Ayşenur Arslan

Ayşenur Arslan

SORUN(LARI) ENİNDE SONUNDA KADINLARA GELİP DAYANIYOR!

Başlık, Star yazarı -bir zamanların AKP milletvekili- Resul Tosun beyefendinin son yazısından ilham alıyor. Elbette onun yazısında farklı bir "adres" var. Şöyle diyor:

"Sorun eninde sonunda gelip laikliğe dayanıyor."

Çok rahatsız Resul Bey, çok rahatsız! Laikliği Türkiye'nin "beka sorunu" olarak görüyor.

O'na göre, laiklik emperyalist işgalcilerin kültürü. Bu kültürü dayatan da CHP

Resul Bey ve laiklik meselesine döneriz. Ama beyefendi emperyalist güçlerden söz etmişken hatırlatmak şart. Daha çok yeni, Savunma Bakanı -Saray'ın gizli gücü- Hulusi Akar Sedat Ergin'e konuşup şöyle dedi:

"Türkiye bölgesinde ABD için güçlü, etkin ve güvenilir bir müttefiktir. Eğer ABD Ortadoğu coğrafyasında bulunacaksa Türkiye ile işbirliği yapması lazım. ABD’nin bölgede işbirliği yapacağı ülke biziz."

İnsanın aklı karışıyor haliyle! Hani o "EYYY AMERİKA" dünyaya hükmedemezdi. Zaten ve elbette emperyalist bir güçtü!

Yoksa Erdoğan ve kurmayları İzlanda'dan söz ediyorlardı da biz mi anlamamıştık.

Belli ki anlamamışız!

Resul Tosun'un "kültür işgali" dediği emperyalist hegemonyadan ne kastedildiğini de anlamamış olabiliriz.

Zira bugünlerde, konuyu "erkekleri eşcinsel yapmaya çalışan odaklara" kadar getirenler.. Oradan da benim Koreli lolipoplarım BTS grubuna uzatanlar var.

Beyhude! Gençleri, Resul Bey'den "kızlara gözü kayar" korkusuyla istediği üniversiteye gidemeyen Binali Yıldırım'a kadar hiçbir panik atak çerçeveleyemeyecek!

AKP'lilerin çocukları bile nasıl yaşıyor, ne yapıyor görüyoruz.

Hani son günlerde hep dendiği gibi:

Bir de bize marjinal diyorlar!!

   *  *  *

Laiklik denince çıldırmalarının nedeni de zaten bizlerden çok muhafazakarların çocukları.. Ve onları artık kendi saflarında tutamamaları. Deyim yerindeyse, zaptedememeleri!

O çocukları kendi saflarına çekebilmek için kafa yorup duruyorlar. Ne var ki, paradigmalarını aşamayınca olduramıyorlar.

Resul Tosun da, tıpkı pek çok AKP'li  / şeriatçı / siyasal islamcı isim gibi gerçek fikri açık ediyor:

"İslam, kul ile Allah arasında gizli kalması gereken ilişki dâhil, Müslümanın ailesiyle, toplumuyla, çevreyle, canlılarla ve kainattaki her şeyle ilişkisini düzenlemiş bir dindir.

Dua da tesettür de, helaller de, haramlar da, iyiliği yaymak kötülükle mücadele etmek de, adil olmak da, dürüst olmak da ve bütün güzellikler de bu yüce dinin kapsama alanındadır."

Resul Tosun'un son cümlesindeki tarif pek ilginç! Adil olmak, (yolsuzluğu kapsıyor mu bilmem) kötülükle mücadele etmek falan.. İyi de, başta AKP'nin siyasi elitleri olmak üzere siyasi İslamcıların bu konulara kafa yorduğu söylenemez. Onlar daha ziyade "tesettür" yani "kadın" konusunda çok hassaslar.

Taliban yöneticileri geçenlerde "biz de artık eskisi gibi değiliz, daha kibar ve düşünceliyiz" deyip, cümleyi "tek koşulumuz kadınların evden çıkmamaları" diye tamamladı ya!

Bizdeki Taliban'ın (tek değilse de) en büyük derdi, kadınlar! Tesettüre girsinler, evden mümkün olduğu kadar çıkmasınlar, anne-babaları 12 yaşında evlendirmeye kalkınca isyan etmesinler, kocalarının sözünü dinlesinler..

