İsmail Saymaz
TCDD’de ‘Demirtaş’ sürgünü
Türkiye burası hemşerim!
Edirne F Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş, hasta babasını görmesi için özel uçakla Diyarbakır’a götürülürken…
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) Taşımacılık Anonim Şirketi’nde avukatlık yapan İ.K., iş yerindeki çekmecesinde Demirtaş’ın ‘Leylan’ adlı romanını bulundurduğu için amiri tarafından polise ihbar edilip İzmir’den Malatya’ya sürülüyor.
Avukat hanımdan çekmece operasyonu
Olay TCDD Taşımacılık A.Ş.’nin İzmir Hukuk Müşavirliğinde meydana geliyor.
Elimdeki tutanaklara göre…
Genç avukat İ.K., Nisan 2021’den beri TCDD’de çalışıyor ve Hukuk Müşaviri Vekili E.K. ile aynı odayı paylaşıyor. Bir süredir tartışma yaşayan İ.K. ile amiri E.K. arasındaki gerilim 22 Eylül 2022’de doruğa çıktı.
İ.K.’nin iddiasına göre o sabah, duruşmayı kaçırdığı iddiasıyla E.K. tarafından azarlandı. İ.K. bu suçlamayı reddederek, yaşananları müşavire anlatacağını söyledi.
E.K. hakaret edip İ.K.’yi kurumu dolandırmakla suçladı. İ.K. şikayetçi olmak için Alsancak Polis Merkezi’ne gitti.
O, ifadesini verirken…
E.K., TCDD’nin özel güvenlik görevlisi Ö.K.’yi odaya çağırdı. İ.K.’nin çekmecesini göstererek, “Bak burada Demirtaş’ın kitabı var” dedi. ‘Leylan’ adlı romanı gören Ö.K., “Yasaklı mı, değil mi, bilmiyorum” şeklinde konuştu.
Ö.K.’nin ifadesinden:
“Kişisel alanı karıştırmak suç. Bu kadarına gerek var mı? Ben suça karışmak istemiyorum’ dedim.”
Terörle Mücadele ofiste
E.K., kitabı eline alarak, Personel ve Mali İşler Servis Müdürü E.U.’nın odasına koştu ve “Çekmecesinde buldum” dedi ve yasaklı yayın ele geçirdiğini ‘ihbar’ etti.
Beş kişi çekmecede Demirtaş’ın kitabının bulunduğu yönünde tutanak tutup imzaladı. Ardından E.K., Terörle Mücadele Şubesi’ni aradı ve polisi ofise çağırdı.
İ.K., olan bitenden habersiz, Alsancak Polis Merkezi’nde E.K. hakkında şikayette bulunmaktaydı. İfadesi alınırken, cep telefonu çaldı. Ofisten aranıyordu. Fakat telefondaki görevli, Terörle Mücadele Şubesi’nden olduklarını söyledi. Polis “Sizinle görüşmek istiyoruz” dedi.
İ.K., Alsancak Polis Merkezi’de olduğunu söyledi.
Polisler karakola geldi.
İ.K.:
“Çekmecemde terör suçunu barındıran kitaplar olduğuna dair ihbar aldıklarını ve aslı olup olmadığını sordular. Asılsız olduğunu belirttim.”
Üç yıl önce çıkan ‘Leylan’ hakkında toplatma kararı olmadığı için polisler bir işlem yapmadan geri döndü. Savcılık soruşturmaya açmaya gerek görmedi. İ.K., hakaret ve iftiranın yanı sıra kişisel verileri hukuka aykırı şekilde ele geçirmekten de şikayetçi oldu.
E.K., ifadesinde, ‘çekmece operasyonu’nu bütün ayrıntılarıyla anlatıyor. “Bu kitabı günler öncesinden birkaç kere ve tekerrürle okuduğunu bizzat gördüm” diyor.
Şöyle devam ediyor:
“Memur olduğunu, siyasi propaganda içerebilecek kitapları ve yayınları getirmemesi gerektiğini, kendisiyle aynı odayı paylaştığımdan tarafımı ve kurumumuzu zan altında bırakacağını belirttim. Bir daha getirmeyeceğini söyleyerek, ‘Şimdilik üst çekmecemde bulunsun, öğle arası evime götüreceğim, lütfen tutanak tutma’ dedi.”
E.K., tartışmanın çıktığı gün İ.K.’nin odasının değiştirilmesi ve eşyalarının taşınması talimatının verildiğini kaydederek, “Taşınma sırasında şahsa ait kitap tarafımca fark edilmiştir. Uyarmama rağmen kitabı götürmediği ve açık alanda bıraktığı sabittir” diyor.
