kasım ve aralık aylarında da sürdürmesi bekleniyor. Politika faizinin, yıl sonunda yüzde 40’ı bulabileceği ifade ediliyor. Bu sürece bağlı olarak ticari kredi faizleri daha da artacak. Artan finansman maliyeti, her türlü ürün ve hizmette yeni zammı gündeme getirecek. Enflasyonda artış sürecek.

- GIDA FİYATLARINDA ARTIŞ: Gıda fiyatlarındaki artışın ivmelenerek devam etmesine kesin gözüyle bakılıyor. Küresel iklim değişikliğine bağlı olarak ortaya çıkan sorunlar ve tarımsal girdi fiyatlarındaki artış, gıdaya zam olarak yansıyacak. Çiftçi, kazanamadığı ve emeğinin karşılığını alamadığı için düşen üretim motivasyonu da tarımsal ürün arzını olumsuz etkileyecek. Arzın gerilemesi, fiyatları daha da yukarı itecek. Enflasyonist baskıyı artıracak.

- SIĞINMACI ETKİSİ: Türkiye, milyonlarca sığınmacıyı konuk ediyor. Jeopolitik riskler, bölgesel savaşlar devam ediyor. Var olanların yanı sıra yeni sığınmacılar da gündeme gelebilir. Sığınmacılara bağlı olarak talepteki olası artış da enflasyonu körükleyen bir etki yaratacaktır.

- NÜFUS ARTIŞI: Türkiye nüfusu, her yıl 1 milyon dolayında artış gösteriyor. Artan nüfus talebe, talep de enflasyona etkide bulunacaktır.

DİZGİNLEYECEK ÖĞELER

Enflasyonu dizginleyecek öğeler de şöyle sıralanabilir:

- ENFLASYONDA BAZ ETKİSİ: 2024 yılında baz etkisi ile enflasyon gerileyecek. Örneğin, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) temmuzda yüzde 9,49, ağustosta 9,09 olarak gerçekleşti. Gelecek yıl, bu aylarda önemli ölçüde gerileyecek enflasyon verileri istatistiklere dahil edilecek. Baz etkisiyle enflasyon doğal olarak düşecek.

- KREDİ KARTI ETKİSİ: Merkez Bankası’nın politika faizini artırmasıyla referans faiz oranı aylık yüzde 3,16’ya (yıllık bileşik yüzde 46,1) yükseldi. Buna bağlı olarak kredi kartı gecikme faizi aylık yüzde 3,71'e, yıllık bileşik yüzde 55,9 çıktı.

Nakit çekimde faiz aylık yüzde 4,02'den yüzde 4,47'ye, yıllık yüzde 70,3 yükseldi. Kart üye işyeri komisyonu da aylık yüzde 3,16’dan yüzde 3,61’e, yıllık bileşik yüzde 54’e ulaştı.

Vatandaşların bazıları, kredi kartları borçları için her geçen ay gelirlerinin daha büyük bölümünü ayırmak zorunda kalıyor. Kredi kartlarında artan faizler, talebi kısacak. Bu, enflasyonda olumlu etki yaratacaktır.

- YÜKSEK TÜKETİCİ FAİZLERİ: Tüketici kredi faizleri de tırmanışa geçti. Tüketiciler, yükselen faizler nedeniyle daha az kredi kullanacak. Kredi talebi yavaşlayacak. Bu da enflasyon üzerinde düşüş yönlü sonuç doğuracak.

SON SÖZ

Latince bir deyiş var. Fiat justitia, pereat mundus… Dünya yıkılsa da adalet yerini bulsun. Adaletin yerini bulmadığı bir ülkeye ne güven duyulur, ne yatırım yapılır ne de o ülkede enflasyon kalıcı biçimde düşer…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Olcay Aydilek Arşivi