Erdoğan iktidarı, kadınları toplumdan silemeyeceğini çoktan fark etti. Siyasal İslam projesi de zaten çoktan iflas etti.

Peki, neden bu laiklik karşıtı kampanyaya karşı sessizler?

Nedeni açık: Dışarıda bir yandan emperyalizme kafa tutuyor görünüp sonra ABD'ye el uzatmak..

İçeride de bir yandan AB hedefiyle çağdaşlık masalı anlatırken bir yandan toplumdaki -yani sandıktaki- oy oranı yüzde 10 denilen şeriatçı / siyasal İslamcı kesime ve elbette tarikatlara çiçek atmak..

Son günlerde hızlanan laiklik karşıtı kampanyanın nedeni, yaklaşan seçimler.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın -Erdoğan'ın yanı başında- Anayasa'ya apaçık aykırı konuşması..

Hadi O'na "şaşırmadık" diyelim.. Bahçeli'nin Erbaş'a açık desteğini ilan etmesi..

İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi..

Okullardaki dayatmalarla kız ve erkek öğrencilerin arasına kimi zaman görünür kimi zaman görünmez perdelerin çekilmesi..

Hep üç oy beş oy hesabı..

Ama, siyasi hesaplarla toplumsal mühendislik Rus ruleti gibidir. Bakarsınız, tabancadaki tek kurşun size isabet etmiş.

Laiklik çocuk oyuncağı değil.

Ve sorun, gerçekten de eninde sonunda gelip laikliğe dayanıyor.

Resul Tosun da bunu söylüyor. Ancak tam aksi bir rotada:

"Sorun eninde sonunda gelip laikliğe dayanıyor.

90 senedir dindarlara hayatı zehir etmeye çalışanların ve toplumu İslam'dan uzaklaştırmaya çalışanların tek gerekçeleri laiklik.

İşte tam da bu sebeple istismarı önlemek için laiklik ilkesi tüm çağdaş ülkelerde olduğu gibi ya anayasadan çıkarılmalı ya da istismarı engelleyecek netlikte tarif edilerek yer almalıdır.

Yoksa bu zihniyetin, ellerine geçen ilk fırsatta 28 Şubat benzeri uygulamalara teşebbüs etmekten ve toplumu germekten çekinmeyeceği anlaşılmaktadır.

Demedi demeyin!"

   *   *  *

Ben de başta CHP, muhalefete sesleniyorum:

Demedi demeyin! Yaklaşık 70 yıldır adım adım ilerleyen laiklik karşıtı politika artık "hücuma" dönüştü.

Sovyetler Birliği bir günde dağılmadı.

İran, Afganistan bir günde şeriatçı kafalara teslim olmadı.

Türkiye bugün, bu ülkeler gibi değil ama "bambaşka bir yerde" ise, bu da bir günde olmadı.

Daha cesur olmalısınız.

Hep söylediğim gibi, laiklik hayatımızın / cumhuriyetimizin temel taşı. Onun dalgaların oyduğu kayalar gibi zaman içinde parçalanıp gitmesine seyirci kalmamalısınız.

Biz, laikliğin siyasi ya da entelektüel bir mesele değil ÖLÜM KALIM MESELESİ olduğunu bilen kadınlar SİZİ UYARIYORUZ!

Bizim sustuğumuz yerde sizin sözlerinizin hiçbir hükmü kalmayacak!

Bugün susturulan.. Evine hapsedilip başlarına baba / abi / koca diye bir erkeğin gardiyan olarak dikildiği.. Bizzat bu ülkenin cumhurbaşkanının "kendisiyle eşit görmediği".. Öldürülen, ölüm tehlikesiyle yaşayan, hiçe sayılan, hiçleştirilen kadınlar..

Onlar da en büyük vebaliniz olacak!!!

MERAKLISINA NOT:

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın takibe aldığı BTS, 2019 yılında Suudi Arabistan'da konser verdi. Biliyor muydunuz? Hem de her yaştan, kadınlı erkekli Suudi yurttaşın doldurduğu Kral Fahd Stadyumunda.

Suudi Arabistan'ın duvarları bile gençlerinin, kadınlarının mücadelesiyle yıkılmaya başladı. Daha ne diyeyim!!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşenur Arslan Arşivi