İ.K. baroya şikayet etti
İ.K. ayrıca İzmir Barosu’na başvurarak, E.K.’ye disiplin cezası verilmesini istedi. Dilekçesinde, “E.K.’nin arama ve tutanak eylemi gerçekleştirmesini izlediği polis dizilerine bağlamaktayım. Suç işlemiş, tutanak tutarak bu durumu tescillemiştir” diyor.
İ.K., kitabın kendisine ait olmadığını savunuyor.
Ekliyor:
“Leylan’ yasaklı kitaplar arasında değildir. Nesinin suç olduğunu anlayabilmiş değilim. E.K.’nin düşünce ve ifade özgürlüğü kavramını fakülte ve meslek hayatında öğrenmediği kanaatindeyim.”
‘Hizmet gereği…’
Sadece Avukat E.K. mi düşünce ve ifade özgürlüğü kavramını bilmiyor sanıyorsunuz!
İ.K., iki ayrı suçtan şikayetçi olurken, E.K de genç meslektaşını kuruma şikayet etti. TCDD, idari soruşturma çerçevesinde, “hukuk müşavirliğinin önerisi ve hizmet gereği” dün İ.K.’yi dün Malatya’ya sürdü.
Demirtaş’ın ‘Leylan’ adlı romanını okumamış olanlar “Leylan ne demek?” diye soracaktır.
Leylan…
Kürtçe bir sözcük.
Türkçe’de ‘serap’ anlamına geliyor.
Adı var, kendi yok olan yani.
"Türkiye’de demokrasi var” demek gibi bir şey!
Kılıçdaroğlu Almanya’ya gidiyor, Rifkin de eşlik edecek
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ABD ve İngiltere temaslarının üçüncü ayağı olan Almanya gezisini 14-17 Aralık tarihleri arasında yapacak.
Kılıçdaroğlu, Berlin’de üniversiteler ve endüstri kuruluşları ile çevre ve doğayla uyumlu finans şirketlerini ziyaret edecek. Ayrıca uluslararası basın kuruluşlarına yönelik basın toplantısı düzenleyecek.
Bu geziye Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Jeremy Rifkin de eşlik edecek. Bu, Rifkin’in katıldığı ilk CHP etkinliği olacak.
Rifkin’in yanı sıra CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Genel Sekreter Selin Sayek Böke ve Parti Meclisi üyesi Yunus Emre de ziyarette hazır bulunacak.
Erzurumlular Konfederasyonu’nu kaybederse Kudüs’ü de kaybeder miyiz?
Erzurumluların çatı kuruluşu olarak, altı federasyonun bir araya gelmesiyle kurulan Erzurum Konfederasyonu (ERKON) yıllardan beri AK Parti’nin arka bahçesi yapılmak isteniyor.
Geçen yıl ERKON’un İstanbul’da düzenlediği Erzurum Tanıtım Günleri iktidar tarafından cezalandırılmıştı. AK Partili Erzurum Büyükşehir Belediyesi ve valilik etkinliğe katılmamıştı.
Bu yıl da Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’na ambargo kondu. Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in tehdidiyle Davutoğlu alana sokulmadı.
ERKON’a yönelik son darbe, 18 Aralık’taki genel kurul öncesinde indirildi.
İddiaya göre ERKON Başkanı Mustafa Macit’e, AK Partili bir başkan istendiği bildirildi. AK Partili bir başkan seçilmezse İstanbul, Ankara, Bursa ve Kocaeli’deki federasyonlarla yandaş bir Erzurumlular Konfederasyonu kurulacağı belirtildi. Tehditler ERKON’u böldü.
Mustafa Macit adaylıktan çekilirken…
Eski Esenyurt Belediye Başkanı Ali Murat Alatepe, adaylığını ilan etti.
Alatepe, tartışmalı bir isim olarak biliniyor.
Eski Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu, iş başvurusu için gelen kadınları makamında taciz ettiği ortaya çıkınca ‘affını’ istemişti. Yerine Alatepe getirilmişti.
Alatepe, 2018’de Esenyurt için “Burayı kaybedersek, Kudüs'ü kaybederiz! İslam'ı kaybederiz, Mekke'yi kaybederiz!” sözleriyle alay konusu oldu. Başarısız bulunduğu için aday gösterilmedi.
Alatepe, Sedat Peker’in ifşaatlarında da geçiyor.
Peker, Alatepe’nin Kadıoğlu’nu kaset uzağı kuran kişi olduğunu, gazeteci Ali Tarakçı'ya yönelik silahlı saldırıyı azmettirdiğini ve “mallara çöktüğünü” ileri sürdü.
AK Parti tarafından Esenyurt Belediye başkan adaylığına layık görülmeyen Alatepe, şimdi ERKON’a ‘kayyum’ olarak atanıyor. Umarım, 18 Aralık’taki ERKON genel kurulunda, “Burayı kaybedersek, Kudüs’ü kaybederiz” demez!